Etiket: Mücadele

  • Kahverengi kokarca kabusuna karşı mucize buluş

    Kahverengi kokarca kabusuna karşı mucize buluş

    SAKARYA (İGFA) – Amerika ve Kosta Rika’daki muadillerinden 5 kat daha etkili olduğunun bilimsel tespitlerle ispatlandığını belirten Alemdar, “Bu sadece Sakarya’nın değil, Türkiye’nin başarısı. Biri larvaları yok eden, diğeri topraktaki faydalı bakteriyi içeren iki önemli ürün 6 ayda geliştirildi. Bu tehdidi kimyasal ilaçla değil, toprağı iyileştiren doğal yöntemle yok edeceğimize inanıyorum. Bu ürünü böyle bir günde ücretimizle paylaşmak gurur verici” dedi. Buluş istilayı yerinde bitirme, larva ile yumurtalarla mücadele ve toprağı yerinde zenginleştirme aşamalarıyla tutSAK, Larcex-H ve BIO-H olmak üzere 3 farklı ürün şeklinde çiftçiyle buluşturuldu.

    Sakarya Büyükşehir’ Belediyesi’nin üreticiye ve üretime katkı sağlayan, rekabet eden değil, destekleyen tarım vizyonuyla yürütülen çalışmalar, önemli bir neticeye ulaşmış ve Türkiye’de tarımsal üretim için en büyük tehdit haline gelen kahverengi kokarcaya karşı “tutSAK” isimli feromon tuzağın üretimi tamamlanmıştı.

    ÇİFTÇİLERE İLK KEZ DAĞITILDI

    Projeye ise Başkan Alemdar ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz öncülük etmişti.

    Büyükşehir ve Sakarya Üniversitesi ortaklığında istilacı böceğe karşı yerli ve milli imkanlarla geliştirilen ‘TutSAK’ isimli feromon tuzak ile Larcex-H ve BIO-H 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde düzenlenen törenle çiftçilere ilk kez dağıtıldı.

    PROTOKOLE YOĞUN KATILIM

    Büyükşehir Belediyesi, SAÜ, Teknokent ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğü arasında AKOM’dabir protokol imzalandı. Ardından dağıtım töreni gerçekleştirildi.

    Programa Sakarya Valisi Rahmi Doğan, SAÜ Rektörü Prof. Dr. Hamza AL, SAÜ Teknokent Genel Müdürü Doç. Dr. Yakup Köseoğlu, SATSO Başkanı Akgün Altuğ, SESOB Başkanı Hasan Alişan, Sakarya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Ali Şener Bayraktar, ilçe belediye başkanları, Muhtarlar Federasyonu Başkanı Erdal Erdem, ilçe ziraat odası başkanları, muhtarlar, meclis üyeleri, Büyükşehir bürokratları, çiftçiler ve çok sayıda basın mensubu katıldı.

    tutSAK’ın kullanımı

    SAÜ’de binlerce maddenin sentezlenmesiyle ortaya çıkarılan ve çiftçinin tek çare olarak gördüğü “tutSAK” feromonunun kullanımıyla ilgili üreticilere kapsamlı bilgiler sunuldu.

    “Bu çalışma bilimsel olarak test edildi ve raporlandı”

    Projenin bilimsel olarak test edilerek raporlandığını, sonuçların ise başarılı olduğunu ifade eden Başkan Alemdar, “Pandemi zamanı toprağın, üretimin ne kadar değerli olduğunu gördük. Bu nedenle bizler sadece altyapı ve üstyapı hizmetini değil, üreticimize, çiftçilerimize her türlü desteği sağlayacağımızı söyledik. Kahverengi kokarca tarımsal üretim için şu anda en büyük tehdit. Özellikle fındık başta olmak üzere birçok ürüne zarar veren bu zararlıya karşı, üniversitemizle, bilim insanlarımızla beraber yaklaşık 6 aydır çalışıyoruz. Biri larvaları yok eden metal kompleks, biri topraktaki faydalı bakterileri içeren biyolojik ürün. Bu çalışma bilimsel olarak test edildi, raporlandı ve artık çiftçimizin hizmetine sunulacak düzeye geldi” dedi.

    “Bu ilaç kalıcı bir çözüm sunabilecek nitelikte”

    Sakarya Valisi Rahmi Doğan ise, “Kahverengi kokarca, sadece ülkemizi değil, dünyanın birçok ülkesini etkileyen zararlı bir böcektir. Bu tehdide karşı Tarım Bakanlığımız öncülüğünde, il ve ilçe tarım müdürlükleri hem fiziki hem de biyolojik mücadele yöntemlerini bugüne kadar sürdürdü. Ancak bugün tanıttığımız ve üniversitemiz hocalarının geliştirdiği ürün, bu soruna kalıcı bir çözüm sunabilecek nitelikte. Sakarya Üniversitesi’ndeki bilim insanlarımız, yoğun bir çalışmayla bu önemli ürünü geliştirdiler. Hocalarımız, bu ürünü çok kısa sürede piyasaya sunulabilecek aşamaya getirdiler. Çiftçimize ve ülkemize hayırlı olsun” dedi.

    “Kokarcanın yumurta ve larvalarını etkisiz hale getiriyor”

    SAÜ Prof. Dr. Mustafa Zengin, “Kahverengi kokarca ile mücadele kapsamında, Ali İhsan Yavuz Bey ve Büyükşehir Belediye Başkanımızın talebiyle bir tuzak (trap) geliştirdik. İlk etapta sadece tuzak üretimi yaptık ancak bunun yeterli olmayacağı anlaşılınca iki farklı sıvı ürün daha geliştirdik. Bu ürünlerden biri, kokarcanın yumurta ve larvalarını etkisiz hale getiriyor. Diğer ürün ise tamamen faydalı toprak bakterilerinden oluşup, kokarcanın yumurtalarını yok ederken toprağı da iyileştiriyor. Bu üçlü ürün sistemiyle kimyasal kullanmadan etkili bir biyolojik mücadele sağlıyoruz” sözleriyle geliştirilen ürünlere dair bilgi paylaşımında bulundu.

