Etiket: Prof. Dr.

  • DEÜ’den kadın sağlığında önemli başarı!

    DEÜ’den kadın sağlığında önemli başarı!

    İZMİR (İGFA) – İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), kadın sağlığı alanında gerçekleştirdiği nitelikli cerrahi müdahalelerle fark yaratmaya devam ediyor. DEÜ Araştırma Uygulama Hastanesi’nde 12 Mayıs 2025 tarihinde gerçekleştirilen ileri düzey bir operasyon ile 55 yaşındaki kadın hastanın sağ yumurtalık kaynaklı karın boşluğunda tespit edilen yaklaşık 40×45 santimetre boyutunda (en ve boy) ve 15 kilogram ağırlığındaki dev bir yumurtalık kisti, başarılı cerrahi müdahale ile çıkarıldı.

    Ameliyat, Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Güney liderliğinde; Doç. Dr. İbrahim Yalçın, Doç. Dr. Onur Yavuz ve Araş. Gör. Uzm. Dr. Rümeysa Belen Gümüş’ten oluşan deneyimli bir ekip tarafından gerçekleştirildi. Operasyonda anestezi sürecini Prof. Dr. Bahar Kuvaki, çıkarılan kitlenin patolojik değerlendirmesini ise Doç. Dr. Zeynep Bayramoğlu üstlendi.

    “ZORLU SÜRECİ BAŞARIYLA YÖNETTİK”

    Operasyonun ardından hastanın genel sağlık durumunun iyi olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Güney, bu büyüklükteki bir kitlenin patlatılmadan çıkarılmasının hem teknik açıdan hem de hasta güvenliği açısından kritik önem taşıdığını vurguladı. Prof. Dr. Güney, şu değerlendirmelerde bulundu:
    “Dev boyutlara ulaşan bu tür kitleler, karın içi basıncını artırarak hastanın yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir. Erken tanı ve uygun cerrahi müdahale ile bu riskleri ortadan kaldırmak mümkün. Bu büyüklükte bir kisti çevre dokulara zarar vermeden çıkarmak, ileri düzey cerrahi tecrübe ve ekip uyumu gerektirir. Ekibimiz bu zorlu süreci başarıyla yönetti. Hastamızın ameliyat sonrası yakın takibi sürüyor.”

    ERKEN TANI VURGUSU

    DEÜ Araştırma Uygulama Hastanesi’nin İzmir ve Ege Bölgesi’nde kadın sağlığı alanında önemli bir referans merkezi olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Güney, “Yumurtalık kistleri kadınlarda sık görülen, genellikle iyi huylu oluşumlardır. Ancak bazı kistler zamanla büyüyerek karın içinde baskı oluşturabilir, ağrıya neden olabilir ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle menopoz sonrası dönemde ortaya çıkan veya hızlı büyüme gösteren kistlerin mutlaka değerlendirilmesi gerekir. Karın şişliği, adet düzensizliği, kasık ağrısı gibi şikayetleri olan kadınların gecikmeden bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurması büyük önem taşır. Bu tür hastalıkların erken tanı ve tedavisi hem daha kolay hem de daha etkili olur.” ifadelerine yer verdi.

    Ameliyat ekibinde yer alan Doç. Dr. İbrahim Yalçın ise DEÜ Araştırma Uygulama Hastanesi’nin kadın hastalıklarında ileri düzey cerrahi uygulamalarıyla hem bölgesel hem de ulusal ölçekte önemli bir merkez konumunda olduğunu ifade etti.

  • İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi tarafından aile paneli düzenlendi

    İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi tarafından aile paneli düzenlendi

    İZMİR (İGFA) – Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin moderatörlüğünde yapılan panelde, ‘Yılın Vakfı’ Ödülünü alan Gençleri Evlendirme ve Mehir Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Özdemir, İKÇÜKAM Müdürü Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü ve Psikoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Mustafa Şahin konuşmacı olarak yer aldı. Paneli, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Dekanlar, akademik ve idari personel, vakıf ve STK temsilcileri ile öğrenciler takip etti.

    “Mehir ve Aile” panelinin açış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse üniversite olarak sosyal sorumluluk bilinciyle aile kurumunun güçlendirilmesi yönündeki çalışmaları oldukça önemsediklerinin altını çizdi. Aile kavramı üzerinden oluşturulan problemlerin toplumun temel yapısına zarar verdiğine işaret eden Rektör Prof. Dr. Köse, bu kapsamda 2025 yılının ‘Aile Yılı’ ilan edilmesini çok değerli bulduğunu ifade etti.

