Etiket: Abd

  • ABD’de konut yatırımı yapacaklara kritik uyarılar

    ABD’de konut yatırımı yapacaklara kritik uyarılar

    ABDPOST.COM

    ABD (İGFA) – ABDPost, Amerika’da konut yatırımı yapmayı düşünenler için kritik değerlendirmelerde bulundu. ABDPost.com New York Temsilcisi Özlem Özgüt Yörekli, yatırım sürecinde göz ardı edilen yasal detayların ciddi maddi kayıplara yol açabileceğine dikkat çekti.

    Amerika Birleşik Devletleri’nde konut yatırımı yapmak, cazip kira getirileri ve uzun vadeli kazançlar vadetse de, bilinmeyen yasal detaylar yatırımcıyı zor durumda bırakabiliyor.

    ABD’deki konut piyasasına dair önemli bilgiler paylaşan ABDPost.com New York Temsilcisi Özlem Özgüt Yörekli, özellikle ilk kez yatırım yapacak olanlara kritik uyarılarda bulundu.

    İmar izinlerinden bodrum katların kullanımına, co-op ve condo farklarından kira sınırlamalarına kadar birçok konuda bilinçli hareket edilmesi gerektiğini belirten Yörekli, “Yatırım yaparken sadece fiyat ve lokasyon değil, hukuki altyapı da en az onlar kadar önemli” uyarısında bulundu.

    İmar Durumu Her Şeyin Başında Geliyor

    ABD’de ev satın alırken ilk olarak dikkat edilmesi gereken konu, taşınmazın imar izni. Yörekli, “Evin single family (tek ailelik) mi, yoksa multi family (çok ailelik) mi olduğuna bakılmalı. İzin tek bir aile içinse, bölüp kiraya veremezsiniz” diyerek bu tip yanlış girişimlerin hem yıkım hem de ciddi para cezaları ile sonuçlanabileceğini vurguladı.

    Yörekli ayrıca geniş bir arsa alıp birden fazla bina inşa etmeyi planlayanlar için de imar planının sınırlarını aşmanın, yapılara el konulmasına kadar varan sonuçları olabileceğini belirtti.

    Bodrum Katlara Dikkat: Kiraya Vermek Yasal Değil

    ABD yasalarının, bodrum katların kiraya verilmesini kesin şekilde yasakladığına da vurgu yapan Özlem Özgüt Yörekli, ancak birçok kişinin bu yasağa rağmen bodrumları kiraya verdiğini belirtti. Yörekli, “Yasa dışı bir durumla karşı karşıya kalabilirsiniz. Şikayet gelirse ciddi cezalar söz konusu. Ayrıca bu alanlarda uzun süre yaşamak sağlık açısından da risk taşıyor” dedi.

    Co-op mu Condo mu?

    Amerikan konut piyasasında en çok karıştırılan yapıların co-op (kooperatif) ve condo (kondo) tipi daireler olduğunu ifade eden Yörekli, co-op sisteminin dışarıdan cazip göründüğünü ancak yönetim kurallarının oldukça katı olduğunu belirterek şu bilgileri paylaştı:

    “Co-op yapılar, düşük peşinatla ev sahibi olma fırsatı sunsa da aidatlar yüksektir ve kiraya verme konusunda ciddi sınırlamalar vardır. Kiracı seçiminden kira süresine kadar her adımda yönetimin izni gerekir.”

    Yörekli kondoların ise yatırım açısından daha esnek bir seçenek olarak öne çıktığını belirterek “Genellikle iki yıl kendiniz oturduktan sonra istediğiniz kişiye kiraya verebilirsiniz. Kiracıyı siz seçer, tadilatları da kendi isteğinize göre yaptırabilirsiniz” dedi.