    “tutSAK”, Larvex-H ve BIO-H nedir?

    Kahverengi kokarca Türkiye’nin birçok bölgesinde hızla yayılım göstererek, mısır, fındık, fasulye, domates, şeftali, Antep fıstığı gibi yüksek ekonomik değere sahip tarım ürünlerinin yanı sıra 300’den fazla bitki ve meyve türünü tehdit ediyor.

    TutSAK kahverengi kokarca Feromonu: Kahverengi kokarcanın ergin bireylerini cezbederek biyoteknik mücadele sağlayan Tutsak, iki farklı feromonun sinerjik etkisiyle geliştirilmiş Türkiye’nin ilk yerli feromon tabanlı tuzağı.Çevre dostu yapısı sayesinde insan sağlığına, doğal dengeye ve faydalı böcek popülasyonuna zarar vermeden zararlının populasyonunun kontrol altına alınmasına katkı sağlıyor.

    Larvex-H kahverengi kokarca larva ve yumurtaları ile mücadele: Türkiye’de ve dünyada ilk kez kahverengi kokarcanın larva ve yumurtalarına karşı doğrudan ve çevre dostu etkililik gösteren özgün formül. Kimyasal zehir kullanımını azaltan yapısıyla, çevreye, biyolojik dengeye ve insan sağlığına duyarlı yeni nesil bir biyoteknik çözüm sunuyor.

    BIO-H kahverengi kokarcada bakteri ile mücadele: Zararlının tüm evrelerinde etkili olan, tamamen doğal mikroorganizmalarla geliştirilen yeni nesil bir biyolojik mücadele ürünüdür. İçeriğinde bulunan doğa dostu ve toprağı zenginleştiren yeni nesil bakteriler sayesinde toprak sağlığını iyileştirmekte, ekosistem dengesi ve sürdürülebilir tarım uygulamalarına katkı sağlamaktadır.

  • Uluslararası Bitki Sağlığı Günü Antalya’da kutlandı

    Uluslararası Bitki Sağlığı Günü Antalya’da kutlandı

    ANTALYA (İGFA) – Birleşmiş Milletler’in ilan ettiği 12 Mayıs Uluslararası Bitki Sağlığı Günü kapsamında, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Konferans Salonu’nda ATG Hotels desteğiyle bir etkinlik düzenlendi. Etkinlikte bitki sağlığının açlıkla mücadele, çevre koruma ve sürdürülebilir kalkınmadaki rolü vurgulandı.

    Açılış konuşmalarını ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya İl Tarım ve Orman Müdürü Şakir Fırat Erkal, FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık ve Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Dr. Ersin Dilber yaptı. Hacısüleyman, kamu-özel iş birliğinin önemine dikkat çekerken, Erkal biyolojik mücadele uygulamalarını anlattı. Selışık, Türkiye’nin uluslararası normlara uyumunu överken, Dilber ulusal bitki sağlığı politikalarını paylaştı.

    ÇOCUKLARDAN DUYGUSAL MESAJLAR

    Etkinlikte, biyolojik mücadele uygulayan çiftçilerin çocuklarının hazırladığı videolar gösterildi. Çocuklar, bitki sağlığının önemini anlattıkları videolarla alkış topladı; ardından ödüllendirildi.

    Doç. Dr. Yunus Bayram moderatörlüğündeki panelde, pestisit kalıntılarının önlenmesi ve biyolojik-biyoteknik mücadele yöntemleri tartışıldı. Dr. Ersin Dilber, Muharrem Selçuk, Prof. Dr. Senih Yazgan, Prof. Dr. Enver Durmuşoğlu, Prof. Dr. Okan Özkaya ve Prof. Dr. İsmail Karaca, biyolojik mücadelenin yaygınlaştırılması, üretici eğitimi ve ihracatta kalıntı kriterleri üzerine öneriler sundu. “Tek Sağlık” yaklaşımıyla bitki, insan ve çevre sağlığının bütüncül ele alınması gerektiği vurgulandı.

    FAO, IPPC ve EPPO gibi kuruluşlardan gelen mesajlar, bitki sağlığının küresel önemine dikkat çekti.

    Uluslararası iş birliğini güçlendiren program sonunda organizasyona verdikleri katkılardan dolayı ATG Hotels adına düzenlenen teşekkür plaketi, Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yunus Bayram tarafından ATG Hotels Grup Kalite Koordinatörü Pınar Demirli’ye takdim edildi.

  • Engel Tanımayanlar, başarı hikayelerini Narlıdere’de anlattı

    Engel Tanımayanlar, başarı hikayelerini Narlıdere’de anlattı

    İZMİR (İGFA) – İzmir Narlıdere Belediyesi, 10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası kapsamında, “Engelli Bireylerin Başarı Öyküsü” başlıklı panele ev sahipliği yaptı. Narlıdere Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte, Öğretim Görevlisi Hatice Özkan, Av. Ahmet Haydar, ALS-MNH Derneği Genel Başkanı Dr. Alper Kaya, aktivist Gülay Serin ve Multipl Skleroz (ms) Hastalığı Dernek Saymanı Şebnem Oktay birer konuşma yaptı. Pakize Ateş Kadın Danışma Merkezi tarafından gerçekleştirilen programda, Narlıdere Belediyesi Engelsiz Sesler Korosu da etkinliğe katılanlara mini bir müzik dinletisi sundu.

