Etiket: Üretim

  • CHP’li Sarıbal’dan kuru soğan eleştirisi! Fiyat farkı yüzde 220!

    CHP’li Sarıbal’dan kuru soğan eleştirisi! Fiyat farkı yüzde 220!

    ANKARA (İGFA) – CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında kuru soğan fiyatlarındaki uçurumu gündeme getirdi.

    Tarlada 6-8 liraya satılan soğanın marketlerde 25 liraya kadar yükseldiğini ifade eden Sarıbal, “Halde 16 lira, pazarda 23 lira, markette 25 lira. Üretici ve market fiyatları arasındaki fark yüzde 220’yi buldu. Üretici zarar ediyor, vatandaş soğan alamıyor” dedi. Sarıbal, yüksek enflasyonun emekçileri yoksullaştırırken sermayeye kaynak aktardığını savunarak, “Türkiye’de yoksuldan zengine, emekçiden saraylıya bir kaynak transferi var. Bu sistem halkı kuru simide, bir bardak çaya muhtaç bırakıyor” sözleriyle ekonomi politikalarını eleştirdi.

    “PLANLI ÜRETİM VAR AMA ÜRETİCİ YALNIZ”

    Sarıbal, kuru soğanın planlı üretim kapsamında olduğunu ancak üretim-tüketim dengesinin sağlanamadığını belirtti. Üreticilerin pazarlama zorlukları çektiğini ve üretim kararlarının bir önceki yılın fiyatlarına göre alındığını ifade ederek, bu durumun fiyat dalgalanmalarına yol açtığını söyledi.

    İHRACAT AZALDI, İTHALAT FİYATLARI DÜŞÜRDÜ

    2024’te kuru soğan üretiminin 2 milyon 632 bin ton olduğunu, Ankara’nın 990 bin tonla lider olduğunu kaydeden Sarıbal, “Ankara ve Amasya üretiminin yarısını karşılıyor. Ancak ihracat yüzde 27 azalarak 95 bin tona düştü. 2025’in ilk üç ayında ise sadece 2 bin ton ihracat yapıldı. Mısır’ın Avrupa’ya ucuz ihracatı ve Türkiye’ye yapılan 8 bin tonluk ithalat, Çukurova’da maliyeti 15 lira olan soğanın tarlada 6-7 liraya düşmesine neden oldu” dedi. Sarıbal, üreticilerin pazarlık gücünün artırılması için birliklere finansal destek verilmesini, Tarım Kredi Kooperatifleri ve belediyelerin soğan alarak halka dağıtmasını önerdi.

    “İTHALAT POLİTİKALARI TARIMI BİTİRİYOR”

    Sarıbal, AKP’nin ithalat politikalarının tarımı çökerttiğini vurguladı. 2021’den bu yana hayvan varlığında 6,6 milyon baş azalma olduğunu, 2024’te 423 bin baş canlı hayvan ve 81 bin ton kırmızı et ithalatına 1 milyar 235 milyon dolar (39 milyar TL) harcandığını belirtti. “2010’dan bu yana 12 milyar dolar ödendi ama ne et fiyatları düştü ne de halk ucuz ete ulaştı” diyen Sarıbal, Et ve Süt Kurumu’na damızlık hayvan ithalatı yetkisi verilmesini de eleştirdi. Ayrıca, 1 milyon ton mısırın sıfır gümrükle ithal edilmesi kararının hasat dönemindeki çiftçiyi vurduğunu söyledi. Sarıbal, tarım sektörünün bankalara borcunun Mart 2025 itibarıyla 970,1 milyar liraya ulaştığını, çiftçinin artan maliyetler, don ve kuraklık nedeniyle önümüzdeki bir yılı borç ve belirsizlik içinde geçireceğini ifade etti.

  • Türkiye mobilyada 6 dolar ortalama ihraç fiyatına ulaşacak

    Türkiye mobilyada 6 dolar ortalama ihraç fiyatına ulaşacak

    İZMİR (İGFA) – Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği, mobilya sektöründe tasarım odaklı, katma değerli mobilya üretim ekosistemini kurmak için üniversitelerin mimarlık, orman endüstri mühendisliği, endüstriyel tasarım bölümü öğrencileri, mobilya sektöründe malzeme üreticileri, tasarımcılar ve katma değerli üretim yapan mobilya firmalarını “Kaliteli ve Katma Değerli Mobilya” panelinde buluşturdu.

    Panelin açılışında konuşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türk sanayisinin geleceği, ihracatın niteliği ve sürdürülebilir büyüme perspektifi için kaliteli ve katma değerli üretimin zorunluluk olduğunu dile getirdi.

