Etiket: Toplu

  • İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi tarafından aile paneli düzenlendi

    İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi tarafından aile paneli düzenlendi

    İZMİR (İGFA) – Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin moderatörlüğünde yapılan panelde, ‘Yılın Vakfı’ Ödülünü alan Gençleri Evlendirme ve Mehir Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Özdemir, İKÇÜKAM Müdürü Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü ve Psikoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Mustafa Şahin konuşmacı olarak yer aldı. Paneli, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Dekanlar, akademik ve idari personel, vakıf ve STK temsilcileri ile öğrenciler takip etti.

    “Mehir ve Aile” panelinin açış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse üniversite olarak sosyal sorumluluk bilinciyle aile kurumunun güçlendirilmesi yönündeki çalışmaları oldukça önemsediklerinin altını çizdi. Aile kavramı üzerinden oluşturulan problemlerin toplumun temel yapısına zarar verdiğine işaret eden Rektör Prof. Dr. Köse, bu kapsamda 2025 yılının ‘Aile Yılı’ ilan edilmesini çok değerli bulduğunu ifade etti.

    AİLE KENDİ İÇİNDE BİR DEVLETTİR

    ‘Aile Yılı” temasıyla farkındalık ve dayanışma projelerine katkı sunmaya devam edeceklerini kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, medeniyetimizin aile ve devleti bütünleştirici bir yapıyı esas aldığına işaret etti. Prof. Dr. Köse, “Aile kendi içinde bir devlettir. Devlet o milletin büyük ailesidir. Onun da ana dinamiği muhabbettir. Mesela ailede yer alan akrabalık kavramlarını topluma taşımışsınız. Toplumda hiç tanımadığınız insana ana, baba, dersiniz, hala teyze dersiniz, amca, dayı diye hitap edebilirsiniz. İşte bu bir aile oluşturmaktır” diye konuştu.

    28 ÜLKEDE FAALİYET YAPAN ULUSLARARASI BİR VAKIF KONUMUNDAYIZ

    Konuşmasına aile yılı ilan edilmesinin stratejik bir hamle olduğunu vurgulayarak başlayan Mehir Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Özdemir, Rektör Prof. Dr. Köse ile 1995 yılında vakıf paydasında birlikte yola çıktıklarını aktararak evlendirmeyi bir ‘mutluluk hareketi’ olarak gördüklerini ifade etti. Başkan Özdemir, “Vakfımızın 16.000’e yakın çiftin yuva kurmasına aracılık etmek için 30 yıldır durmaksızın çalışıyor. Benzersiz bir STK’yız ve 28 ülkede faaliyet yapan uluslararası bir vakıf konumundayız. Dil, din, ırk ayrımı yapmayız. Savaş, sel, deprem olan bölgelerde, ülkelerde hızlıca toplu düğünler icra ediyoruz. Mehir Vakfı 18-40 yaş arasında nişanlı çiftlerin mutlu yuvalar kurmasına, bu sayede huzurlu bir dünya oluşmasına vesile olmaya çalışıyor. ‘Ben evlenmek istiyorum, yuva kurmak istiyorum’ diyen kadına, erkeğe Yüce Allah’ın ciddi bir yardımı var, muhabbeti var, sevgisi var. Biz bu sevginin bilinciyle yola çıktık ve ‘mutluluk hareketi’ mottosuyla tüm dünyada huzurlu bir geleceğe katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Mutluluğa ulaşmak için bize yapılan müracaatlara bir ay ile 90 gün arasında cevap veriyoruz. Belki de mobilya, beyaz eşya üzerinden kurulan 5 yıllık hayalleri, 3 aya indiriyoruz. A’dan Z’ye bir eve ne lazımsa onu veriyoruz. Evlenmek isteyen herkese kapımız açık. Marifet iltifata tabi ve bu mutluluk hareketinde Sayın Cumhurbaşkanımız bizi her zaman takdir etti. Kendilerinin tevcih ettiği 12’nci ödülümüz olan ‘Yılın Vakfı’ ödülü bizim çok kıymetli bir taltif oldu. Buradan zat-ı alilerine hürmetlerimi sunuyorum. Kendilerine sözümüz var; Gazze’de de düğün yapacağız. Mazlumların olduğu her coğrafyada olmaya devam edeceğiz. Türkiye hayırseverleri başta Konya hayırseverleri olmak üzere yardımlarını esirgemeyen herkese buradan teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