    BİRÇOK ZORLUKLA KARŞILAŞTIM

    Yoğun bir katılımla gerçekleştirilen programda, ilk sözü SMA Tip 2 hastası olarak dünyaya gelenÖğretim Görevlisi Hatice Özkan aldı. SMA hastalığı nedeniyle hareket kabiliyetini kaybettiğini söyleyen Özkan, “Ben sizlere zorlu bir yaşam mücadelesini ve başarı yolculuğunu anlatacağım. Özel gereksinimli bir birey ve bir kadın olan ben yani Hatice Özkan, eğitim hayatında çok başarılı oldu. Bu başarıları anne babasının, ailesinin desteği ile elde etti. Ancak eğitim hayatı boyunca birçok zorluk ve engellemelerle karşılaştı. Bizler verdiğimiz mücadeleyle, elde ettiğimiz başarılarla bazı insanların bir şeylerin farkına varmasını sağlayabiliriz. Ben bir akademisyen olarak ülkeme ve insanlara faydalı olmak için çabalıyorum. Engelliler Haftası’ndaki etkinliklerin, engelli bireylerin sorunlarına gelecekte çözüm olmasını temenni ediyorum” dedi.

    BAŞARILI OLAMAZSIN DEDİLER

    Doğuştan görme engelli Av. Ahmet Haydar ise çocukta yaşta yatılı okula gittiği için topluma çok erken yaşta dâhil olduğunu ifade ederek, “Bu yüzden çok erken yaşta olgunlaştım. Engelli olmanın ilk ayrımını ilkokulda yaşadım. Ardından müziğe olan ilgim nedeniyle konservatuvara girmek istedim. Ancak bazı hocalar başarılı olmayacağımı söyledi. Bu beni yıldırmasa da çok başarılı olmama rağmen konservatuvara giremedim. Daha sonra avukat oldum ve mesleğimi başarıyla yaptım” diye konuştu.

    PİYANGO BANA VURDU

    İlk iki konuşmacının ardından sözü, emekli bir göz hekimi olan ALS-MNH Derneği Genel Başkanı Dr. Alper Kaya aldı. Işığa aşık bir insan olduğu için göz doktorluğu mesleğini seçtiğini ifade eden Dr. Alper Kaya, “ALS hastalığımı öğrendikten sonra yüzde 97 engelli raporu verdiler. Şu anda yüzde 3 ile buradayım. Ailem, eşim ve dostlarım bana çok yardımcı oldu. Benim hastalığıma son durak hastalığı deniyor. Bu hastalık 100 binde 2 kişiyi yakalıyor. Piyangonun vurduğu insanlardan biri de benim. Bu hastalık önemli bir yolculuktur. Bu hastalık bana gösterdi ki hayatı çok da ciddiye almamak lazım” açıklamasında bulundu.

    AKRAN ZORBALIĞI İLE KARŞILAŞTIK

    Paneldeki bir diğer konuşmacı Aktivist Gülay Serin ise oğlunun da özel gereksinimli bir çocuk olduğunu dile getirerek, “Burada bugün engel tanımayan insanlar var. Özel çocukları olan annelere acınacak gözlere bakmayan insanlarla bir aradayım. Benim oğlum Eren’in eğitim süreci çok zorlu bir yolculuktu. Maalesef akran zorbalığı ile karşı karşıya kaldı. Toplu taşımada bile sorunlar yaşıyorduk. Ben bu mücadeleden hiç yorulmadım. Oğlum Eren, hayatın her alanında birçok başarı elde etti. Ben Eren’den çok şey öğrendim. Sevgiyle ve azimle her şeyi çözdük. Ancak bizim bu mücadelemiz toplumda yeterli karşılığı görmüyor. Örneğin, özel gereksinimli bireyler maalesef iş bulamıyor” dedi.

    MS HASTALARINA FAYDALI OLMAK İÇİN MÜCADELE EDİYORUM

    Multipl Skleroz (ms) Hastalığı Dernek Saymanı Şebnem Oktay da MS’in ne olduğunu öğrenerek ve öğrendiklerini toplumla paylaşarak insanlara faydalı olmaya çalıştığını dile getirerek, “Damdan düşeni ancak damdan düşen anlar. Bu anlayışla MS hastalarına faydalı olmak için mücadele ediyorum” diye konuştu. Konuşmaların ardından Narlıdere Belediyesi Engelsiz Sesler korusu dayüreklere dokunan bir konserle katılımcılara duygusal anlar yaşattı.

    ASLINDA HEPİMİZ DELİYİZ

    Narlıdere Belediyesi, 10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası kapsamında, “Aslında Hepimiz Deliyiz” adlı tiyatro oyununa da ev sahipliği yaptı. Konak Belediyesi Tiyatro Topluluğu’nun sahnelediği oyun öncesinde, kendisi de engelli bir birey olan Erkan Kızıldağ da bir konuşma yaptı. Kızıldağ konuşmasında, bireyin; yaşadığı engel nedeniyle dışlanmadığı, yetersizlikleri üzerinden toplumda damgalanmadığı, sağlık, eğitim ve istihdam başta olmak üzere tüm haklardan eşit şekilde yararlandığı bir Türkiye diledi.

  • Manisa’da haşereyle mücadeleye aralıksız devam ediyor

    Manisa’da haşereyle mücadeleye aralıksız devam ediyor

    MANİSA (İGFA) – 17 ilçede görev yapan 52 ekip, 52 araç ve dronelarla birlikte, çöp konteynerlerinden dere yataklarına kadar ulaşılması zor tüm alanlarda etkin ilaçlama faaliyetlerini sürdürüyor. Belediyenin yıl boyunca devam eden vektörlerle mücadele programı kapsamında hem larva hem de erişkin haşerelere karşı etkin önlemler alınıyor.

    17 İLÇEDE DE ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

    Veteriner İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, özellikle yaz aylarında artış gösteren haşere popülasyonuna karşı kent genelinde kapsamlı bir mücadele veriliyor. Ekipler, açık alanlar, dere yatakları, çöp konteynerleri, gübrelikler ve sulak bölgelerde yoğun mesai harcıyor. Vektörlerle Mücadele Şube Müdürü Veteriner Hekim Uğur Dilik, “Dereler gibi ilaçlaması zor alanlarda drone ile uygulama yapıyoruz. Drone kullanmamızın amacı, geniş ve ulaşımı zor alanlardaki bataklık ve dere gibi bölgelerde larva mücadelesi yapabilmek ve lokal şikayetlerin olduğu noktalarda etkili sonuç almak. 17 ilçemizde çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. Uygulamalarımız; larva, rezidüel alan, açık alan, yeşil alan, kışlak alan ve kapalı alan ilaçlamalarını kapsıyor. Bunlar yıl boyunca düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz faaliyetler” dedi.