    Yörekli’den ‘Uzman’ Tavsiyesi

    Konut yatırımı yapmak isteyenlere en büyük tavsiyesi ise bir profesyonelden destek almak olduğunu altını çizen Özlem Özgüt Yörekli, “İmar avukatları ve tecrübeli emlakçılar bu sürecin olmazsa olmazıdır. Kendi başınıza belge ve mevzuatlara hâkim olmadan atacağınız her adım, sizi maddi ve hukuki risklerle karşı karşıya bırakabilir” ifadelerini kullandı.

  • ABD’de kardiyolojiye damga vurdu, şimdi Türkiye’ye hizmet etmek istiyor

    ABD’de kardiyolojiye damga vurdu, şimdi Türkiye’ye hizmet etmek istiyor

    ABDPOST.COM

    ABD (İGFA) – Uzun yıllardır ABD’de başarıyla sürdürdüğü meslek hayatının ardından Türkiye’ye dönüp genç hekimlere ilham vermek ve halk sağlığına katkı sağlamak istediğini kaydeden Prof. Dr. Dolan, hayat hikayesini ABDPost’a anlattı.

    Dünyanın önde gelen tıp merkezlerinden biri olan Saint Louis Üniversitesi Hastanesi’nde (Saint Louis University Hospital) Chief Medical Officer ve Senior Vice President olarak görev yapan Türk kardiyolog Prof. Dr. Melda Şamilgil Dolan, Amerika’daki başarı hikayesiyle gurur kaynağı olmaya devam ediyor. Kardiyoloji alanında geliştirdiği “non-invaziv” (kansız) tanı yöntemleri ve eğitim alanındaki katkılarıyla bilim dünyasında adını altın harflerle yazdıran Dolan, artık tecrübelerini Türkiye’ye taşımak istiyor.

    Hastanenin en saygın kardiyologlarından biri olan Dolan, hayat hikayesini ABDPost.com New York Temsilcisi Özlem Özgüt Yörekli’ye anlattı.

    6 Yaşında İlk Adımı Attı

    İstanbul’da Atatürkçü bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Melda Şamilgil Dolan, henüz altı yaşında babasının izinden giderek kardiyolog olmaya karar verdiğini söyledi. Babası Dr. Atilla Şamilgil’in, Türkiye’de kardiyoloji alanında tanınan bir isim olduğunu belirten uzman isim, annesinin de bir hukukçu olduğunu söyledi.

    Demokratik, çağdaş ve vatansever bir aile ortamında yetiştiğine vurgu yapan Dolan, tıp eğitimini İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nde tamamladığını ve ardından, Kardiyoloji İhtisası’nı İstanbul Kardiyoloji Enstitüsü’nde yaptığını belirtti.

    ABD’ye Gözlemci Olarak Geldi

    ABD’ye ilk kez gözlemci olarak geldiğini ifade eden Prof. Dr. Dolan, burada yaptığı bir bilimsel çalışmayla ödül kazandıktan sonra Saint Louis Üniversitesi tarafından öğretim üyeliğine davet edildiğini ve böylece Amerika’daki serüveni resmen başladığını aktardı.

    Kateteri Kansız Hale Getiren Teknik

    Bilimsel çalışmaları arasında klasik kateter yöntemini non-invaziv (kansız) hale getirmesi olan ünlü kardiyolog, hastalara daha az acı ve daha hızlı teşhis imkânı sunarak hem tıp dünyasında büyük yankı uyandırdı hem de birçok uluslararası ödül kazandı.

    Bu yaklaşımıyla nükleer kardiyolojide çığır açan teknikler geliştiren Dolan, yöntemi şöyle anlattı:

    “Damarın haritasını çıkarıyorsunuz ama kanı izlemiyorsunuz; dokunun ne kadar kanlandığını ölçüyorsunuz.”

    Özellikle Amerika’da invaziv yöntemlerin ağırlıkta olduğu bir dönemde, bu alana olan inancını ve katkılarını kararlılıkla sürdürdüğünü ifade eden Dolan, bu direnciyle pek çok uzmanın saygısını kazandı.