    AİLE KENDİ İÇİNDE BİR DEVLETTİR

    ‘Aile Yılı” temasıyla farkındalık ve dayanışma projelerine katkı sunmaya devam edeceklerini kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, medeniyetimizin aile ve devleti bütünleştirici bir yapıyı esas aldığına işaret etti. Prof. Dr. Köse, “Aile kendi içinde bir devlettir. Devlet o milletin büyük ailesidir. Onun da ana dinamiği muhabbettir. Mesela ailede yer alan akrabalık kavramlarını topluma taşımışsınız. Toplumda hiç tanımadığınız insana ana, baba, dersiniz, hala teyze dersiniz, amca, dayı diye hitap edebilirsiniz. İşte bu bir aile oluşturmaktır” diye konuştu.

    28 ÜLKEDE FAALİYET YAPAN ULUSLARARASI BİR VAKIF KONUMUNDAYIZ

    Konuşmasına aile yılı ilan edilmesinin stratejik bir hamle olduğunu vurgulayarak başlayan Mehir Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Özdemir, Rektör Prof. Dr. Köse ile 1995 yılında vakıf paydasında birlikte yola çıktıklarını aktararak evlendirmeyi bir ‘mutluluk hareketi’ olarak gördüklerini ifade etti. Başkan Özdemir, “Vakfımızın 16.000’e yakın çiftin yuva kurmasına aracılık etmek için 30 yıldır durmaksızın çalışıyor. Benzersiz bir STK’yız ve 28 ülkede faaliyet yapan uluslararası bir vakıf konumundayız. Dil, din, ırk ayrımı yapmayız. Savaş, sel, deprem olan bölgelerde, ülkelerde hızlıca toplu düğünler icra ediyoruz. Mehir Vakfı 18-40 yaş arasında nişanlı çiftlerin mutlu yuvalar kurmasına, bu sayede huzurlu bir dünya oluşmasına vesile olmaya çalışıyor. ‘Ben evlenmek istiyorum, yuva kurmak istiyorum’ diyen kadına, erkeğe Yüce Allah’ın ciddi bir yardımı var, muhabbeti var, sevgisi var. Biz bu sevginin bilinciyle yola çıktık ve ‘mutluluk hareketi’ mottosuyla tüm dünyada huzurlu bir geleceğe katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Mutluluğa ulaşmak için bize yapılan müracaatlara bir ay ile 90 gün arasında cevap veriyoruz. Belki de mobilya, beyaz eşya üzerinden kurulan 5 yıllık hayalleri, 3 aya indiriyoruz. A’dan Z’ye bir eve ne lazımsa onu veriyoruz. Evlenmek isteyen herkese kapımız açık. Marifet iltifata tabi ve bu mutluluk hareketinde Sayın Cumhurbaşkanımız bizi her zaman takdir etti. Kendilerinin tevcih ettiği 12’nci ödülümüz olan ‘Yılın Vakfı’ ödülü bizim çok kıymetli bir taltif oldu. Buradan zat-ı alilerine hürmetlerimi sunuyorum. Kendilerine sözümüz var; Gazze’de de düğün yapacağız. Mazlumların olduğu her coğrafyada olmaya devam edeceğiz. Türkiye hayırseverleri başta Konya hayırseverleri olmak üzere yardımlarını esirgemeyen herkese buradan teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