    Şubat ayından itibaren, havaların ısınmasıyla birlikte larva mücadelesine başladıklarını belirten Dilik, “Kışın da kışlak alan uygulamalarını gerçekleştiriyoruz. Bu alanlar; dere altları, kanallar, rögarlar ve tüneller gibi vektörlerin barınabileceği yerler. İlçelerdeki her noktada ilaçlama çalışmalarımız da devam ediyor. Çöp konteynerleri ve rögar gibi alanlarda rezidüel ilaçlama uygulamalarını da sürdürüyoruz. Diğer haşerelere karşı da yılın 12 ayı boyunca mücadele ediyoruz. 52 ekip, 52 araç ve son teknoloji drone desteğiyle tüm şikayetlere aynı gün içinde müdahale ediyoruz” diye konuştu.

    “HER YERİ KENDİ EVİMİZİN ÖNÜ GİBİ GÖRÜYORUZ”

    Sahada görev yapan ilaçlama personeli Ömer Otsaçlı, “Sabah erkenden sahaya çıkıyoruz. Sulak alan, konteyner, yeşil alan fark etmeksizin her noktada ilaçlama yapıyoruz. Her mahalleyi, her dereyi, her yeşil alanı kendi evimizin önü gibi görüyor, vatandaşımızın rahat etmesi için elimizden geleni yapıyoruz” dedi.

  • “Üç Fidan”Bursa Nilüfer’de büyük katılımla anıldı  

    “Üç Fidan”Bursa Nilüfer’de büyük katılımla anıldı  

    BURSA (İGFA) – Üç Fidan Gençlik Parkı’nda gerçekleştirilen etkinliklerde Gezmiş, Aslan ve İnan’ın Türkiye’nin tam bağımsızlığı için verdikleri mücadele ve düşünsel mirası konuşuldu. İdam kararlarının uygulandığı gün olan 6 Mayıs sabahı saat 05.30’da şafak nöbeti tutuldu.

    Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, idam edilişlerinin 53’üncü yıl dönümünde Nilüfer’de düzenlenen iki ayrı etkinlikte anıldı. Anma etkinliklerinden ilki Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Konseyi tarafından Üç Fidan Gençlik Parkı’nda kapsamlı bir programda yapıldı. Programa Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir, CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP Parti Meclis Üyesi Canan Taşer, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Orkun Gazioğlu, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, CHP Gençlik Kolları MYK Üyesi Hasan Bakmaz, CHP Bursa İl Gençlik Kolları Başkanı Berkcan Bora, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Mustafa Berkay Aydın ile Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları, Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri, muhtarlar, çok sayıda 68 kuşağı temsilcisi ve gençler katıldı.

    Nilüfer Belediyesi Halk Evi önünden sloganlar ve marşlarla birlikte Üç Fidan Gençlik Parkı’na yürüyüşle başlayan anma etkinliği, Bursa Gençlik Dayanışması adına Dilan Karabatak ve Ebrar Gül’ün yaptığı konuşmayla başladı. “Üç Fidan”ın emperyalizme karşı mücadelesinin Türk gençliğine açtığı yolu anlatan Karabatak ve Gül, bu mücadelenin günümüzde de sürdüğünü belirttiler.

    “YOL GÖSTERİYORLAR”

    Konuşmasına Nazım Hikmet Ran’ın “Yaşamaya Dair” şiirini okuyarak başlayan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam edildiği günü unutamadıklarını söyledi. Onların güzellik, iyilik, doğruluk, cesaret, yurt ve insan sevgisiyle dolu insanlar olduklarını belirten Başkan Şadi Özdemir, “Yıllar önce yaktıkları ışıkla, en umutsuz anlarımızda, demokrasi taleplerimizi özgürce dile getirmek için bize yol gösteriyorlar” dedi.

    Mücadelelerinin haklılığının bugün daha iyi anlaşıldığını dile getiren Başkan Şadi Özdemir, “Bu yüzden onların anısına ve değerlerine sahip çıkıyoruz, çıkmaya da devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    Nilüfer Kent Konseyi Genel Sekreteri Elifhan Köse Çal da, “Onların taşıdığı halkçı değerleri, kente ve hayata dair her kararın temeli kılmak için kararlıyız” dedi. 68 kuşağının kendisi ve birçok genç için rol model olduğuna dikkat çeken Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Mustafa Berkay Aydın ise, “Bu insanlar inançları için kendi hayatlarını ortaya koydu. Biz de gençlerimizin vurgu yaptığı gibi birlikte düşüneceğiz ve geleceğe birlikte bakacağız” diye konuştu.

    Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın da, “Denizler, Yusuflar, Mahirler hepsi iyi üniversitelerde okuyorlardı. Emperyalizme karşı mücadele yolunda canlarını verdiler. Bugün de gençlerimiz sahada. Bu mücadeleyi hep birlikte devam ettirecekler” ifadelerini kullandı.

    “İZLERİ SİLİNMEDİ”

    Deniz, Yusuf ve Hüseyin’i, karanlığa karşı yürüyen beyaz atlılar olarak nitelendiren Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Orkun Gazioğlu ise, “Bizlere düşen onları yalnızca anlatmak değil, yaşatmaktır. Onlar gittiler ama bıraktıkları izler silinmedi. Onlar düştüler ama fidanlar orman oldu” dedi.

    68 kuşağının bağımsız bir Türkiye için emperyalizme karşı mücadele eden devrimci yürekli insanlar olduğuna vurgu yapan CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da, bu kavganın süreceğini söyledi.