    BİRİNCİ SIRADA AİLE, İKİNCİ SIRADA ORDU

    İKÇÜKAM Müdürü Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit, medeniyetimizde kadının ailedeki ve toplumdaki yerini aktardığı sunumunda, Türklerde ailenin toplumun ve devletin temini olarak görüldüğünü belitti. Prof. Dr. Yiğit, “Sağlam bir toplum olabilmesi için güçlü bir aile olması şarttır. Bizim anlayışımızda, güçlü bir aile, güçlü bir toplumu, güçlü toplum da güçlü bir devlet oluşturuyor. Türkler anayurtları olan Türkistan coğrafyasından yüzyıllar içerisinde dünyanın pek çok yerine dağılmış ve pek çok yerde devlet kurmuş büyük bir millet. Pekâlâ, bu dağınıklığa rağmen Türk milleti nasıl ayakta kalabildiği sorusuna baktığımız zaman burada biz iki faktörü görüyoruz. Birincisi aile, ikincisi de ordu. O sebeple Türk milletinin ayakta ve sağlam olarak kalabilmesinde ailenin oldukça büyük bir rolü var ve ordunun da güçlü olması, ailenin güçlü olmasına bağlı olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Orhun Yazıtları ve Dede Korkut hikayeleri ve hatta ondan önce eski metinlerde aile ve akrabalık ilişkilerine dair çok farklı ve fazla kelime görüyoruz. Eski Türkçede aile ‘oguş’ olarak isimlendiriliyor. Ailelerin bir araya gelmesi ile uruglar, uruglar bod (boy, kabile), bodun (boylar birliği) ve il (devlet) oluşumunu görüyoruz. Bodunu özellikle vurgulamak istiyorum. Çünkü boylar aile ile devlet arasında bir aracı. Bu boyların hanedanlıkları kurduğunu görüyoruz. Türkiye’ye en çok göç eden Türkler Oğuz boylarıdır. Oğuz boyları içerisinde mesela Selçuklular, Kınık boyundan, Osmanlılar da Kayı boyundandır. Bundan dolayı bu boylar devletle aile arasında önemli bir iletişim aracı olduğunu tarih boyunca görüyoruz” ifadelerini kullandı.

    MİLLÎ MÜCADELE KADIN KAHRAMANLAR

    Cumhuriyetin 100’üncü yılı etkinlikleri kapsamında çıkardıkları “Millî Mücadele Basınında Kadın Kahramanlar” kitabında, İstiklal mücadelesinde öne çıkan kadınlarımız ile birlikte isimleri unutulmuş nice kahraman kadınları gün yüzüne çıkardıklarından bahseden Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit, 2025 yılının aile yılı olmasının tarihsel süreç açısından bakıldığında da çok önemli bir dönüm noktası olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Yiğit, “Türk devletlerinde ailenin kurulması ve aile adına gerekli tedbir ve önlemlerin alınmış olduğunu görüyoruz 2025 yılının aile yılı olmasını hem ailenin güçlenmesi hem de akrabalık, aile bağlarının güçlendirilmesi adına oldukça kıymetli buluyorum. Millî Mücadele Basınında Kadın Kahramanlar kitabında, arşiv özellikle süreli yayınlarda gazeteler kullanarak pek çok kadın kahramanımızın isimlerini zikrettik. Onları da minnet ve rahmetle yad ediyoruz” dedi.

    ÖNLEYİCİ ÇALIŞMALAR TEDAVİNİN ÖNÜNDE GELİR

    Güçlü devlet olmanın yolu sağlıklı bireylerden geçtiğini ifade eden Prof. Dr. Şahin, koruyucu, önleyici politikaların ekonomik anlamda da önemli faydalar sağlayacağını belirtti. Prof. Dr. Şahin, “Devletin bugün ilaca ve rehabilitasyon hizmetlerine harcadığı para, antidepresanlara harcadığı paralara baktığımız zaman daha yüksek olduğunu görüyoruz. Bu yatırımın aslında aileye yapılması gerekir. Tedavi etmek daha zor bir şeydir. Önleyici çalışmalar, önleyici müdahaleler her zaman tedavinin önünde gelir ve biz devlet olarak aile yılında güzel bir farkındalık yaratmak, bunları hayata geçirme bilincine ulaşmak istiyoruz” dedi.

