Etiket: Risk

  • Bornova’da 2 bin 830 Bayraklı’da 1014 yapı için hayati karar

    Bornova’da 2 bin 830 Bayraklı’da 1014 yapı için hayati karar

    İZMİR (İGFA) – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sürdürülebilir yaşam alanları yaratma stratejisi kapsamında başlattığı Türkiye’nin en kapsamlı deprem araştırmaları ve risk azaltma projeleri çok yönlü olarak sürüyor. Yapı envanteri, depremsellik-tsunami araştırması ve mikrobölgeleme etüt çalışmalarını birlikte yürüten Büyükşehir Belediyesi, tüm çalışmalardan elde edilen verilerle Deprem Master Planı’nı tamamlayacak.

    Çalışmalar iki etap halinde tamamlandı
    İzmir Büyükşehir Belediyesi, 30 Ekim 2020 İzmir depreminin en çok etkilediği Bayraklı ve Bornova’da başlattığı yapı envanteri çalışmasını iki ilçede de tamamladı. Bilimsel yöntemlerle konut niteliğindeki yapıların olası bir deprem esnasında davranışları belirlendi. Yaklaşık 100 bin yapının bina kimlik belgesi oluşturuldu. Bina kimlik belgesiyle o bina hakkındaki ruhsat, mimari proje, en yakın toplanma alanı gibi bilgilere hızlı ve doğrudan erişim sağlandı. Çalışmalar 2 etap halinde sahada görev alan yaklaşık 200 inşaat mühendisi ile sürdürüldü. Bayraklı’da 200 gün Bornova’da da 300 gün süren çalışmaların ardından, yapıların durumu belgelendi.

    İleri analiz yapılması gereken binalar belirlendi
    İzmir Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, kentin deprem açısından riskli bir konumda olduğunu anımsatarak, “950 binin üzerinde yapı var. Bayraklı ve Bornova’da yapı stokunu inceledik. Yaklaşık 100 bin yapının incelemesini tamamladık. Bu incelemeler hem gözlemsel hem de belediyelerin arşivindeki bilgiler ışığında yapıldı. Çalışmalar kapsamında Bornova’da 2 bin 830 yapı, Bayraklı’da da 1014 yapının, diğer yapılara oranla daha öncelikli olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirledik. Bu binalarda ileri analiz yapılması gerekiyor” dedi.

    Yurttaşlar bundan sonra ne yapacak?
    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı çalışmaların sonuçları hakkında ilçe belediyelere yazı gönderildiğini ifade eden Eylem Ulutaş Ayatar, yurttaşların bundan sonraki süreçte izleyeceği yolu şu sözlerle anlattı: “İlçe belediyeleri, o binalarda yaşayan yurttaşlara bu konuda bilgilendirmelerini yapıyor. Apartman yönetimleri de bir araya gelerek çıkan sonuca dair karar verecek. Bizim yaptığımız çalışma, binaların önceliklendirilmesi konusundaydı. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ve 6306 sayılı yasa kapsamında belirtilen analizin birebir aynısı değil. Ama onunla uyumlu bir çalışma. Binaların taşıdığı riskler açısından, yapıların önceliklendirilmesini sağladık. Yaptığımız analizler ve gözlemsel tespitler, öncelikle kendi içerisinde bir sıralamayı ortaya koyuyor. Çalışma kapsamında ‘Bu bina riskli veya değil’ diyemeyiz. Bunu diyebilmemiz için mevzuatta tanımlı yöntemler var. Biz burada hangi yapı daha öncelikli olarak incelenmeli, bunu belirledik. Çalışmanın sonucunda yurttaşların ilgili analizleri yaptırması gerekiyor. Çünkü bir yapının güvenliğinden bahsedebilmek için ana kılavuzumuz Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ve 6306 sayılı yasa.”

    Binalar güçlendirilecek veya yeniden yapılacak
    Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ve 6306 sayılı yasa kapsamında yapılacak çalışmalarda, binadan karot alınacak ve beton dayanıklılığı tespit edilecek. Binaya ilişkin analizler yapıldıktan sonra 6306 sayılı yasa kapsamında bina “riskli” veya “riskli değil” diye tanımlanacak. Riskli tespit edilen yapılarda yasal süreç başlayacak. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği kapsamında yapılacak deprem performans analizi çalışmalarında ise bu yapıların can güvenliği açısından riskleri değerlendirilecek. Çalışmaların ardından yapıların güçlendirilmesi veya yıkılarak yeniden yapılması netlik kazanmış olacak.

    “Yurttaşlar çalışmalarımızı önemsemeli ve yapılarını ileri analize tabi tutmalı”
    İzmir Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, “Eline belge geçen hemşehrilerimiz ilgili mühendislik bürolarına başvurarak performans analizi yaptırabilir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş firmalar da var. Bu firmalara giderek yapılarını 6306 sayılı yasa kapsamında analiz ettirmeleri gerekiyor. Yapı stokumuz oldukça fazla. Deprem yönetmeliklerindeki köklü değişimlerin yanı sıra yapı denetim sisteminin belirli bir tarihten sonra yürürlüğe girmiş olması, mevcut yapılarımızın ileri analizlere tabi tutulması gerektiğini ortaya koyuyor. İzmir deprem kuşağında yer alan bir kent. Bu nedenle yapılarımızı olası bir deprem riskine karşı daha güvenli hale getirmemiz lazım. Yurttaşlarımızdan yaptığımız ön değerlendirme çalışmalarını dikkate almalarını bekliyoruz. Böylece daha güvenli yapılara kavuşacağız” diye konuştu.