    Mobilya sektörünün, Türkiye’nin en güçlü üretim kalemlerinden biri olduğunu bunun yanında istihdam yaratan, yenilik üreten ve yerli katma değeri yüksek olan stratejik bir sektör olduğunun altını çizen Eskinazi, “Ancak, sadece mobilya üretmekle sınırlı kalırsak, küresel rekabette geri düşeriz. Bizi geleceğe taşıyacak olan şey; hammaddeden son ürüne kadar değer zincirinin her halkasında katma değere odaklanmaktır. Katma değerli üretim demek; tasarımın, fonksiyonun ve çevreye duyarlılığın buluşmasıyla ihracatta kilogram başına düşen geliri artırmak demektir. Düşük hacimde yüksek gelir sağlayan bir ürün grubuna sahip olmak, Türkiye ekonomisinin dış ticaret açığını azaltacak temel taşlardan biridir” diye konuştu.

    Avrupa Yeşil Mutabakatıyla üretimde karbon ayak izini nötrlemenin ve sürdürülebilirliğin zorunlu hale geldiğine temas eden Eskinazi şunları kaydetti:

    “Türkiye’nin mobilya sektörü, bu sürece hızlı uyum sağlamış, geri dönüştürülebilir malzemeler, emisyonu düşük ve çevreci üretim süreçleriyle rekabette öne geçmiştir. Yeşil dönüşüm, bizim için bir yük değil; tam tersine, küresel pazarda Türkiye’yi farklılaştıran bir avantaja dönüşmektedir. Önümüzdeki dönemde üç temel alana odaklanacağız: Ar-Ge ve Tasarım ile sadece üretmeyeceğiz, yenilikçi yüzey teknolojileri, akıllı çözümler ve modüler yapılarla dünya trendlerini biz belirleyeceğiz. Sadece üretici değil, dünya çapında tanınan Türk markaları yaratmak öncelikli hedefimiz olacak. Gelecek nesillere karşı sorumluluğumuzla; doğaya saygılı bir üretim anlayışını yerleştireceğiz. Türkiye artık sadece üretim gücüyle değil, değer yaratma yetkinliğiyle öne çıkan bir ülke. Mobilyada sağladığımız kalite, inovasyon ve sürdürülebilirlik birleşimi, bu vizyonun en güçlü örneklerinden biridir. Güçlü üretim, sürdürülebilir ihracat, yüksek katma değerle geleceğe yürümeye devam edeceğiz.”

  • Bursa Osmangazi Belediyesi’nden tarımsal üretim adımı

    Bursa Osmangazi Belediyesi’nden tarımsal üretim adımı

    BURSA (İGFA) – Bursa Osmangazi Belediyesi iştiraki olan Gazi Tarım A.Ş. işbirliğinde hayata geçirilen projenin başarılı olması halinde, dağ bölgesindeki tüm köylerde ahududu üreticiliği yaygınlaştırılacak.

    Osmangazi Belediyesi, tarımsal üretimi desteklemek adına önemli bir adım daha attı. Tarım ile uğraşan üreticilere katkı sağlamak amacıyla yerel üreticiye çok yönlü destek veren Osmangazi Belediyesi, bu kapsamda Bağlı Mahallesi’nde ahududu fidesi dikimi gerçekleştirdi. Bağlı Mahallesi’nde çiftçilik yapan Kenan Taşpınar isimli üreticinin arazisine dikilen ahududu fidanları, geleneksel tarım yöntemleriyle ilaç kullanılmadan yetiştirilecek. Doku kültürü metoduyla üretilmiş, hastalıktan ari wıllamette ve tulameen cinsi ahududu fidanları, çoğaltılıp yaygınlaştırılarak dağ bölgesinde köylerde üretim yapan çiftçilere ücretsiz olarak dağıtılacak. Proje kapsamında Bursa’nın ahududu yetiştiriciliği potansiyelinin ön plana çıkartılması, ahududu ithalatının önüne geçilerek, ihraç edilmesi hedefleniyor.

    AYDIN: “ÇİFTÇİNİN, KÖYLÜNÜN PARA KAZANMASI BİRİNCİ HEDEFİMİZ”

    Ahududu fidelerini toprakla buluşturarak can suyunu veren Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “Tamamen organik yetiştiricilik yapmak istiyoruz. İlaçlama kesinlikle yapmayacağız. Doğal gübre kullanacağız. İhracat odaklı hareket edeceğiz. Çiftçinin, köylünün para kazanması birinci hedefimiz. Bu çalışmamızı burada başarılı kılabilirsek, bundan sonraki süreçte, bütün dağ köylerinde üretim başlatmak istiyoruz. Köylerde yaşayan gençlerimiz, kent merkezine gelip asgari ücret ile iş arıyor. Halbuki köylerinde ahududu gibi orman meyveleri yetiştiriciliğini yaparak, ciddi gelir elde edebilirler. İhracat için Türkiye pazarında yüksek talep var. Ancak doğru üretim teknikleri gerekiyor. Biz üreticilere, her türlü teknik, fiziki ve maddi desteği sağlayacağız. İlerleyen süreçte, yetiştirilen ürünlerin saklanması adına da bir soğuk hava deposunu inşa edeceğiz. Üreticilerimizin pazarda rekabet gücü elde etmesini amaçlıyoruz. Birkaç tüccar, kendi aralarında anlaşarak köylüden istediği fiyata ürününü alıyor. Bütün yılın emeği boşa gidiyor. Bu da çiftçimizin üretimdeki şevkini kırıyor. Durum böyle olunca, insanlar bağını, bahçesini bırakıp, fabrikalarda işçi olmaya gidiyor” dedi.