  • Engel Tanımayanlar, başarı hikayelerini Narlıdere’de anlattı

    Engel Tanımayanlar, başarı hikayelerini Narlıdere’de anlattı

    İZMİR (İGFA) – İzmir Narlıdere Belediyesi, 10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası kapsamında, “Engelli Bireylerin Başarı Öyküsü” başlıklı panele ev sahipliği yaptı. Narlıdere Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte, Öğretim Görevlisi Hatice Özkan, Av. Ahmet Haydar, ALS-MNH Derneği Genel Başkanı Dr. Alper Kaya, aktivist Gülay Serin ve Multipl Skleroz (ms) Hastalığı Dernek Saymanı Şebnem Oktay birer konuşma yaptı. Pakize Ateş Kadın Danışma Merkezi tarafından gerçekleştirilen programda, Narlıdere Belediyesi Engelsiz Sesler Korosu da etkinliğe katılanlara mini bir müzik dinletisi sundu.

    BİRÇOK ZORLUKLA KARŞILAŞTIM

    Yoğun bir katılımla gerçekleştirilen programda, ilk sözü SMA Tip 2 hastası olarak dünyaya gelenÖğretim Görevlisi Hatice Özkan aldı. SMA hastalığı nedeniyle hareket kabiliyetini kaybettiğini söyleyen Özkan, “Ben sizlere zorlu bir yaşam mücadelesini ve başarı yolculuğunu anlatacağım. Özel gereksinimli bir birey ve bir kadın olan ben yani Hatice Özkan, eğitim hayatında çok başarılı oldu. Bu başarıları anne babasının, ailesinin desteği ile elde etti. Ancak eğitim hayatı boyunca birçok zorluk ve engellemelerle karşılaştı. Bizler verdiğimiz mücadeleyle, elde ettiğimiz başarılarla bazı insanların bir şeylerin farkına varmasını sağlayabiliriz. Ben bir akademisyen olarak ülkeme ve insanlara faydalı olmak için çabalıyorum. Engelliler Haftası’ndaki etkinliklerin, engelli bireylerin sorunlarına gelecekte çözüm olmasını temenni ediyorum” dedi.

    BAŞARILI OLAMAZSIN DEDİLER

    Doğuştan görme engelli Av. Ahmet Haydar ise çocukta yaşta yatılı okula gittiği için topluma çok erken yaşta dâhil olduğunu ifade ederek, “Bu yüzden çok erken yaşta olgunlaştım. Engelli olmanın ilk ayrımını ilkokulda yaşadım. Ardından müziğe olan ilgim nedeniyle konservatuvara girmek istedim. Ancak bazı hocalar başarılı olmayacağımı söyledi. Bu beni yıldırmasa da çok başarılı olmama rağmen konservatuvara giremedim. Daha sonra avukat oldum ve mesleğimi başarıyla yaptım” diye konuştu.

    PİYANGO BANA VURDU

    İlk iki konuşmacının ardından sözü, emekli bir göz hekimi olan ALS-MNH Derneği Genel Başkanı Dr. Alper Kaya aldı. Işığa aşık bir insan olduğu için göz doktorluğu mesleğini seçtiğini ifade eden Dr. Alper Kaya, “ALS hastalığımı öğrendikten sonra yüzde 97 engelli raporu verdiler. Şu anda yüzde 3 ile buradayım. Ailem, eşim ve dostlarım bana çok yardımcı oldu. Benim hastalığıma son durak hastalığı deniyor. Bu hastalık 100 binde 2 kişiyi yakalıyor. Piyangonun vurduğu insanlardan biri de benim. Bu hastalık önemli bir yolculuktur. Bu hastalık bana gösterdi ki hayatı çok da ciddiye almamak lazım” açıklamasında bulundu.