    Sadece Bilime Değil, İnsanlığa Hizmet

    Saint Louis Üniversitesi’nde onlarca öğrenci yetiştiren, kongrelerde konuşmalar yapan ve dünya çapında araştırmalar yürüten Dolan, yüreğinin hep Türkiye için çarpmaya devam ettiğini belirterek Amerika’da yaşadığı sürede karşılaştığı Türk vatandaşlarına el uzatmaktan hiçbir zaman geri durmadığını kaydetti.

    ABDPost.Com’a konuşan Dolan, “Gecenin bir yarısında gelen bir telefonla, hiç tanımadığım bir Türk vatandaşı için hastaneye koştum. Sadece Türk olması yeterliydi” ifadelerini kullandı.

    ‘Türkiye’deki Eğitimimle Gurur Duyuyorum’

    Türkiye’de aldığı tıp eğitiminin kendisine uluslararası alanda sağlam bir temel oluşturduğunu özellikle vurgulayan Prof. Dolan, “Hiçbir zaman Amerika’daki meslektaşlarımdan geri kalmadım, hatta çoğu zaman onların önüne geçtim. Bu da Türkiye’deki eğitimin ne kadar güçlü olduğunun kanıtıdır” ifadelerini kullandı.

    Kadınların tıptaki yerini de önemseyen Dolan, özellikle genç kızların hayallerinden vazgeçmemeleri gerektiğinin altını şu sözlerle çizdi:

    “Yeter ki çalışın, inanın. ‘Ben yapabilir miyim?’ diye sorgulamayın. İnanırsanız başaramayacağınız hiçbir şey yok.”

    Gönlünde İstanbul Var

    Amerika’da onlarca yıl başarıyla görev yapmasına rağmen, kalbinin hep İstanbul’da kaldığını belirten Prof. Dr. Melda Şamilgil Dolan, Türkiye’ye dönme planlarını da anlattı. Özellikle genç hekimlerin yetişmesinde rol almayı ve Türk halkına doğrudan hizmet vermeyi istediğini kaydeden Dolan, “Sağlığım el verirse, İstanbul’a dönüp vatanıma katkı sunmak istiyorum. Tüm bilgi birikimimi gençlerle paylaşmak, Türkiye’nin tıbbına yeni bir soluk getirmek istiyorum” dedi.

    Dolan, Türkiye’ye döndüğünde tıp eğitimi, kadınların desteklenmesi ve hasta bakımında yenilikçi yaklaşımlar konularında aktif rol üstlenmek istediğini de sözlerine ekledi.

  • Çin’in boşalttığı alanı Türk üretici doldurabilir

    Çin’in boşalttığı alanı Türk üretici doldurabilir

    İZMİR (İGFA) – E-ticaret sektörünün gündeminde, Trump’ın ek gümrük tarifelerinin ortaya çıkarabileceği senaryolar var. Ticimax CSO’su Ceyhun Turan, “ABD’li tedarikçiler ve e-ticaret satıcıları için alternatif kaynak ülke arayışı hızlanabilir. Türkiye bu noktada stratejik bir avantaja sahip olabilir. Çin’in boşalttığı alanı Türk üretici doldurabilir” dedi.

    Trump’ın ek gümrük tarifelerinin e-ticarette küresel tedarik zincirine nasıl yansıyacağı merak konusu. Sektör paydaşlarının gündeminde, Türkiye’deki e-ticaret oyuncuları için nasıl riskler doğurur ve e-ticaret firmaları için mali yük oluşturur mu gibi sorular var.