    AYDIN: “GELENEKSEL TARIM YÖNTEMLERİNE DÖNMEMİZ GEREKİYOR”

    Birçok şeyi hayatımızdan çıkartarak yaşayabiliriz, ancak aç yaşayamayız diyen Başkan Aydın, “İnsanoğlu hayatta olduğu sürece gıdaya muhtaç. Gıdayı da iyi üretim teknikleriyle üretmek gerekiyor. Günümüzde birçok hastalık, sağlıksız yetiştirilmiş ürünlerden, kirli havadan ve sudan kaynaklanıyor. Bu kirliliğin sebebi de yine insan kaynaklı. Uluslararası firmalar, para kazanmak adına kullandıkları kimyasal maddeler ile insanları ilk olarak hasta ediyor; daha sonra ise tedavi için ürettikleri ilaçları kullanmaya muhtaç bırakıyor. İnsanoğlu binlerce yıldır dünyada yaşam sürüyor. Tarım da binlerce yıldır insanoğlunun hayatında. Halk sağlığını korumak ve üreticinin gelirini arttırmak adına geleneksel tarım yöntemlerine dönmemiz gerekiyor. Doğal tarım, koruyucu tıp dediğimiz alana da fayda sağlıyor. İnsanları tedavi etmekten ziyade, önce hasta olmamalarını sağlamak gerekiyor. Bu da gıda güvenliğinden başlıyor. Zararlı tarım ilaçlarından, gübrelerden ve tohumlardan uzak durmak gerekiyor” diye konuştu.

    ATAY: “TÜRKİYE 200 BİN TON AHUDUDU ÜRETİMİ POTANSİYELİNE SAHİP”

    Gazi Tarım A.Ş. Genel Müdürü Arca Atay da yaptığı açıklamada, “Bağlı Mahallesi’nde doku kültürleriyle elde edilmiş, iç ve dış piyasa değeri yüksek iki çeşidin üretimini denemek için çalışma başlattık. Çiftçi arkadaşımız Kenan Taşpınar’ın arazisinde bir üretim gerçekleştireceğiz. Fidelerin dikimlerini yaptık ve can suyunu verdik. Düzenli olarak gelerek kontrolleri yapacağız. Bursa, ahududu yetiştiriciliğinde çok büyük bir potansiyele sahip. Özellikle Uludağ bölgesi üreticilik açısından çok özel bir yer. Çilek, ahududu, yaban mersini ve böğürtlen gibi ürünler, en ideal koşullarda, tarım ilaçları kullanmadan yetiştirilebilir. Bu ürünlerin üretim potansiyellerini arttırmak lazım. Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri yılda yaklaşık 160 bin ton ahududu üretimi yapıyor. Sırbistan 120 bin ton, Bosna Hersek ise 40 bin ton üretim yapabiliyor. Ülkemizde ise yılda sadece 4 bin ton üretim yapılıyor. 200 bin ton üretim potansiyeline sahip ülkemize, 4 bin ton üretim yakışmıyor. Bu üretimi arttırmak için çiftçiye destek olmak gerekiyor. Hem iç hem de dış piyasada ürünün değerinde satışını sağlamamız lazım. Gazi Tarım A.Ş.’nin kuruluş amaçlarından bir tanesi de bu. Osmangazi Belediyesi ve Gazi Tarım A.Ş. olarak yetiştirilen ürünlerin mevsiminde taze olarak satılmasının yanı sıra dondurularak korunması adına en büyük hedeflerimizden biri de bölgede bir soğuk hava deposu kurulması” ifadelerini kullandı.

    Ahududu fidanlarının dikiminin yapıldığı arazi sahibi Kenan Taşpınar ise, “Bağlı Mahallesi’nde 18 yıldır çiftçilik yapıyorum. Arazimde ahududu fidelerinin dikimini gerçekleştirdik. Bu fidelerin bakımını en güzel şekilde yaparak verimli bir hasat dönemi geçirmek istiyoruz. Çiftçilerimizin yerel yönetimler tarafından desteklenmesi çok önemli. Çok sayıda çiftçi, destek göremediği için üretimi bıraktı. Köylerden şehre göçler arttı. Desteklerin hızla artmasını istiyoruz. Bilinçsiz tarım çok yapılıyor. Çiftçilerin bilinçlendirilmesi ve doğru tarım yöntemlerine yönlendirilmesi gerekiyor” dedi.

  • Erdoğan: Küresel enerjinin güvenli limanıyız… Akkuyu’dan ilk elektrik yıl sonunda

    Erdoğan: Küresel enerjinin güvenli limanıyız… Akkuyu’dan ilk elektrik yıl sonunda

    İSTANBUL (İGFA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İstanbul Doğal Kaynaklar Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin küresel enerji denklemindeki önemine dikkat çekti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, doğal kaynakları, coğrafi konumu ve hidrokarbon rezervlerine yakınlığıyla stratejik bir yere sahip. Ana geçiş güzergahı olarak arz ve tedarik güvenliğine önemli katkılar sağlıyoruz. Türkiye’nin enerji güvenliği, tüm dünyayı ilgilendiriyor” dedi.