    AKRAN ZORBALIĞI İLE KARŞILAŞTIK

    Paneldeki bir diğer konuşmacı Aktivist Gülay Serin ise oğlunun da özel gereksinimli bir çocuk olduğunu dile getirerek, “Burada bugün engel tanımayan insanlar var. Özel çocukları olan annelere acınacak gözlere bakmayan insanlarla bir aradayım. Benim oğlum Eren’in eğitim süreci çok zorlu bir yolculuktu. Maalesef akran zorbalığı ile karşı karşıya kaldı. Toplu taşımada bile sorunlar yaşıyorduk. Ben bu mücadeleden hiç yorulmadım. Oğlum Eren, hayatın her alanında birçok başarı elde etti. Ben Eren’den çok şey öğrendim. Sevgiyle ve azimle her şeyi çözdük. Ancak bizim bu mücadelemiz toplumda yeterli karşılığı görmüyor. Örneğin, özel gereksinimli bireyler maalesef iş bulamıyor” dedi.

    MS HASTALARINA FAYDALI OLMAK İÇİN MÜCADELE EDİYORUM

    Multipl Skleroz (ms) Hastalığı Dernek Saymanı Şebnem Oktay da MS’in ne olduğunu öğrenerek ve öğrendiklerini toplumla paylaşarak insanlara faydalı olmaya çalıştığını dile getirerek, “Damdan düşeni ancak damdan düşen anlar. Bu anlayışla MS hastalarına faydalı olmak için mücadele ediyorum” diye konuştu. Konuşmaların ardından Narlıdere Belediyesi Engelsiz Sesler korusu dayüreklere dokunan bir konserle katılımcılara duygusal anlar yaşattı.

    ASLINDA HEPİMİZ DELİYİZ

    Narlıdere Belediyesi, 10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası kapsamında, “Aslında Hepimiz Deliyiz” adlı tiyatro oyununa da ev sahipliği yaptı. Konak Belediyesi Tiyatro Topluluğu’nun sahnelediği oyun öncesinde, kendisi de engelli bir birey olan Erkan Kızıldağ da bir konuşma yaptı. Kızıldağ konuşmasında, bireyin; yaşadığı engel nedeniyle dışlanmadığı, yetersizlikleri üzerinden toplumda damgalanmadığı, sağlık, eğitim ve istihdam başta olmak üzere tüm haklardan eşit şekilde yararlandığı bir Türkiye diledi.

  • İzmir Narlıdere’de, toplu iş sözleşmesinde imzalar atıldı

    İzmir Narlıdere’de, toplu iş sözleşmesinde imzalar atıldı

    İİZMİR (İGFA) – İzmir Narlıdere Belediye Başkanı Erman Uzun, “Her iki tarafın da yapıcı ve olumlu yaklaşımıyla uzlaşmayla sonuçlanan toplu iş sözleşmesi görüşmelerimiz çalışma arkadaşlarımıza ve ailelerine hayırlı olsun” diye konuştu.

    Narlıdere Belediyesi ve belediye şirketi NAR-BEL çalışanlarının örgütlü olduğu DİSK Genel-İş 4 No’lu Şube arasında bir süredir devam eden toplu iş sözleşmesi görüşmeleri uzlaşıyla tamamlandı. Narlıdere Belediye Başkanı Erman Uzun, Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası (SODEMSEN) yetkilileri, Genel İş İzmir 4 Nolu Şube Başkanı Aydın Tekin ve belediye bürokratlarının yer aldığı son görüşmenin ardından yapılan anlaşmayla Narlıdere Belediyesi’nde en düşük işçi maaşı da belli oldu. Buna göre, Başkan Erman Uzun, SODEMSEN Genel Sekreteri Cahit Korkmaz ve Genel İş İzmir 4 Nolu Şube Başkanı Aydın Tekin’in imzaladığı sözleşmeyle, Narlıdere Belediyesi’nde en düşük işçi maaşı, bekâr çalışanlar için aile yardımı ile birlikte 42 bin 287 TL, evli çalışanlar için 43 bin 131 TL oldu. Sözleşmede ayrıca 6 aylık enflasyon oranında ara zam da kabul edildi.

    Yapılan toplu sözleşmeyle günlük yevmiye ücreti yüzde 45 oranında artırılırken, sosyal haklarla birlikte zam oranı yüzde 67’ye ulaştı. Toplu sözleşmede çalışanlara ilk kez yeni haklar da sunuldu. Buna göre çalışanlara ilk kez gıda kartı verilirken, bekâr çalışanların da aile geçim yardımı alması sağlandı. İkramiye sayısının 52’den 60 yükseltildiği toplu sözleşmede, günlük yemek ücreti de 133 TL’den 240 TL’ye çıkarıldı.