    BİRİNCİ SIRADA AİLE, İKİNCİ SIRADA ORDU

    İKÇÜKAM Müdürü Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit, medeniyetimizde kadının ailedeki ve toplumdaki yerini aktardığı sunumunda, Türklerde ailenin toplumun ve devletin temini olarak görüldüğünü belitti. Prof. Dr. Yiğit, “Sağlam bir toplum olabilmesi için güçlü bir aile olması şarttır. Bizim anlayışımızda, güçlü bir aile, güçlü bir toplumu, güçlü toplum da güçlü bir devlet oluşturuyor. Türkler anayurtları olan Türkistan coğrafyasından yüzyıllar içerisinde dünyanın pek çok yerine dağılmış ve pek çok yerde devlet kurmuş büyük bir millet. Pekâlâ, bu dağınıklığa rağmen Türk milleti nasıl ayakta kalabildiği sorusuna baktığımız zaman burada biz iki faktörü görüyoruz. Birincisi aile, ikincisi de ordu. O sebeple Türk milletinin ayakta ve sağlam olarak kalabilmesinde ailenin oldukça büyük bir rolü var ve ordunun da güçlü olması, ailenin güçlü olmasına bağlı olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Orhun Yazıtları ve Dede Korkut hikayeleri ve hatta ondan önce eski metinlerde aile ve akrabalık ilişkilerine dair çok farklı ve fazla kelime görüyoruz. Eski Türkçede aile ‘oguş’ olarak isimlendiriliyor. Ailelerin bir araya gelmesi ile uruglar, uruglar bod (boy, kabile), bodun (boylar birliği) ve il (devlet) oluşumunu görüyoruz. Bodunu özellikle vurgulamak istiyorum. Çünkü boylar aile ile devlet arasında bir aracı. Bu boyların hanedanlıkları kurduğunu görüyoruz. Türkiye’ye en çok göç eden Türkler Oğuz boylarıdır. Oğuz boyları içerisinde mesela Selçuklular, Kınık boyundan, Osmanlılar da Kayı boyundandır. Bundan dolayı bu boylar devletle aile arasında önemli bir iletişim aracı olduğunu tarih boyunca görüyoruz” ifadelerini kullandı.

    MİLLÎ MÜCADELE KADIN KAHRAMANLAR

    Cumhuriyetin 100’üncü yılı etkinlikleri kapsamında çıkardıkları “Millî Mücadele Basınında Kadın Kahramanlar” kitabında, İstiklal mücadelesinde öne çıkan kadınlarımız ile birlikte isimleri unutulmuş nice kahraman kadınları gün yüzüne çıkardıklarından bahseden Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit, 2025 yılının aile yılı olmasının tarihsel süreç açısından bakıldığında da çok önemli bir dönüm noktası olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Yiğit, “Türk devletlerinde ailenin kurulması ve aile adına gerekli tedbir ve önlemlerin alınmış olduğunu görüyoruz 2025 yılının aile yılı olmasını hem ailenin güçlenmesi hem de akrabalık, aile bağlarının güçlendirilmesi adına oldukça kıymetli buluyorum. Millî Mücadele Basınında Kadın Kahramanlar kitabında, arşiv özellikle süreli yayınlarda gazeteler kullanarak pek çok kadın kahramanımızın isimlerini zikrettik. Onları da minnet ve rahmetle yad ediyoruz” dedi.

    ÖNLEYİCİ ÇALIŞMALAR TEDAVİNİN ÖNÜNDE GELİR

    Güçlü devlet olmanın yolu sağlıklı bireylerden geçtiğini ifade eden Prof. Dr. Şahin, koruyucu, önleyici politikaların ekonomik anlamda da önemli faydalar sağlayacağını belirtti. Prof. Dr. Şahin, “Devletin bugün ilaca ve rehabilitasyon hizmetlerine harcadığı para, antidepresanlara harcadığı paralara baktığımız zaman daha yüksek olduğunu görüyoruz. Bu yatırımın aslında aileye yapılması gerekir. Tedavi etmek daha zor bir şeydir. Önleyici çalışmalar, önleyici müdahaleler her zaman tedavinin önünde gelir ve biz devlet olarak aile yılında güzel bir farkındalık yaratmak, bunları hayata geçirme bilincine ulaşmak istiyoruz” dedi.

  • Marmara’da müsilaj alarmı! Bulut kümeleri denizi sardı

    Marmara’da müsilaj alarmı! Bulut kümeleri denizi sardı

    BURSA (İGFA) – Marmara Denizi’nde müsilaj kâbusu geri döndü. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Müsilaj Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Ekim sonunda fark edilip yetkililere bildirilen müsilajın, önlem alınmaması nedeniyle yayıldığını açıkladı.

    7 Mayıs 2025’te Sedef Adası’nın doğusunda çekilen görüntülerde, müsilajın yüzeyden başlayarak 12-18 metre derinlikte göz gözü görmeyecek kadar yoğun kümelere dönüştüğü, 44 metredeki deniz kalemlerini sardığı görüldü.