    Enerji politikalarını bu bilinçle geliştirdiklerini belirten Erdoğan, Türkiye’yi küresel enerjinin emniyetli merkezi haline getirmek için önemli adımlar attıklarını vurguladı.

    Gabar’daki çalışmalarla Mart 2025 itibarıyla günlük petrol üretiminin 135 bin varili aşarak rekor kırdığını, bugüne kadar 2 milyar dolar değerinde 26 milyon varil üretim gerçekleştiğini açıkladı. Çanakkale’de Sakarya Gaz Sahası’nda 2026’da günlük 20 milyon metreküp, 2028’de ise 40 milyon metreküp üretim hedeflediklerini belirtti.

    AKKUYU’DAN İLK ELEKTRİK YIL SONUNDA…

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nin ilk reaktörünün inşasının tamamlanmak üzere olduğunu, yıl sonunda deneme üretimine başlanacağını ve ilk elektriğin sağlanacağını duyurdu. Ayrıca, Nijer’de altın sahalarında bu yıl üretime başlanacağını, son 3 yılda elektrik ve doğal gazda millete 983 milyar TL destek verdiklerini ifade etti.

    Avrupa’daki enerji krizinde Türkiye’nin güvenli liman olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Türkiye’yi doğal gaz ve petrol aramada küresel bir aktör yapacağız” dedi.

  • 2024’te kırmızı et üretimi düştü

    2024’te kırmızı et üretimi düştü

    ANKARA (İGFA) – Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı kırmızı et üretim istatistiklerini yayımladı.

    Tarımsal İşletmelerde Hayvansal Üretim Araştırması’na dayalı verilere göre, 2023’te 2 milyon 384 bin 47 ton olan kırmızı et üretimi, 2024’te yüzde 11,7 azalarak 2 milyon 105 bin 895 tona düştü.

    Sığır eti üretimi yüzde 11,2 azalarak 1 milyon 483 bin 42 ton, koyun eti yüzde 10,5 azalarak 509 bin 539 ton, keçi eti yüzde 22,8 azalarak 99 bin 532 ton, manda eti ise yüzde 10,4 azalarak 13 bin 781 ton oldu.

    Kırmızı et üretiminin 2024’teki dağılımı şöyle: yüzde 70,4 sığır eti, yüzde 24,2 koyun eti, yüzde 4,7 keçi eti, yüzde 0,7 manda eti. 2023’te ise bu oranlar sırasıyla yüzde 70,1, yüzde 23,9, yüzde 5,4 ve yüzde 0,6 idi.

    Son 10 yıla bakıldığında, kırmızı et üretimi 2015’te 1 milyon 187 bin 18 ton iken, 2024’te 2 milyon 105 bin 895 tona ulaştı.

  • 17 bin fide üreticilere teslim edildi

    17 bin fide üreticilere teslim edildi

    İZMİR (İGFA) – Dünyada büyük rağbet gören ve yüksek fiyatlarla pazarlanan kuşkonmaz İzmir’de Ödemiş ve Tire ilçelerinde yetiştiriliyor. İzmir’in ürün deseni arasında son yıllarda dikkat çeken ve İzmir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün çalışmalarıyla üretim alanı genişleyen kuşkonmaz, İzmir’de sebze üretiminde verim ve kaliteyi artırmasının yanı sıra, zengin vitamin ve mineral içeriğiyle de dikkat çeken önemli bir ürün. Kuşkonmaz ayrıca İzmir tarımını geleceğe taşıyacak stratejik bir ürün olarak değerlendiriliyor ve önemli bir alternatif üretim kaynağı oluşturuyor.

    17 BİN FİDE DAĞITILDI

    İzmir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yürütülen proje ile İzmir’de bu kıymetli ürünün üretimi arttırılıyor. Proje kapsamında %50’si Tarım ve Orman Bakanlığı, %50’si üretici bütçesiyle temin edilen 17 bin fide 5 üreticiye teslim edildi.

    Toplam bütçesi 422 bin TL olan Kuşkonmaz Üretiminin Geliştirilmesi Projesi ile İzmir’in verimli topraklarında besleyiciliğinin yanı sıra üreticisine getireceği ekonomik değeriyle dikkat çeken bir ürün daha yaygınlaştırılmış olacak.

  • Bornova’da toprakta dayanışma, sofralarda umut

    Bornova’da toprakta dayanışma, sofralarda umut

    İZMİR (İGFA) – Bornova Belediyesi’nin talep gören projesi Kent Bostanı’nda yazlık sebzeler, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki ile birlikte toprakla buluştu.

    İlki Pınarbaşı Mahallesi’nde açılan Kent Bostanı ile dezavantajlı mahallelerde yaşayan ev kadınları, yaz boyunca bostanlarında tarım yaparak hem üretmeyi öğrenecek, hem aile bütçesine katkıda bulunacak, hem de bir arada çalışarak sosyalleşecek. Başkan Eşki, projenin kadınları üretimle güçlendirdiğini ve Bornova’da dayanışmayı büyüttüğünü vurguladı.