  • BTÜ’den depreme dirençli bursa için kritik adım

    BTÜ’den depreme dirençli bursa için kritik adım

    BURSA (İGFA) – Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) bünyesinde yer alan Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi, “depreme dirençli kentler” oluşturmak için çalışmalarını sürdürüyor.6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaraların sarılması, şehirlerin yeniden ayağa kaldırılması ve zemin ile yapı risk analizinin yapılması için pek çok proje üreten BTÜ’lü akademisyenler, Bursa’yı da depreme hazır hale getiriyor.

    Bu kapsamda Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eyübhan Avcı ve ekibi detaylı zemin haritalarını çıkarıyor ve deprem risk analizlerini yapıyor. İki yıl önce Yıldırım ilçesinde başlanan detaylı zemin haritalama ve deprem risk analizleri, Gemlik ilçesi ile devam ediyor. İki ilçede de arazi ölçümleri ile gerekli analizlere başlayan ekip, alanlarda sıvılaşma olup olmadığını belirliyor. Sahadan toplanan veriler, proje çerçevesinde yazılım programlarına aktarılarak zemin ile üstyapı analizleri yapılıyor ve binaların depremde hasar görme durumları değerlendiriliyor.Yapılan çalışmaların kentsel dönüşüme ışık tutması hedefleniyor. Ayrıca BTÜ’lü akademisyenler, Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nin de depremselliğini ele alarak, üretim durmadan binaları ve zeminleri güçlendirerek yapıları depreme dirençli hale getirmek için çalışmalarını sürdürüyor.

    GEMLİK VE YILDIRIM’IN ZEMİNİ ANALİZ EDİLİYOR

    Çoğu ilde detaylı zemin araştırmaları ve analizlerin yapılmadığını ifade eden Prof. Dr. Eyübhan Avcı, Bursa’da bu çalışmanın BTÜ öncülüğünde başladığını vurguladı. Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Avcı, “Buradaki amacımız Bursa’nın detaylı zemin haritasını çıkarmak, olası bir deprem durumunda nerelerin fazla hasar alacağını tespit etmek ve yapılacak kentsel dönüşüm çalışmalarının risk derecesinin yüksek olduğu alanlardan başlatmak. Yıldırım’da başlattığımız çalışmalara sıvılaşma riskinin ve depremde hasar görme riskinin yüksek olduğu Gemlik’i de ekledik” dedi.

    VATANDAŞ PARSELİNİN RİSKİNİ BİR TIKLA ÖLÇEBİLECEK

    Bölgelerden numuneler topladıklarını anlatan Prof. Dr. Avcı, zemin sıvılaşma haritaları, yumuşak zemin özeliği gösteren alanların haritaları, heyelan riskine sahip alanların haritaları, deprem anında gelebilecek ivme değerleri, alanın yer altı suyu, zemin profili gibi detaylı verilerin bir yazılım ile belediyelerin kullanımına sunulacağını söyledi. Avcı, “Yetkililer bu sisteme koordinat bilgisi girdiğinde, o alanın bilgileri detaylı olarak önlerine çıkacak. Kentsel dönüşüm ve ruhsat aşamalarında belediyelere kolaylık sağlayacak. Vatandaşlar için oluşturacağımız yazılımda da vatandaş ada parselini girerek, bulunduğu alanın deprem risk derecesine ulaşabilecek, alanın sıvılaşma riskinin bulunup bulunmadığı veya yumuşak zemin özelliğine sahip olup olmadığını görebilecek. Ne kadarlık bir deprem ivmesi gelecek, faylar nereden geçiyor, ne yapması gerektiğiyle ilgili bazı bilgiler, bu yazılımda vatandaşın önüne düşecek” diye konuştu.

    BTÜ İCADI BOR ENJEKSİYONU SIVILAŞMANIN ÖNÜNE GEÇECEK

    Bursa’nın depremsellik açısından riskli bir şehir olduğunun altını çizen Avcı, özellikle Gemlik ilçesinin olası bir depremde ciddi hasar alabileceğini vurguladı. Avcı, “Bursa’da; Gemlik, Mudanya gibi sahil bölgeleri ile Nilüfer, Yıldırım ovası gibi alanlar yüksek sıvılaşma potansiyeline sahip.O yüzden Bursa’nın ciddi bir depremde, hasar alma riski oldukça yüksek. Üniversitemizde geliştirdiğimiz bor enjeksiyonlu malzeme ile bu sıvılaşma riskinin de önüne geçebiliriz. Malzememizi,yeni yapılacak binaların zeminlerine uygulayabileceğimiz gibi, mevcut binalara da temellerden açacağımız küçük delikler vasıtasıyla kolaylıkla uygulayabiliriz. Zemin içindeki boşluklara yerleşen malzeme katılaşarak zemini katı bir forma (kaya özelliğine) getiriyor ve sıvılaşma olayını ortadan kaldırıyor. Çalışmamızın Gemlik Kurşunlu bölgesinde yapılan saha uygulamalarında oldukça başarılı sonuçlar elde edildi” şeklinde konuştu.

    Rektör Naci Çağlar: Deprem Hasarlarını Azaltmak İçin Sahadayız
    BTÜ’nün deprem öncesi ve sonrası birçok proje ve çalışmaya imza attığını kaydeden BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, “Şehrimizin sorunlarına kayıtsız kalmıyor, Bursa’mızı depremlere hazırlamak için pek çok çalışma sürdürüyoruz. Şehrin yapı stoğunun ve zeminin incelenmesi, sıvılaşmaya karşı bor katkılı enjeksiyon malzememizin uygulama aşamasına gelmesi, akademisyenlerimizin ilgili komisyonlarda yer alması, çalıştaylar gibi depreme hazırlık konusunda fark yaratacak çalışmalara imza atmaya devam edeceğiz. Dolayısıyla şehrimiz için ülkemiz için ve depreme hazırlık için hep sahadayız” dedi.