    Açılış konuşmalarının ardından “Devrimin Beyaz Küheylanı Beyaz Motosiklet” isimli belgesel gösterimi gerçekleştirildi. Sonrasında, Fehmi Enginalp moderatörlüğünde 68’liler kuşağı temsilcisi Hasan Ataol ve belgeselin yönetmeni Aslı Esma Karaca’nın katılımıyla “Beyaz Atlı Şimdi Buradan” geçti isimli söyleşi düzenlendi. Söyleşide konuşan Fehmi Enginalp, Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Konseyi’nin “Üç Fidan”ın mirasına sahip çıkmasının önemine değindi. 68’liler kuşağının temsilcisi Hasan Ataol da Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’nın idam kararının alınmasının ardından, bu kararın durdurulması için yaptığı eylemi ve sonrasında yaşadıklarını anlattı. Yönetmen Aslı Esma Karaca ise 68 kuşağının hikayesini anlatmanın kendisi için büyük bir tutku olduğunu belirterek, onların hikayesinin daha fazla gence ulaşmasını diledi. Konuşmaların ardından Fehmi Enginalp, Hasan Ataol ve Aslı Esma Karaca’ya günün anısına plaket verildi.

    ÜÇ FİDAN ANITI’NDA ŞAFAK NÖBETİ
    Etkinlikler 6 Mayıs sabahı Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan için idam edildikleri saat olan 5.30’da gerçekleştirilen Üç Fidan Anıtı önündeki şafak nöbeti ile sürdü. Nöbete, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Bursa Milletvekilleri Kayıhan Pala, Orhan Sarıbal, Hasan Öztürk, CHP PM Üyesi Canan Taşer, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Serpil Altun, Nilüfer Belediye Meclis Üyeleri, Nilbel AŞ. Başkanı İbrahim Mart, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Mustafa Berkay Aydın ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Anmada, Üç Fidan Anıtı önünde saygı duruşunda bulunulduktan sonra anıta karanfiller bırakıldı.

  • İstanbul’da sivrisinekle mücadelede önlemler arttı

    İstanbul’da sivrisinekle mücadelede önlemler arttı

    İSTANBUL (İGFA) – İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı, başta sivrisinek olmak üzere her türlü vektörle mücadelesine aralıksız devam ediyor. İstanbulluların rahat bir yaz geçirmesi adına yürütülen çalışmalar, kent genelinde sürdürülüyor.

    Toplam 182 ekip ve 588 kişilik uzman kadroyla 39 ilçede görev yapan Vektörle Mücadele Ekipleri, 120 bin 485 potansiyel üreme alanında düzenli uygulamalar gerçekleştiriyor. İBB vektörlerle mücadele ekipleri; başta su birikintileri, göl-göletler olmak üzere dereler, su kanalları ve mezarlıklarda çalışmalarını yürütüyor.

    39 İLÇENİN TAMAMINDA MÜCADELE ÇALIŞMALARI YÜRÜTÜLÜYOR

    Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Vektörlerle Mücadele Birimi, 39 ilçenin tamamında çalışmalarına yoğun şekilde devam ediyor. Özenle yürütülen çalışmalarla, sivrisinek, karasinek, fare, kene, hamamböceği gibi vektör (taşıyıcı) popülâsyonların, biyolojik zincirde tamamen yok edilmeden, insan sağlığını tehdit etmeyecek düzeyde tutulması hedefleniyor.

    Vektörle mücadele çalışmaları kapsamında, kültürel mücadeleye de yer veriliyor. Ekipler, İstanbullulara bilinçlendirici broşürler dağıtılıyor.

  • Yeşilay’dan bağımlılıklarla mücadelede küresel liderlik

    Yeşilay’dan bağımlılıklarla mücadelede küresel liderlik

    İSTANBUL (İGFA) – Uluslararası Yeşilay Federasyonu’nun organizasyonuyla, dünyanın farklı ülkelerinden katılımcıları ağırlayan IFGC Forum, bu yıl da ülke Yeşilay’larının temsilcilerini, gönüllüleri, basın mensuplarını ve birçok konuşmacıyı bir araya getirdi. Bağımlılıklarla mücadelede bilgi paylaşımını, kurumsal iş birliklerini ve ortak çözüm arayışlarını tek çatı altında buluşturan programın kapanışı ise Sayın Cumhurbaşkanı’nın teşrifleriyle gerçekleşti. İlk kez 2016 yılında başlatılan etkinliğin bu yılki konuşmacıları arasında, başta Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç olmak üzere; Dünya Sağlık Örgütü’nden Dr. Dzmitry Krupchanka, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nden (UNODC) Karen Paters, Uluslararası Göç Örgütü’nden (IOM) Guglielmo Schinina ve Avrupa Alkol Politikası İttifakı (EUROCARE) Genel Sekreteri Florence Berteletti yer aldı.

    5. Olağan Genel Kurulda Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, Uluslararası Yeşilay Federasyonu Genel Başkanlığına seçilirken, Büyükelçi Dr. Mehmet Güllüoğlu ise Uluslararası Yeşilay Federasyonu Genel Sekreteri oldu.

    Altı Kıta Tek Yürek

    Programın kapanış konuşmasını yapan Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, “1920 yılının zorlu zamanlarında gelecekteki tehlikeyi öngören bir grup vatansever münevverin bağımlılıkla mücadele etmek için kurduğu Yeşilay’ımız, bugün 105 yaşında. Türkiye’nin Yeşilay’ı, köklü geçmişiyle, Türkiye’de olduğu gibi dünya genelinde de bağımlılıklarla mücadelenin sembolü olmuş, sağlıklı nesillerin teminatı hâline gelmiştir. İşgal günlerinde başlattığımız bu kutlu yürüyüşü Yeşilay Federasyonumuz ile bugün altı kıtaya yaymanın gururunu yaşıyoruz. 120 şubemiz, 105 Yeşilay Danışmanlık Merkezi’miz, rehabilitasyon merkezlerimiz ve 110 Yeşilay Spor Kulübü’müzle, sağlıklı yaşam kültürünü daha geniş kitlelere ulaştırma gayretiyle çalışıyoruz.” dedi.