    Bornova Belediyesi’nin, ilçenin dezavantajlı mahallelerinde yaşayan kadınları tarımsal üretime dahil ettiği ve sosyalleşmelerini sağladığı proje, geçtiğimiz Eylül ayında başladı. Her biri içi 25 metrekarelik alanlarda üretim yapan 38 kadın, Belediye Başkanı Ömer Eşki ile birlikte domates, biber, patlıcan ve Bornova Kınalı Bamyası fidelerini dikti.

    Pınarbaşı Kent Bostanı’nda fide dikim etkinliğine katılan Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, projeyle ilgili olarak, “Toprağa dokunan ellerde umut büyür. Kadınlarımız burada ürettikleri sağlıklı ürünler, evde çocuklarına güvenle sunabilecekleri gıdalara dönüşecek. Biz bu projeyle sadece bostan değil, aynı zamanda Bornova’da dayanışmayı, üretimi ve birlikte başarma duygusunu büyütüyoruz. Üreten kadın güçlüdür, güçlü kadın ise toplumu dönüştürür” diye konuştu.

    Kadınlar, yaz boyunca haftada iki gün bostanlarını ziyaret ederek, dikim, çapa, sulama ve hasat gibi tarımsal faaliyetleri Bornova Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü’nün ziraat mühendisleri kontrolünde kendileri yapacak. Bu sayede kadınlar hem tarımsal üretim bilgisi kazanacak, hem de birbirleriyle sürekli iletişim halinde olarak sosyal dayanışmayı güçlendirecekler.

  • KAYSO üretimi güvenli alanlara taşıyacak

    KAYSO üretimi güvenli alanlara taşıyacak

    KAYSERİ (İGFA) – Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Abidin Özkaya Başkanlığında, Meclis Başkanlık Divanı, Meclis Üyeleri, Meslek Komiteleri, Disiplin Kurulu, Yüksek İstişare Kurulu ve İl Genç Girişimciler İcra Kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi.

    Toplantının açılışında konuşanı KAYSO Meclis Başkanı Abidin Özkaya, son günlerde yaşanan depremlerden etkilenen vatandaşlara geçmiş oldun dileklerini ileterek, “Son yıllarda yaşanan depremler, ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu gerçek şehrimizi, yerleşim alanlarımızı, iş yerlerimizi depreme ve diğer afetlere karşı dirençli ve hazır hale getirmemizin önemini bizlere bir kez daha hatırlattı” dedi.

    Olası bir Marmara depreminin sonuçlarının telafisinin zor olacağını ifade eden Özkaya, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve KAYSO Başkanı Mehmet Büyüksimitci tarafından 7-8 yıldır dillendirilen ve Kayseri’yi de içerisine alan Orta Anadolu Üretim Havzası fikrinin hayata geçirilmesinin önemine değindi.

    Son dönemde oluşan bazı olumsuz gelişmelerin Merkez Bankasını faiz artırmak zorunda bıraktığını ifade eden Özkaya, “Halbuki o olaylardan önce enflasyon rakamlarında iyileşmeler, faiz oranlarında da düşmeler başlamıştı. Doğrusu bizler de ümitlenmiştik. Fakat artan faizler zor olan finansa erişimi daha da zor hale getirmiştir. Ayrıca maliyeti de inanılmaz derecede arttırmıştır. Faiz indirimlerini adeta duymamazlıktan gelen bankalarımız, faiz artışında saatlik yarışa girmektedirler. Son günlerde artan 3,5 puanlık artışa rağmen kredi faizleri 10 puan yükselerek iyimser rakamla yüzde 55-60’ları bulunmuştur. Bu ve buna benzer olumsuzluklar işletmelerimizin yatırım iştahını köreltmiş olup, sadece günü kurtarma çabasına sevk etmiştir” dedi.

    Özkaya, emek yoğun sektörlere verilmesi öngörülen 2.500 TL’lik istihdamı koruma desteğinde en fazla 249 çalışan şartı olduğunu, 250 çalışandan fazla istihdam yapan firmaların bu destekten faydalanamadığını belirterek, bu konunun tekrar gözden geçirilmesinde fayda olduğunu belitti.

    Son olarak Özkaya, eleman sıkıntılarının, geriye dönük vergi uygulamalarının, iş kanunlarında peşin hükümlü işveren aleyhtarlığının, mevzuattaki katılık ve karışıklıkların ve zorunlu istihdam gibi konuların da işvereni zor durumda bıraktığını belirterek konuşmasını tamamladı.

    Konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen KAYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci, son günlerde İstanbul, Kütahya ve Elazığ’da yaşanan depremlerden etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti.