    “DENİZ CANLILARI TEHLİKEDE”

    Prof. Dr. Sarı, müsilajın ağırlaşarak dibe çökeceğini, yüzeye çıkan kısmın ise “Yazın denize girebilecek miyiz?” kaygısını artırdığını belirtti. Ancak asıl sorunun deniz canlıları olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sarı, “Balıklar, yengeçler, pinalar için deniz yaşanmaz hale geliyor. Çok az insan bunu dert ediniyor” dedi.

    Yetkililere seslenen Prof. Dr. Sarı, “Marmara’ya 1 litre bile arıtılmamış atıksu bırakılmamalı. EDS kameralarıyla yolları donatan bir ülke, denizleri kirletenleri görmezden gelemez. Suç atmayı bırakın, denize bakın!” çağrısında bulundu.

    Görüntüleri paylaşan deniz dostu Serço Ekşiyan’a teşekkür eden Prof. Dr. Sarı, acil önlem alınmasını istedi.

  • DEÜ’de emekçilere toplu sözleşme müjdesi

    DEÜ’de emekçilere toplu sözleşme müjdesi

    İZMİR (İGFA) – Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) ile Tez-Koop-İş Sendikası (Türkiye Ticaret, Kooperatif, Eğitim, Büro ve Güzel Sanatlar İşçileri Sendikası) arasında, 10 No’lu iş koluna bağlı olarak görev yapan 487 işçiyi kapsayan Toplu İş Sözleşmesi imzalandı.

    DEÜ Rektörlük yerleşkesinde düzenlenen imza törenine Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bayram Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Caner Çavdar, Tez-Koop-İş Sendikası İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Ali Ayna, Şube İdari Sekreteri Melike Aslan ve işyeri temsilcileri katıldı.

    “UZLAŞIYLA TAMAMLADIK”

    İmza töreninde konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Bayram Yılmaz, emeğin ve alın terinin kutsal olduğuna inanan bir anlayışla hareket ettiklerini belirterek, imzalanan toplu iş sözleşmesiyle çalışanların sosyal ve ekonomik haklarında önemli iyileştirmeler sağlandığını ifade etti. Yaklaşık üç ay önce başlatılan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin karşılıklı anlayış ve uzlaşıyla kısa sürede tamamlandığını dile getiren Rektör Yılmaz, şunları söyledi:
    “Her zaman adaleti gözeten, emeğe ve emekçiye değer veren bir yaklaşımı benimsedik. İnsana yapılan yatırımın, kurumsal başarıyı ve iş barışını beraberinde getireceğine inanıyoruz. Bu sözleşmeyle çalışanlarımızın yaşam standartlarını yükseltecek sosyal ve ekonomik haklarında önemli kazanımlar elde edildi. Sözleşmenin Üniversitemiz ailesine hayırlı olmasını diliyorum.”

    DEÜ’YE TEŞEKKÜR

    Tez-Koop-İş Sendikası İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Ali Ayna ise süreç boyunca yapıcı ve çözüm odaklı bir tutum sergileyen başta DEÜ Rektörü Prof. Dr. Bayram Yılmaz olmak üzere, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Caner Çavdar’a ve toplu iş sözleşmesi komisyon üyelerine, emekçilerin haklarını gözeten tutumlarından dolayı teşekkürlerini iletti.

  • DEÜ ve Tez-Koop-İş arasında toplu iş sözleşmesi

    DEÜ ve Tez-Koop-İş arasında toplu iş sözleşmesi

    İZMİR (İGFA) – Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) ile Tez-Koop-İş Sendikası (Türkiye Ticaret, Kooperatif, Eğitim, Büro ve Güzel Sanatlar İşçileri Sendikası) arasında, 10 No’lu iş koluna bağlı olarak görev yapan 487 işçiyi kapsayan Toplu İş Sözleşmesi imzalandı.

    DEÜ Rektörlük yerleşkesinde düzenlenen imza törenine Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bayram Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Caner Çavdar, Tez-Koop-İş Sendikası İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Ali Ayna, Şube İdari Sekreteri Melike Aslan ve işyeri temsilcileri katıldı.