    TOPLU SÖZLEŞMEMİZ HAYIRLI OLSUN

    Narlıdere Belediye Başkanı Erman Uzun toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin başarıyla tamamlandığı ve 1 günlük grevin sona erdiğini şu açıklamayla duyurdu:

    “Belediye şirketimiz NAR-BEL çalışanlarının örgütlü olduğu DİSK Genel-İş 4 No’lu Şube ile yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, her iki tarafın da yapıcı ve olumlu yaklaşımıyla uzlaşmayla sonuçlanmış, buna göre Belediyemizde en düşük işçi maaşı bekâr çalışanlar için aile yardımı ile birlikte 42 bin 287 TL, evli çalışanlar için 43 bin 131 TL olmuştur.

    Ayrıca, 6 aylık enflasyon oranında ara zam da kabul edilmiş; Belediyemiz, işçilerimizi enflasyona ezdirmemiştir. Çalışma arkadaşlarımıza ve ailelerine hayırlı olmasını diliyor, komşularımıza 1 günlük grev süresince gösterdikleri sabır ve anlayış için teşekkür ediyoruz.”

  • Dansın ritmi Cumhuriyet Meydanı’nda yükseldi

    Dansın ritmi Cumhuriyet Meydanı’nda yükseldi

    İZMİR (İGFA) – İzmirli dansseverler 29 Nisan Dünya Dans Günü’nü Bornova Cumhuriyet Meydanı’nda Bornova Belediyesi’nin düzenlediği renkli etkinlikle kutladı. 13 dans grubu ve toplam 340 dansçı, 12 farklı yöreye ait dansları sahneleyerek izleyenlere unutulmaz bir gece yaşattı.

    Ritmin ve kültürün buluşması

    Etkinlik kapsamında ELADA ekibi Rueda ve Salsa danslarıyla geceye Latin rüzgârı kattı. Yaşar Üniversitesi Dans Topluluğu iki farklı koreografiyle sahnedeydi: Hip Hop ve Ladies Style. Hayat Dans Spor Kulübü ise Oryantal ve Hip Hop gösterileriyle büyük alkış aldı.

    Folklorik gösterilerde ise İzmir Turizm Folklor Derneği “İzmir Erkek” oyununu, Ege Mezunlar Derneği “Ankara Seymen”i, Çamdibi Halk Oyunları Topluluğu ise “Üsküp” yöresine ait dansları sahneledi. Bornova Sanat Kulübü’nün “Zeybek” gösterisi ve Ege Perdans’ın kadın Zeybek ile Halay dansları da büyük beğeni topladı.

    Üçetek Kültür Sanat Derneği karma dans gösterisiyle sahne alırken, Kakapedia Ege ve Yunan Halk Dansları Topluluğu izleyenleri Sirtaki ile Ege kıyılarına taşıdı. Ege Kültür Derneği’nin sunduğu potpori gösteriyle çeşitlilik daha da arttı.

    Toplu Harmandalı ile final

    Etkinliğin sonunda dansçılar ve vatandaşlar el ele vererek topluca Harmandalı oynadı. Bornova Meydanı’nda adeta dansın ve dayanışmanın ritmi yankılandı.

    Başkan Eşki: “Dans birleştirir”

    Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki etkinlikle ilgili olarak, “Dans evrensel bir dildir; kültürleri buluşturur, insanları kaynaştırır. Bornova olarak bu çeşitliliğe kucak açmak ve bu coşkuyu halkımızla paylaşmak bizim için büyük bir mutluluk. Sanatla iç içe, bir arada ve umutla dolu bir kent hayalimiz için bu etkinlikler çok kıymetli” ifadelerini kullandı.

Betturkey Giriş -
Beinwon - Beinwon - iddaa tahminleri - Jokerbet - Canlı maç izle - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Fitcas giriş -
Kurumsal Web Tasarımı - Antalya haber - fue hair transplant - Acibadem - hair transplant turkey - İzmir Haber - İzmir Haber - Gündem - Kadın Saat - Kastamonu Haber - SMM Panel - SMS Onay - Sohbet Odaları -