    Dinç, bağımlılıklarla mücadelenin yalnızca bir sağlık meselesi olmadığının, aynı zamanda insan onuru, toplumsal değerler ve gelecek nesiller için kritik bir mücadele alanı olduğunun da altını çizdi.

  • Başkan Özdemir’den liselilere ‘umutlarınızı bırakmayın’ mesajı

    Başkan Özdemir’den liselilere ‘umutlarınızı bırakmayın’ mesajı

    BURSA (İGFA) – Bursa’da Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi’nde düzenlenen “İlham Veren Hayatlar 5” başlıklı söyleşiye katıldı.

    Söyleşi öncesinde okul öğrencilerinden oluşan orkestra özel bir konser verdi. Yeteneklerini sergileyen öğrenciler, izleyenlerden alkışları topladı.

    Ardından gerçekleştirilen söyleşiye genç sanatçı adayları yoğun ilgi gösterdi. Başkan Şadi Özdemir, kendi yaşamından kesitler sunarak, gençlerin hayallerine ulaşma yolunda onlara ilham vermeye çalıştı. Öğrencilere karşılaştığı zorlukları, bu zorlukların üstesinden nasıl geldiğini anlatan Başkan Şadi Özdemir, başarıya ulaşmak için sahip olması gereken motivasyonu aktardı.

    Artvin’de küçük bir okulda başladığı eğitim hayatının Bursa’da devam ettiğini söyleyen Başkan Şadi Özdemir, İstanbul’daki üniversite eğitiminin ardından iş yaşamına atıldığını kaydetti. Cumhuriyetin sunduğu fırsat eşitliği sayesinde bugün belediye başkanı olabildiğini belirten Başkan Şadi Özdemir, Mustafa Kemal Atatürk’ü minnetle andı.

    Öğrencilere çalışmaları, mücadele etmeleri ve sosyalleşmeleri tavsiyesinde bulunan Başkan Şadi Özdemir, kendisinin de genç yaşlarından itibaren daha güzel bir dünya ve yaşam ideali ile çalıştığını belirterek, siyaset ve sosyal hayatın içinde yer aldığını anlattı.

    Üniversite yılları, 12 Eylül dönemi, siyaset ve iş yaşamı olmak üzere hayatının her evresinin mücadelelerle geçtiğini söyleyen Başkan Şadi Özdemir, hayatta teslim olmamanın önemini vurgulayarak, “Umutlarınızı ve mücadeleyi hiçbir zaman bırakmayın. Ben kanserle mücadele ettim. Kemoterapi aldım. 6 ay radyoterapi gördüm. 28 gün aralıksız ışın tedavisi aldım. Hepsini yaşadım ama bir gün bile suratımı asmadım. ‘Bunu da yenerim’ dedim. Yendim. Hiçbir zaman mücadeleyi bırakmadım. Hayatta mücadele ruhu, inatçı olmak, ısrar etmek ve dayanışma önemli” dedi.

    “DAHA İYİ BİR NİLÜFER İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

    Hayatında birçok olumsuzluk yaşadığını ancak bunların üstesinden gelmeyi başardığını vurgulayan Başkan Şadi Özdemir, “Bugün de en güzel kentin belediye başkanı olarak sizlere hitap ediyorum. Daha iyi bir Nilüfer olsun diye gece gündüz çalışıyoruz. Herkesin sesinin yansıdığı, hepimizin olan bir Nilüfer yaratmak istiyoruz. Her duygudaki, her düşüncedeki, her etnik kimlikteki, inanç grubundaki insanın kendini rahat hissedeceği bir Nilüfer yaratmak istiyoruz. Onun için ‘Sadece 550 bin Nilüferli’nin çıkarını düşünürüz’ dedik. Daha rahat, güvenli, keyifli bir hayat sürmesi için çalışmaya devam ediyoruz” diye konuştu.

    Sanatın ve sanatçının toplum için önemine de değinen Başkan Şadi Özdemir, gençlerin yeteneklerine inanmaları ve tutkularının peşinden gitmeleri gerektiğini vurguladı. Konuşmanın ardından öğrencilerin sorularını da yanıtlayan Başkan Şadi Özdemir’e söyleşinin sonunda okul müdürü Remzi Ayaz çiçek verdi.

  • Mardin Hak-İş” Hak, hukuk ve adaletin sesi olmaya devam edeceğiz”

    Mardin Hak-İş” Hak, hukuk ve adaletin sesi olmaya devam edeceğiz”

    MARDİN (İGFA) – Burada Hak-İş Konfederasyonu Mardin İl Başkanı Aziz Adıbelli topluluk adına basın açıklamasını yaparak, HAK-İŞ olarak, dünyanın dört bir yanında zulme uğrayan mazlumların yanında olduklarını söyledi.

    Siyonist İsrail rejiminin Filistin halkına yönelik saldırıları, yalnızca bölge barışını değil, tüm insanlığın ortak vicdanını hedef aldığına dikkat çeken Adıbelli,” Bizler, emeğin onurunu savunduğumuz kadar, insan onurunun da evrensel değerlerle korunması gerektiğine inanıyoruz. Küresel adaletin tesisi, yalnızca kendi sınırlarımız içinde değil; mazlum coğrafyalarda da barış, huzur ve özgürlüğün sağlanmasıyla mümkündür. HAK-İŞ, her türlü ayrımcılığa, ırkçılığa, zulme ve sömürüye karşı durmaya; hak, hukuk ve adaletin sesi olmaya devam edeceğiz” dedi.