    “UZLAŞIYLA TAMAMLADIK”

    İmza töreninde konuşan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Bayram Yılmaz, emeğin ve alın terinin kutsal olduğuna inanan bir anlayışla hareket ettiklerini belirterek, imzalanan toplu iş sözleşmesiyle çalışanların sosyal ve ekonomik haklarında önemli iyileştirmeler sağlandığını ifade etti. Yaklaşık üç ay önce başlatılan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin karşılıklı anlayış ve uzlaşıyla kısa sürede tamamlandığını dile getiren Rektör Yılmaz, “Her zaman adaleti gözeten, emeğe ve emekçiye değer veren bir yaklaşımı benimsedik. İnsana yapılan yatırımın, kurumsal başarıyı ve iş barışını beraberinde getireceğine inanıyoruz. Bu sözleşmeyle çalışanlarımızın yaşam standartlarını yükseltecek sosyal ve ekonomik haklarında önemli kazanımlar elde edildi. Sözleşmenin Üniversitemiz ailesine hayırlı olmasını diliyorum.” dedi.

    Tez-Koop-İş Sendikası İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Ali Ayna ise süreç boyunca yapıcı ve çözüm odaklı bir tutum sergileyen başta DEÜ Rektörü Prof. Dr. Bayram Yılmaz olmak üzere, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Caner Çavdar’a ve toplu iş sözleşmesi komisyon üyelerine, emekçilerin haklarını gözeten tutumlarından dolayı teşekkürlerini iletti.

  • Konya’da “Horasan’dan Anadolu’ya Hikmet Yolculuğu”

    Konya’da “Horasan’dan Anadolu’ya Hikmet Yolculuğu”

    KONYA (İGFA) – Hz. Mevlana ve ailesinin Konya’yı teşriflerinin 797’nci yıldönümü vesilesiyle Konya Büyükşehir Belediyesi ve Selçuk Üniversitesi tarafından “1. Uluslararası Mevlana ve Ali Şîr Nevâyî Sempozyumu” düzenleniyor.

    “Horasan’dan Anadolu’ya Hikmet Yolculuğu” temasıyla; Mevlâna Celaleddin Rumi ve Ali Şir Nevayî’nin edebî, tasavvufî ve kültürel mirası konusuyla Büyükşehir Belediyesi Taş Bina Kültür Sanat’ta başlayan sempozyumun açılışında konuşan Uluslararası Ali Şîr Nevâyî Vakfı Başkanı Prof. Dr. Olim Davlatov, “Sizlere ata yurdumuz güzel Özbekistan’ımızdan selamlar getirdim. Hz. Mevlana ve Hz. Ali Şîr Nevâyî, bu iki büyük zat Türkiye ve Özbekistan’ın, belki bütün beşeriyetinin medarı şerefi ve iftiharıdır. Sempozyumun teşkilatçıları, Konya şehrinin başkanı Uğur İbrahim Altay’a, Selçuk Üniversitesi’nin rehberiyetine teşekkür ederim” cümlelerine yer verdi.

    Selçuk Üniversitesi Mevlâna Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nuri Şimşekler, “Türk dünyasında son zamanlarda Mevlana ile ilgili çok çalışmalarını göremiyoruz. Bu sempozyum bir vesile olsun. Türk dünyasına Mevlana’yı çok daha iyi tanıtabilme adına gayretler burada bugün başlamış olsun” ifadelerini kullandı.

    “MÜŞTEREK MANEVİ DEĞERLERİMİZİ DAHA DA GÜÇLENDİRMEK İÇİN BİR ARADAYIZ”

    Özbekistan Nevâyî Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mukhiddin B. Kalonov, böyle anlam yüklü bir programla kendilerini misafir eden Konya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Uğur İbrahim Altay’a, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz’a teşekkür etti. Kalanov, “Bugün burada kardeşliğimizi, dostluğumuzu ve müşterek manevi değerlerimizi daha da güçlendirmek için bir aradayız. Ne mutlu bizlere ki yüce gaye uğruna bizlere bir araya getiren iki büyük gönül sultanı Hz. Mevlana ve Hz. Nevâyî olmuştur” diye konuştu.

    Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Haldun Soysal, sempozyumun amacının sadece bu iki büyük şahsiyeti anmak değil, onların insanlığa bıraktıkları evrensel değerleri günümüz dünyasının ihtiyaçları ışığında yeniden değerlendirmek olduğunu söyledi.

  • Dünyaca ünlü omurga uzmanları İstanbul’da buluştu

    Dünyaca ünlü omurga uzmanları İstanbul’da buluştu

    İSTANBUL (İGFA) – Omurga cerrahisinde dünyanın önde gelen uzmanlarını bir araya getiren “İstanbul Spine Masters 2025”, 24-27 Nisan 2025 tarihleri arasında Üsküdar Üniversitesi ve NPİSTANBUL Hastanesi ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştiriliyor.