    “Sanayi yatırımlarında Orta Anadolu’ya öncelik vermeliyiz”

    Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu ve nüfusun yüzde 75’inin, sanayi tesislerinin ise yüzde 65’inin riskli bölgelerde yer aldığını vurgulayan Büyüksimitci, “Bu gerçeği görerek, sanayi üretimimizi daha güvenli alanlara taşımak zorundayız. Allah korusun Marmara bölgesinde yaşanacak yıkıcı bir depremin altından kalkmamız çok zor olur. Daha öncede defaatle dile getirdiğimiz Orta Anadolu Üretim Havzası, bugün çok daha hayati bir önem kazandı. Sadece Marmara’ya bağımlı bir sanayi yapısı, tüm ülkemizin ekonomik güvenliği açısından ciddi riskler taşımaktadır. Bu yüzden artık, üretimi coğrafi olarak daha dengeli dağıtmamız bir seçenek değil, bir zorunluluktur. Bu kapsamda Kayseri başta olmak üzere, Ankara, Kırıkkale, Konya, Aksaray, Niğde, Mersin ve Hatay gibi illerimiz, sanayi üretiminde daha büyük bir rol üstlenmeye hazırdır. Sanayi yatırımlarında Orta Anadolu’ya öncelik vermek, sadece ekonomik kalkınma açısından değil, ulusal güvenliğimiz açısından da stratejik bir adımdır” dedi.

    Başkan Büyüksimitci, Marmara bölgesindeki sanayi işletmelerinin güvenli alanlara taşınması için yer değişimi hibe destekleri, vergi indirimleri ve ilk 2 yıl enerji maliyeti desteği verilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

    “Finansmana erişimi kolaylaştırılmalı maliyetleri düşürülmeli”

    Türkiye ekonomisinin bir yandan enflasyonla mücadeleye devam ederken, diğer yandan büyüme hedeflerini sürdürme çabası içinde olduğunu ifade eden Büyüksimitci, “Enflasyon oranları hâlâ yüksek seviyelerde seyretmekte, bu da hem üretim maliyetlerini artırmakta hem de iç piyasada daralmaya neden olmaktadır. Merkez Bankası’nın uyguladığı sıkı para politikaları çerçevesinde faiz oranlarında tekrardan yukarı yönlü adımlar görüyoruz. Bu durum, krediye erişimi zorlaştırmakta, yatırım iştahını sınırlamaktadır. Ekonomimizin daha güçlü ve sürdürülebilir bir zeminde büyümesi için reel sektörün finansmana erişimi kolaylaştırılmalı ve finansman maliyetleri düşürülmeli. İhracatçıya düşük faizli, uzun vadeli özel kredi modeli geliştirilmeli, makine yenilemek isteyenlere faiz avantajı sunulmalı ve stok finansmanında da en az 6 ay ödemesiz bir dönem sağlamalı” dedi.

    Başkan Büyüksimitci ayrıca, enflasyonla mücadelenin uzun soluklu bir süreç olduğuna işaret ederek, ekonomi yönetiminin kararlı adımlarının güven verici olduğunu belirtti. Sanayicilere de bu süreçte verimliliklerini artırmaları, kaynakları etkin kullanmaları ve dijitalleşmeye yönelmeleri çağrısında bulundu.

    “Özgür ve kurallara dayalı bir ticaret düzeninden yanayız”

    Küresel ekonomide yaşanan son gelişmelere de değinen Başkan Büyüksimitci, özellikle ABD’nin yeni dönem ticaret politikalarının dünya ekonomisinde belirsizlikleri artırdığını belirterek, “Tüm bu gelişmeler, küresel ticaretin serbestliğini tehdit ederken, dünya genelinde ekonomik belirsizlikleri de artırmaktadır. Aynı zamanda yatırımları ve büyümeyi de yavaşlatmaktadır. Özellikle ihracata dayalı ekonomiler için bu tür korumacı politikalar, ticaret hacimlerinde daralma ve maliyet artışları gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir. Gümrük vergileri ve kotalarla duvarlar örülen bir dünya istemiyoruz. Biz iş dünyası olarak adil, özgür ve kurallara dayalı bir ticaret düzeninden yanayız” dedi.

    Türkiye’nin genç nüfusu, sanayi altyapısı ve coğrafi konumu ile küresel üretim ve tedarik zincirinde güçlü bir alternatif olabileceğini vurgulayan Başkan, “Bu fırsatlardan yararlanabilmek için üretimimizi dijital dönüşümle güçlendirmeli ve katma değerli ürünlere yönelmeliyiz” dedi.

    “Sanayiciler olarak üretmeye devam edeceğiz”

    Kayseri’nin her zaman üretimin, istihdamın ve ihracatın merkezi olduğunu vurgulayan Büyüksimitci, Üniversite sanayi iş birliğinin artırılması, nitelikli iş gücü yetiştirilmesi ve gençlerin üretime yönlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, “Küresel belirsizliklere rağmen biz sanayiciler olarak üretmeye, istihdam sağlamaya ve ülkemiz için katma değer oluşturmaya devam edeceğiz” dedi.

    Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun başkanlığında, 81 il ve 160 ilçedeki Oda ve Borsa Başkanları ile bir araya gelerek, ekonomik durumu, sektörlerdeki sıkıntıları ve iş dünyasının taleplerini değerlendirdiklerini ifade eden Büyüksimitci, finansmana erişim zorlukları, zirai don felaketleri ve artan girdi maliyetlerinin iş dünyasının en önemli üç gündem maddesi olarak öne çıktığını söyledi.