    EMEĞİN ONURU VE ÖRGÜTLÜ MÜCADENİN YANINDAYIZ

    HAK-İŞ olarak, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının hiç yaşanmadığı bir çalışma hayatı istediklerini kaydeden Adıbelli, şunları söyledi,” İşyerlerinde fiziki, psikolojik ve ekonomik şiddetin engellenmesi için HAK-İŞ’in önderliğinde geliştirilen “İşyerlerinde Şiddete Sıfır Tolerans Belgesi” imzalanarak sadece fiziki değil psiko-sosyal güvenlik de sağlanmalıdır. HAK-İŞ olarak biz, daha fazla dayanışma, daha çok refah, güvenceli istihdam, iş güvencesi ve sosyal adalet için mücadele veriyoruz. HAK-İŞ, tüm emekçileri “Örgütlü ol, Sendikalı ol, HAK-İŞ’li ol” çağrısıyla birliğe sadece ulusal düzeyde değil, küresel ölçekte yürütülen emeğin ortak mücadelesine, birliğine ve dayanışmasına davet ediyor. Çünkü biliyoruz ki; emeğin onuru örgütlü mücadelede, işçinin güvencesi HAK-İŞ’in yolundadır! 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günümüz kutlu olsun!”şeklinde konuştu.

    ŞEHİTLERİMİZİ VE GAZİLERİMİZİ RAHMETLE ANIYORUZ

    Ülkemizde ve Dünya’nın dört bir yanından emeği ve alın terinden vazgeçmeden var gücü ile çalışan tüm emekçilerimizle birlikte hareket ettiklerini vurgulayan Adıbelli,” Emeğin hakkını savunmak için omuz omuza yürüdüğümüz 81 ildeki ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki teşkilat mensuplarımız, Bugün alın terimizin, emeğimizin, birlik ve dayanışmamızın günüdür. 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günümüz kutlu olsun! Ülkemizin huzuru ve güvenliği için fedakârca görev yapan, bu uğurda canını siper eden tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Aynı şekilde, iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu hayatını kaybeden tüm emekçilerimizi de saygıyla yad ediyor, yaralanan ve meslek hastalığı yaşayan işçi kardeşlerimize acil şifalar diliyoruz. Sorunlarımız, önerilerimiz ve taleplerimiz için coşkuyla, inançla meydanlardayız” ifadelerini kullandı.

    GÜÇLÜ BİR DAYANIŞMA RUHU ORTAYA KOYDUK

    Bu basın toplantıları kapsamında 81 il teşkilatımızla, 1 Mayıs Haftası etkinlikleriyle ülke genelinde güçlü bir birlik, mücadele ve dayanışma ruhu ortaya koyduklarını kaydeden Adıbelli,” HAK-İŞ olarak kararlaştırdığımız 1 Mayıs haftası kapsamında 22 Nisan’da Kocaeli’nde Örgütlenme ve Kayıt Dışı ile Mücadele, 24 Nisan’da Van’da Refahın Adil Paylaşımında Vergi ve Sosyal Politikalar, 25 Nisan’da Aydın’da 696 sayılı KHK’nın Yol Açtığı Sorunlar, 28 Nisan’da Konya’da Emeklilik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve 29 Nisan’da Gaziantep’te İş Mevzuatının Güncel Sorunları başta olmak üzere pek çok konunun kamuoyuna daha güçlü bir şekilde duyurulması, emek mücadelesinin evrensel değerleri etrafında birlik ve dayanışma ruhunun hep birlikte yaşatılması amacıyla basın toplantıları düzenledik”

    HAKSIZ ŞEKİLDE İŞTEN ÇIKARILAN İŞÇİLERİMİZİN YANINDAYIZ

    Haksız olarak işlerinden çıkarılan bütün işçilerimizin yanında olduklarını vurgulayan Adıbelli, açıklamasına şöyle devam etti.” Van ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyelerinde hukuksuz ve haksız şekilde işten çıkarılan, 360 gündür eylem çadırında ekmeği ve hakkı için direnen emekçi kardeşlerimizin, Altındağ Belediyesi, Lezita ve Yol bulan’da grev yapan, aylardır alın teri ve emeği için mücadele eden emekçilerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. HAK-İŞ olarak, sendikal hak ve özgürlüklere yönelik yapılan tüm müdahaleleri kınıyor, sendikadan istifaya zorlanan, işten çıkarılan emekçilerin bir an önce işlerine iade edilmesi için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz. Tüm emekçilerin ücretlerinin enflasyona karşı korunmasını talep ediyoruz. Emekçilerin ve emeklilerin milli gelirden aldığı payın artırılmasını istiyoruz. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir anlayış ile yeniden düzenlenmelidir. HAK-İŞ olarak, toplu sözleşme düzenini bozmayacak, güçlendirecek bir asgari ücret düzenlemesini talep ediyoruz. HAK-İŞ olarak, vergilendirmede aile yükümlülüklerinin dikkate alınmasını, vergi matrahı ile vergi oranlarının söz konusu yükümlülüklere uygun olarak belirlenmesini talep ediyoruz. Kriz dönemlerinde tüm ücretliler üzerinden alınan vergi oranı %10 olarak sınırlandırılmasını istiyoruz. Ücretlerdeki vergi yükünün azaltılmasını ve az kazanandan az çok kazanandan çok anlayışıyla vergi alınmasını talep ediyoruz. Sendikal Hak ve İş Güvencesi Emeğin Güvencesidir; Biz de bu Güvence için Alanlardayız. Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını, sendikalı işyerlerinin teşvik edilerek sendikal hakların kullanımının yaygınlaştırılmasını talep ediyoruz. İşe iade davalarının mutlak bir güvenceye kavuşturulmasını talep ediyoruz. Özellikle sendikal nedenle yapılan fesihlerde işçilere, işyeri sendika temsilciliği güvencesi gibi mutlak bir iş güvencesinin getirilmesini verilmesini istiyoruz”