    Üsküdar Üniversitesi NP Sağlık Yerleşkesi İbni Sina Oditoryumundaki etkinliğin açılışında konuşan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, NPİSTANBUL Yönetim Kurulu Başkanı Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, toplantının üniversitenin kuruluş misyonuyla derin bir tematik bağı olduğunu ifade etti.

    2018 yılında Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın ikinci beyin hastanesini kurduklarını anımsatan Prof. Dr. Tarhan, “Bugün yaklaşık 4 bini uluslararası olmak üzere 24 bin öğrencimiz var. Nörobilim ve nöropazarlama gibi lisansüstü programlarda Türkiye’de öncüyüz. Beyin ve omurilik cerrahisi grubu olarak sizleri aramızda görmek bizim için büyük bir mutluluk. Deneyimlerin ve bilginin paylaşıldığı, aktarıldığı bu tür toplantılara destek vermek bizim için onurdur” diye konuştu.

    Kongre Başkan Yardımcısı ve NPİSTANBUL Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Onur Yaman, İstanbul Spine Masters etkinliğinin 2015 yılında başlandığını dile getirerek, Covid dönemi haricinde, bu döneme kadar da sürekli düzenlendiğini ve bütün dünyadan Almanya’dan Kore’ye, Portekiz’den Japonya’ya, Amerika’dan Tunus’a, Mısır’a kadar uzmanların gelip sunumlarını yaptıklarını hatırlattı.

    “Katılımcılar, omurga cerrahisindeki en güncel literatürü paylaşıp kendi deneyimlerini aktarıyor.” diyen Prof. Dr. Onur Yaman, “Omurga cerrahisinde travma, dejeneratif hastalıklar, deformiteler ve konjenital anomaliler gibi birçok alanda dünyanın önde gelen uzmanları, en güncel literatürü paylaşarak kendi klinik deneyimlerini aktarıyor. Toplantılar yalnızca teorik sunumlarla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda canlı cerrahi uygulamalarla da destekleniyor. Bu yılki organizasyonda iki ayrı kurs programı düzenleniyor. Bunlardan ilki, temel eğitimlerin verildiği ‘basic kurs’. Bu kursta, dört masaya ayrılmış gruplar halinde beşer-altışar kişilik ekiplerle çalışılıyor. Katılımcı cerrahlar, boyun omurgasına vida yerleştirme, sırt omurgasına vida takma gibi işlemleri maketler üzerinde birebir uygulama şansı buluyor. Böylece teorik bilgiler, pratik deneyimle pekiştiriliyor” diye konuştu.

    ROBOT YARDIMIYLA AMELİYAT SİMÜLASYONLARI…

    Katılımcıların, anatomik yapıya oldukça uyumlu modeller üzerinde pratik yapma fırsatı bulacağını söyleyen Prof. Dr. Onur Yaman, “Öğleden sonra ise ileri düzey kurs kapsamında, özel olarak tasarlanmış bir omurga cerrahisi eğitim merkezinde uygulamalı çalışmalar gerçekleştirilecek. Bu merkezde, omurganın yapısı sisteme tanıtılarak robot yardımıyla ameliyat simülasyonları yapılacak. Katılımcılar, modeller üzerinde robot destekli cerrahi pratiği gerçekleştirme imkânı elde edecek. Bu toplantı neden önemli? Çünkü dünyanın dört bir yanından omurga cerrahisinde uzmanlaşmış hekimler bir araya gelerek bilgi ve deneyimlerini paylaşıyor. Türkiye olarak böylesine prestijli bir organizasyona ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk ve gurur duyuyoruz.” İfadelerini kullandı.

    DR. YAMAN: “TÜRKİYE OMURGA CERRAHİSİNDE DÜNYADAKİ İLERİ ÜLKELER SEVİYESİNDE”

    Yaman, özellikle vurgulamak gerekir ki, Türkiye omurga cerrahisinde dünyadaki ileri ülkelerle aynı seviyede, hatta birçok alanda öncü konumdadır.” şeklinde sözlerini tamamladı.

    Etkinliğin açılışında Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur, Ortadoğu Omurga Derneği Kurucusu Prof. Dr. Mehmet Zileli, Ortadoğu Omurga Derneği Başkanı Mohammad Zohair Shaker, Uluslararası Omurga Akademisi Başkanı Oscar L. Alves, Uluslararası Omurga Akademisi Başkanı Jutty Parthiban da açılış konuşmaları gerçekleştirdi.