    Sanayi Odası olarak kendilerinin de, her hafta üyelere yönelik istişare toplantıları düzenlediklerini, buradan gelen talep ve önerileri Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği başta olmak üzere ilgili kurumlara ileterek çözün aradıklarını belirterek konuşmasını tamamladı

  • Bursa Büyükşehir’den çiftçiye büyük destek

    Bursa Büyükşehir’den çiftçiye büyük destek

    BURSA (İGFA) – Bursa’da her alanda çiftçiyi destekleyen Büyükşehir Belediyesi, kentin tarımsal geleceğini şekillendirmeye, suyun verimli kullanımını sağlayarak bereketli topraklara hayat katmaya devam ediyor.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı ile Tarım Peyzaj AŞ iş birliğinde yürütülen ‘Hibeli Damla Sulama Boru Projesi’ kapsamında toplam 10 bini aşkın sulama borusu, düzenlenen törenle yaklaşık bin 500 çiftçiye teslim edildi.

    Mustafakemalpaşa Ovaazatlı Mahallesi’ndeki Damla Sulama Boru Üretim Tesisi’nde düzenlenen programa, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Tarım Peyzaj AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aydın Saldız, Tarım Peyzaj AŞ Genel Müdürü Sedat Akar, Büyükşehir Belediyesi yöneticileri, meclis üyeleri, ziraat odalarının yöneticileri, muhtarlar ve üreticiler katıldı.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, çiftçilerin üretim gücünün temel taşı olduğunu söyledi. Tarım Plast Fabrikası’nda üretilen ürünleri kısa bir süre içerisinde üreticilerle buluşturmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, kente kazandırdıkları örnek tesisin üretime ve çiftçiye verdikleri önemin bir göstergesi olduğunu ifade etti.

    Çiftçinin üretmesiyle kentin ve sofraların bereketinin artacağını anlatan Başkan Bozbey, “Üreten eller oldukça, Bursamızın da yüzü güler. Sizin derdiniz, bizim derdimizdir. Hep beraber çiftçimizin yüzünün gülmesi için mücadele ediyoruz. Yakın zamanda hem ülkemizde hem de Bursamızda etkili olan zirai don felaketini yaşadık. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak bu konuda çiftçimizin yanındayız. Tarım Bakanlığı’nın da üreticiye el uzatmasını, zararları karşılamasını bekliyoruz. Bizler desteklerimizi azaltmadan sürdüreceğiz. Yakında sıvı gübreyi de çiftçilerimizle paylaşacağız. Hazırlığını yaptığımız mazot desteğini de çiftçimize vereceğiz” dedi.

    “YILDA 6 MİLYON METRE YUVARLAK, 12 MİLYON METRE YASSI BORU”

    Üretilen hiçbir ürünün zayi olmasını istemediklerini dile getiren Başkan Bozbey, iklim değişikliğini dikkate alarak üreticilerin suya daha az ihtiyaç duyan ürünlere yönelmesini de tavsiye etti. Verimli su kullanımının artık bir zorunluluk haline geldiğini anlatan Başkan Bozbey, “Damla sulama, bu ihtiyaca verilen en modern cevaptır. Bizler de bu yüzden bu örnek tesisi üretime kazandırdık. Burayı geri dönüşümle çalışan, çevre dostu, sürdürülebilir bir üretim merkezi haline getirdik. Plastik atıklardan boru üretiyoruz. Hem çevreyi koruyoruz, hem de kaynaklarımızı doğru kullanıyoruz. Bu tesiste, yılda 6 milyon metre civarında yuvarlak, 12 milyon metre civarında yassı boru imal edildi. Söz verdiğimiz gibi bu tesiste sıvı gübreyi de imal ediyoruz. 5 bin koliye çıktı. Kentimizin toprak yapısını değerlendirerek, içeriğini zenginleştirdiğimiz 4 çeşit sıvı gübre ürünü ile çiftçilerimizin ihtiyacını karşılayacağız. Yıllık 900 ton üretimle topraklarımızda verim ve kaliteyi artıracağız” diye konuştu.

    Dağıtımı gerçekleştirilen damla sulama borularının, sadece bir destek olmadığını; aynı zamanda tarımda dönüşümün, verimliliğin ve sürdürülebilirliğin bir adımı olduğunu belirten Başkan Bozbey, “Bugün tam 1500 çiftçimize, toplamda 10 bini aşkın sulama borusu dağıtıyoruz. Bu da 120 kamyon demektir. Bunu çiftçimize ücretsiz, hibe olarak verdiğimizi özellikle belirtmek istiyorum. Farklı uzunluk, çap ve damlatma debilerine göre 5 ayrı üretim gerçekleştirdik. İhtiyaca göre destek sağlayarak, herkese eşit fırsat sunmayı hedefliyoruz. Çiftçilerimiz tarlada yıpranmış olan boruları getirip, yenisiyle de değiştirebilecek. Bursalı çiftçiler çevreye olan duyarlılığını ortaya koyacaktır. Bu destekle su tasarrufu, girdi maliyetlerinde azalma ve toprağın korunması da sağlanacak” dedi.