    HER EMEKÇİ SOSYAL GÜVENCEYE KAVUŞMALI

    HAK-İŞ olarak, tüm çalışanların kıdem tazminatına erişimini sağlayacak, adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir modelin oluşturulmasını talep etiklerini belirten Adıbelli,” Her emekçi sosyal güvenceye kavuşmalı, hiçbir işçi güvencesiz çalıştırılmamalıdır. Kayıt dışı çalışmanın son bulduğu, herkesin emeğinin karşılığını alabildiği bir Türkiye mümkündür. Kayıt dışı istihdam ile mücadelede çalışmaların daha etkin ve istikrarlı bir şekilde devam etmesini istiyoruz. Çocuk işçiliğinin ve istismarının önlenmesini talep ediyoruz. Kayıt dışı ve güvencesiz alanlarda çalışan işçilerin kayıt altına alınması için gerekli yasal düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmesini istiyoruz. Bu çerçevede HAK-İŞ olarak, işçi haklarını güçlendirecek köklü düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesini, İş Mevzuatının, emeğin değişen koşullarına ve çalışma hayatının gerçeklerine uygun biçimde güncellenmesini istiyoruz. Ev hizmetlerinde çalışan emekçilerin, İş Kanunu kapsamına alınmasını, Evde Bakım ve Destek Sigortası hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Emekli aylıklarının, prim ödeme gün sayısı ve yatırılan prim tutarıyla orantılı olarak belirlenmesi ve emekli aylığı alt sınırı en az asgari ücret düzeyine yükseltilmesini talep ediyoruz.”

    HAK İŞ OLARAK TAŞERON SİSTEMİNE KARŞIYIZ

    Taşeron sistemine karşı mücadele verdiklerini aktaran Adıbelli, şunları aktardı,” HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, taşeron sistemine karşı verdiğimiz mücadelenin en önemli kazanımlarından biri olan 696 sayılı KHK ile sağlanan kadro düzenlemesini çalışma hayatımız açısından tarihî bir başarı olarak değerlendiriyoruz. Bununla birlikte devam eden sorunlarımızın da çözüme ulaştırılmasını bu tarihi başarıya destek olacağını düşünüyoruz. Kadroya geçen işçilere tayin ve becayiş hakkının verilmesini, belediye şirketlerinde çalışan işçilerin 6772 sayılı Kanun kapsamındaki 52 günlük ilave tediye ödemesinden faydalandırılmasını istiyoruz. Kadro dışı kalan işçilerin durumunun ivedilikle çözülmesi ve tüm emekçilere istisnasız ve ayrımsız kadro verilmesi talep ediyoruz. 2025 yılı Kamu Çerçeve Protokolü sürecinin sosyal diyalog ilkesiyle yürütülmesini ve taleplerimizin karşılanmasını istiyoruz. Toplu iş sözleşmesinin, kamu işçilerimizin ücret adaleti, sosyal hakları ve çalışma koşulları açısından kalıcı kazanımlar sağlaması gerektiğine inanıyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.

  • Dr. Ergün Demir’in adı Narlıdere’de yaşayacak

    Dr. Ergün Demir’in adı Narlıdere’de yaşayacak

    İZMİR (İGFA) – Başkan Erman Uzun, “Meslek hayatı boyunca halkın ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmetlerine erişimi için mücadele eden, sağlık emekçilerinin sesi olmuş Dr. Ergün Demir’in adını ve anısını Narlıdere’mizde yaşatacağız” diye konuştu

    İzmir Narlıdere Belediyesi, 11 Ekim 2023’te hayatını kaybeden İzmir Tabip Odası Üyesi ve eski Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Başkanı Dr. Ergün Demir’in adını Narlıdere’de yaşatacak. Türkiye’de sağlık hakkı mücadelesinin öncü isimlerinden olan Dr. Ergün Demir’in adı, Çatalkaya Mahallesi Çilek Sokak’ta projelendirilecek parka verilecek.

    MÜCADELESİ UNUTULMAYACAK

    Narlıdere Belediye Başkanı Erman Uzun, Dr. Ergün Demir’in toplum sağlığı ve sağlık emekçilerinin hakları için verdiği mücadele ile hatırlanacağını ifade ederek, “Dr. Ergün Demir, yalnızca bir doktor değil, aynı zamanda adaletin, eşitliğin ve insan onurunun savunucusuydu. Meslek hayatı boyunca halkın ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmetlerine erişimi için mücadele eden, sağlık emekçilerinin sesi olmuş Dr. Ergün Demir’in adını ve anısını projelendirme çalışmalarının tamamlanmasının ardından Narlıdere’mizde yaşatacağız. Bu vesileyle Dr. Ergün Demir’i bir kez daha saygı ve sevgiyle anıyorum” diye konuştu.

    MECLİSTE KARAR ALINMIŞTI

    Dr. Ergün Demir’in adının, Narlıdere’de yaşatılması için 2025 Şubat Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda karar alınmış, konuyla ilgili gerekli yazışmaların tamamlanması beklenmişti. Gerekli yazışmaların tamamlanmasıyla Çatalkaya Mahallesi Çilek Sokak’ta yapılacak parkın projelendirilme aşamasına geçildi.

    Dr. Ergün Demir

    DR. ERGÜN DEMİR KİMDİR?

    1964 yılında Elazığ’da doğan Dr. Ergün Demir, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Uzun yıllar İzmir’de hekimlik yapan Demir, 2002-2011 yılları arasında Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Başkanlığı görevini yürüttü. Aynı zamanda İzmir Tabip Odası üyesi olan Demir, halkın sağlık hakkı, sağlık hizmetlerine erişimi ve sağlık çalışanlarının özlük hakları için mücadele etti. Kamuoyunu bilgilendiren yazılarıyla da tanınan Dr. Demir, 11 Ekim 2023’te geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti.

Betturkey Giriş -
Beinwon - Beinwon - iddaa tahminleri - Jokerbet - Canlı maç izle - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Fitcas giriş -
Kurumsal Web Tasarımı - Antalya haber - fue hair transplant - Acibadem - hair transplant turkey - İzmir Haber - İzmir Haber - Gündem - Kadın Saat - Kastamonu Haber - SMM Panel - SMS Onay - Sohbet Odaları -