  • BUÜ Hastanesi’nin Göğüs Hastalıkları Polikliniği yenilendi

    BUÜ Hastanesi’nin Göğüs Hastalıkları Polikliniği yenilendi

    BURSA (İGFA) – Sadece Bursa’nın değil, tüm Güney Marmara Bölgesi’nden hasta alan BUÜ Hastanesi’nde yenileme çalışmaları aralıksız devam ediyor. Üniversite Yönetimi, hastane içerisinde yoğunluğun en fazla olduğu birimlerin başında gelen Göğüs Hastalıkları Polikliniği’nin modernleştirilmesi ve hastalara daha iyi hizmet verebilmesi adına devlet ve iş dünyası temsilcileriyle gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından son derece önemli bir destek alarak polikliniği yenilemeyi başardı.

    Kapsamlı bir yenileme ve değişimin gerçekleştirildiği polikliniğin açılış törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, BUÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Prof. Dr. Prof. Dr. Zekeriyya Arı, Prof. Dr. Cafer Çiftci, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Coşkun, Hastane Başhekimi Prof. Dr. Halil Sağlam, Prof. Dr. Züleyha Alper, Prof. Dr. Ahmet Ursavaş, Bursa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Aslım, Bursa Ticaret Borsası Meclis Üyeleri, Pirge Bıçakları Yönetim Kurulu Üyesi ve hayırsever Ömer Pirge ile çok sayıda akademik ve idari personel katıldı.

    REKTÖRDEN BAĞIŞÇILARA ÖZEL TEŞEKKÜR

    Tören öncesi kısa bir konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, projeye katkıda bulunan herkese teşekkür etti. “Hastanemiz, hepimizin göz bebeği ve bütün poliklinikler bizim için çok kıymetli” diyen Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Burası da uzun zamandır yenilenmeyi bekliyordu. Dekanlığımıza, Ömer Pirge Beye ve Bursa Ticaret Borsası yönetimine destekleri için çok teşekkür ediyoruz. Nihayetinde devletimizin bize verdiği bütçeyi, kaynakları idareli ve etkin bir şekilde kullanmaya çalışıyoruz bu sebeple bağışçılarımızın desteği bu anlamda büyük önem arz ediyor. Üniversitemiz, büyük ölçüde Bursa’nın cömert bağışçıları sayesinde çok daha güzel, daha iyi, daha nitelikli hizmet veren bir yere dönüşüyor” ifadelerini kullandı.

    SEVİNCİMİZ TARİFSİZ

    Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Coşkun ise, “Projemize Züleyha hocamın aracılığıyla göğüs hastalıkları konusunda hassasiyetleri olan Pirge ailesi ile görüşme yaparak başladık. Sürece katılan diğer bağışçılarımızın, üniversite yönetiminin ve başhekimliğin desteğiyle de bu güne geldik. Yaşadığımız sevinci tarif edebilmemiz, bunu kelimelere dökebilmemiz mümkün değil. Çünkü 30 yılı aşkın bir süredir beklenen ve en çok ihtiyaç duyduğumuz poliklinik alanı burasıydı. Emeği geçen herkese, öğretim üyeleri hocalarıma, bağışçı bulmak için çok emek veren Ahmet Ursavaş’a çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

    ÖNCELİĞİMİZ SAĞLIK VE EĞİTİM

    Bursa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Aslım da eğitim ve sağlık başta olmak üzere toplumsal faydayı esas alan projelere her zaman önem verdiklerini vurgulayarak, özellikle pandemi döneminde de Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne çeşitli desteklerde bulunduklarını hatırlattı.

    Törende konuşan Pirge Bıçakları Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Pirge ise hayırlı bir işe vesile oldukları için büyük bir mutluluk duyduklarını aktardı.

    Törenin sonunda davetliler hep birlikte yenilenen poliklinikte incelemelerde bulundu.

Betturkey Giriş -
Beinwon - Beinwon - iddaa tahminleri - Jokerbet - Canlı maç izle - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Fitcas giriş -
Kurumsal Web Tasarımı - Antalya haber - fue hair transplant - Acibadem - hair transplant turkey - İzmir Haber - İzmir Haber - Gündem - Kadın Saat - Kastamonu Haber - SMM Panel - SMS Onay - Sohbet Odaları -