    Toprak analiz hizmetlerini yaygınlaştırdıklarını, bilinçli gübreleme için danışmanlık sağladıklarını, mobil analiz cihazlarını kırsala ulaştırdıklarını anlatan Başkan Bozbey, fide, fidan ve tohum destekleriyle üretimi artırdıklarını, siyez buğdayı, aronya, yaban mersini gibi katma değeri yüksek ürünleri desteklediklerini, Gemlik zeytinini alarak çiftçiye pazar oluşturduklarını, Merinos yünü alımıyla hayvancılığı da desteklemeye devam ettiklerini açıkladı. Sürdürülebilir tarım için her çiftçiye ulaşmak istediklerini belirten Başkan Bozbey, “Her ilçemize, her köyümüze, her üreticimize dokunacağız. Birlikte yürüdüğümüz bu yolda bizlere güç veren sizlersiniz. Çiftçimiz gülümserse, Bursa gülümser. Çiftçilerimize hayırlı, bereketli bir sezon diliyorum” diye konuştu.

    CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Türkiye’nin geniş bir alanında zirai don olayı yaşandığını hatırlatarak yerel ve ulusal tüm yöneticilerin çiftçilerin yanında olması gerektiğini dile getirdi. Zor koşullarda çiftçinin yanında olmaya devam edeceklerini ifade eden Sarıbal, merkezi hükümetin üreticiye daha fazla kaynak ayırması gerektiğini söyledi. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin de dar günde çiftçinin yanında olarak damla sulama boru desteği verdiğini belirten Sarıbal, emeği geçen herkese teşekkür etti.

    Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Şükrü Erdem, Aralık ayında açılışı yapılan Tarım Plast Fabrikası’nda üretilen damla sulama borularını üreticilere ulaştırmanın gururunu yaşadıklarını söyledi. Üretimin her aşamasında destek vermenin geleceğe yapılan bir yatırım olduğunu belirten Erdem, destek ve yatırımlarıyla üreticileri yalnız bırakmayan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e ve projede emeği geçenlere teşekkür etti.

    Konuşmalar sonrasında Başkan Mustafa Bozbey ve protokol üyeleri tarafından çiftçilere damla sulama boruları teslim edildi.

  • Kocaeli saatte 500 ton PMT üretiyor

    Kocaeli saatte 500 ton PMT üretiyor

    KOCAELİ (İGFA) – Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, yol yapımında plent miks temel (PMT) tabakasının oluşturulmasında kullanılan malzemeyi yüzde 100 yerli üretimle gerçekleştiriyor. Körfez Kıyırlı Plent Miks Temel Üretim Tesisi’nde modern sistemlerle üretim yapan Büyükşehir, düşük maliyetle yüksek kaliteli malzeme üretimi sağlıyor.

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin Körfez Kıyırlı’da kurduğu Plent Miks Temel Üretim Tesisi, PMT malzemesini saatte 500 ton kapasiteliyle üretiyor. Son 6 ayda üretilen 62.380 ton PMT malzemesi sayesinde yaklaşık 11 milyon 228 bin 400 TL kazanç elde edildi. Güncel piyasa değerlerine göre ise yüzde 50 oranında maliyet avantajı sağlayan Büyükşehir, hem maliyetleri düşürürken hem de yol yapımı projelerini daha verimli hale getiriyor.

    GÜNEŞ ENERJİSİ İLE SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİM

    Büyükşehir Belediyesi Yol ve Bakım Dairesi Başkanlığına bağlı faaliyet gösteren, çevre dostu yaklaşımıyla dikkat çeken tesiste, Güneş Enerji Sistemi (GES) kurulumu da planlanıyor. GES’in faaliyete geçmesiyle birlikte üretim sürecinde büyük oranda tasarruf sağlanması hedefleniyor.

    8 FARKLI TİPTE MALZEME ÜRETİMİ

    Öte yandan saatte 400 ton kapasiteye sahip CE belgeli Kırma-Eleme Tesisi, toz indirgeme sistemi ile donatıldı. Bu da çevreye zarar vermeden verimli üretim yapılmasını sağlıyor. Burada üretilen agrega malzemesi, sıcak asfalt, yol yapımı ve altyapı çalışmalarında kullanılıyor. Tesis, 8 farklı tipte malzeme üreterek bölgedeki ihtiyacı zamanında ve ekonomik şekilde karşılamayı amaçlıyor.

Betturkey Giriş -
Beinwon - Beinwon - iddaa tahminleri - Jokerbet - Canlı maç izle - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Fitcas giriş -
Kurumsal Web Tasarımı - Antalya haber - fue hair transplant - Acibadem - hair transplant turkey - İzmir Haber - İzmir Haber - Gündem - Kadın Saat - Kastamonu Haber - SMM Panel - SMS Onay - Sohbet Odaları -