    Trump döneminde devreye giren ek gümrük tarifelerinin, küresel tedarik zincirinde dalgalanmalara yol açtığını ve bu dalgaların elbette Türkiye’deki e-ticaret oyuncularını da etkileyebileceğini ifade eden Ticimax CSO’su Ceyhun Turan, “Özellikle ithalata dayalı çalışan firmalar, ürün maliyetlerindeki artış ve tedarik sürelerindeki uzama nedeniyle karlılık konusunda zorlanabilir. Lojistik maliyetlerinin yükselmesi ve alternatif tedarikçilerle çalışma ihtiyacı da operasyonel yükü artırabilir. Ancak bu tabloyu bir risk kadar fırsat olarak da görmek mümkün. Türkiye’deki e-ticaret firmaları, bu gelişmeleri yerli üreticilerle daha yakın çalışmak, tedarik zincirini çeşitlendirmek ve dijital ihracat stratejilerini güncellemek için bir fırsata çevirebilir. Doğru adımlar atıldığında, bu süreç daha sürdürülebilir ve esnek bir büyüme modeli oluşturmak için bir dönüm noktası olabilir” dedi.

    ÇİN’İN BOŞALTTIĞI ALANI TÜRK ÜRETİCİ DOLDURABİLİR

    Trump yönetiminin, 2 Mayıs’tan itibaren Çin’den gelecek küçük paketlere uygulanan vergiyi yüzde 120’ye çıkarmasının da Çin menşeili ürünlerin ABD pazarında dezavantajlı hale gelmesine neden olması bekleniyor. Bu durumun Türkiye menşeili ürünlere ilgiyi artırabileceğine işaret eden Turan, “Çünkü bu durum Çin menşeli ürünlerin ABD pazarında rekabet gücünü ciddi şekilde zayıflatıyor. Dolayısı ile tedarikçiler ve e-ticaret satıcıları için alternatif kaynak ülkeler arayışını hızlandırabilir. Türkiye, bu noktada stratejik bir avantaja sahip olabilir. Çünkü Türkiye, hem üretim kapasitesi hem de coğrafi konumu ile AB ve ABD’ye görece hızlı erişim sağlayabilen, gümrük avantajları açısından Çin’e kıyasla daha uygun maliyetli olabilecek bir alternatif olarak öne çıkıyor. Özellikle tekstil, ev ürünleri, takı, doğal kozmetik gibi kategorilerde Türkiye menşeili ürünlerin ABD’li satıcılar ve tüketiciler nezdinde daha cazip hale gelmesi mümkün. Eğer Türkiye’deki üreticiler ve e-ihracat yapan firmalar bu fırsatı doğru şekilde değerlendirirse, ABD pazarında Çin’in boşalttığı alanları doldurabilirler. Bu da e-ticaret altyapı sağlayıcıları olarak bizim için, hem ABD pazarına yönelik çözümler geliştirme hem de Türk firmaların uluslararası pazarlara entegrasyonunu hızlandırma adına önemli bir fırsat doğurur” diye konuştu.

    TÜRKİYE LEHİNE BİR AVANTAJA DÖNÜŞEBİLİR

    Trump yönetiminin Çin’den gelen küçük paketlere uyguladığı yüksek vergiler ve artan posta maliyetlerinin, özellikle Temu, Shein, AliExpress gibi Çin merkezli e-ticaret devlerinin ABD pazarındaki rekabet gücünü zayıflatabileceğine de vurgu yapan Turan şunları aktardı: “Bu gelişme, düşük fiyat ve hızlı gönderim üzerine kurulu iş modellerini sarsarken, alternatif tedarikçi arayışını da hızlandırıyor. Türkiye hem coğrafi konumu hem üretim kapasitesiyle bu noktada önemli bir fırsat yakalayabilir. Yerli e-ticaret platformları ve üreticiler, lojistik ve dijital altyapılarını güçlendirerek bu boşluğu doldurabilir, özellikle ABD ve Avrupa pazarlarında daha görünür hale gelebilir. Bu süreç, doğru stratejilerle yönetildiğinde, küresel oyuncularla rekabette Türkiye lehine bir avantaja dönüşebilir.”