Etiket: Deprem

  • Bakan Kurum: Marmara’da kirlilik yükü artıyor! Belediyelere müsilaj uyarısı

    Bakan Kurum: Marmara’da kirlilik yükü artıyor! Belediyelere müsilaj uyarısı

    BURSA (İGFA) – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen 2. Uludağ Çevre Forumu’na katıldı.

    Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, akademisyenler, kamu temsilcileri ve iş adamlarının bir araya geldiği forumda konuşan Bakan Kurum, Ulu Cami Meydan Projesi’nden Tarihi Hanlar Bölgesi’nin ihyasına, binlerce sosyal konut projelerinden millet bahçelerine kadar Bursa’ya çok sayıda eser kazandırıldığını söyledi.

    “BELEDİYELER, VAZİFELERİNİ YERİNE GETİRMİYOR”

    Konuşmasında Marmara’daki müsilaj sorununa ayrı bir parantez açan Bakan Kurum, “İklim değişikliğine bağlı deniz suyu sıcaklıklarının yükselmesi, gerekli önlemlerin alınmamasıyla kirlilik yükünün artması, maalesef Marmara’da müsilajın yeniden görülmesine sebep oluyor. Bakanlık olarak müsilaja karşı belediyelerimizle ortak mutabakatla bir masa etrafında aldığımız eylem planına sadık bir şekilde çalışıyoruz. Ancak üzülerek ifade etmem gerekir ki eylem planında beraber çalıştığımız, beraber hazırladığımız, ortak mutabakatla imza altına aldığımız belediyelerimiz vazifelerini yeterince yerine getirmiyor” dedi.

    “ÇEVREDE, DEPREMDE SİYASET OLMAZ”

    Bakan Kurum, Marmara’ya kıyısı olan belediyeleri bir kez daha “Marmara Denizi Koruma Eylem Planı” kapsamında taahhüt ettikleri ileri biyolojik arıtma tesislerini bir an önce tamamlamaları konusunda uyardı: Ben Marmara’ya kıyısı olan tüm belediyelerimizden vakit geçirmeden, artık çok geç olmadan doğamıza verdiğimiz sözleri yerine getirmelerini bekliyorum. Müsilaj ve benzeri sorunların yeniden yaşanmaması için söz verilen atık su arıtma tesisleri artık yapılmalı. Burada bekleyecek bir zaman kalmadı. Biz bu noktada üzerimize düşeni yapmaya da her türlü desteği vermeye de hazırız. Çevrede, depremde siyaset olmaz. Bu nedenle tüm Marmara’da olduğu gibi burada da önlemlerimizi alacak, denetimleri çok daha yoğun yapacak ve her türlü yaptırımları uygulamaktan geri durmayacağız.

    “AFETLER EKOSİSTEMİN DENGESİNİ ALT ÜST EDİYOR”

    Bakan Kurum, konuşmasında iklim krizinin etkilerini anlatırken, iklim krizine karşı Türkiye’nin yaptığı çalışmaları ve aldığı önlemleri paylaştı:

    “Bu manzara karşısında Türkiye olarak, 2016 yılında Paris İklim Anlaşması’ını imzaladık. Ancak, adaletsiz uygulamaları da şerh olarak düştük. Türkiye’nin büyümesine, kalkınmasına, istihdamına halel getirmeyecek şekilde süreci yürütüyoruz. Bir taraftan büyüceğiz bir taraftan gelişeceğiz bir taraftan da doğamızla uyumlu, sanayi devrimini kaçırmış, döngüsel ekonomideki fırsatları değerlendireceğiz”

    “SIFIR ATIK PROJEMİZDE YENİ BİR AŞAMAYA GEÇİYORUZ”

    Bakan Kurum, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile getirilen kısıtlamalarla ilgili süreç karşısında Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ile bu durumu fırsata dönüştürecek hazırlıkları yürüttüğüne işaret etti:

    Sanayide Yeşil Dönüşüm için yeni bir sayfa açtık. Artık sanayi tesislerimiz Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi’ne sahip olacak, ticari kısıtlamalara takılmayacak, yeni üretimde çok fazla pay sahibi olacaklar. İklim değişikliği ile ilgili finansmana çok daha hızlı bir şekilde ulaşacak. Geri dönüşüm konusunda da artık kaynaklarımızın sınırsız olmadığı bilinciyle hareket etmek zorundayız. Üretimi, tüketimi, alışkanlıkları gözden geçirmek zorundayız. Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin öncülüğünde yürüttüğümüz Sıfır Atık Projemizde yeni bir aşamaya geçiyoruz. Çevre Ajansımızla Depozito Yönetim Sistemi için gerekli altyapı çalışmalarımızı tamamladık. Kızılcahamam’dan sonra Sakarya’yı da depozito sistemimiz için pilot il olarak belirledik. Böylelikle bu sistemi 81 ile yayarak geri dönüşümde hem vatandaşımızın hem çevremizin kazanacağı bir sürece girmiş olacağız. İnşallah hep birlikte bu mücadeleyi sürdürecek; 2053 yılına kadar alüminyumdan çeliğe, çimentoya kadar birçok sektörde emisyon azaltımı sağlayacağız.

    “TÜRKİYE 2053 NET SIFIR EMİSYON HEDEFİNE ÇOK DAHA ÖNCE ULAŞACAK”

    İthalatın büyük oranda enerjiden kaynaklı olduğunu ifade eden Bakan Kurum, “Bu nedenle enerji sektöründe, yenilenebilir enerjinin payını 2035’te yüzde 65’e çıkaracağız. İddiayla söylüyorum, Türkiye Cumhuriyeti, 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefini beklemeden 2053’den çok daha önce ulaşacak; Türkiye Yüzyılı yeşilin, mavinin ve doğa korumanın da yüzyılı olacak” diye konuştu.

    “MARMARA DEPREMİ TÜRKİYE’MİZ İÇİN BEKA MESELESİ OLACAKTIR”

    Deprem bölgesinde edinilen tecrübeyi hızla İstanbul ve Marmara geneline yayacaklarını dile getiren Bakan Kurum, “23 Nisan İstanbul depremi hepimiz için büyük bir uyarıdır. Bursa’mız da, Yalova’mız da Tekirdağ’ımız etkilendi. Marmara’ya kıyısı olan Kocaeli’miz etkilendi. Bu anlamda ekonominin yüzde 50’sinden fazlasının gerçekleştiği Marmara’da yaşanacak bir deprem Türkiye’miz için doğrudan doğruya beka meselesi olacaktır. Bu vesileyle her fırsatta yaptığım çağrıyı yineliyorum; kentsel dönüşüm bugün artık belediyelerin özel sektörümüzün en öncelikli sorumluluğudur, çalışma alanıdır. Hep birlikte el ele vereceğiz. Nasıl 6 Şubat sabahı el ele verdiysek; şehirlerimizi, sanayi alanlarımızı ve bu anlamda şehrin altyapısını depreme dirençli hale getireceğiz” dedi.

    BURSA’DA KENTSEL DÖNÜŞÜM VALİ KOORDİNASYONUNDA YÜRÜTÜLECEK

    Çevre Şehricilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde yer alan habere göre Bursa’da da deprem dönüşümünün hızlanmasının gerektiğinin altını çizen Bakan Kurum, “Bu konuda Valimize de gerekli talimatları verdik. Şehirde deprem dönüşümünün koordinasyonunu yürütecek. Büyükşehir Belediyemiz, ilçe belediyelerimiz, vatandaşımız, sanayicimiz üstüne düşen vazifeyi hep birlikte gerçekleştirecek. Biz de Bakanlık olarak alınan kararların hepsinin destekçisi olacağız. Hep birlikte bu mücadeleyi ortaya koyalım. Bir taraftan çevremize, doğamıza sahip çıkalım. Bir taraftan da Bursa’da o deprem dönüşümünü gerçekleştirelim” diye konuştu.

  • Bakan Kurum’dan İstanbul’a dönüşüm çağrısı: Birlikte İstanbul’u güvenli hale getirelim!

    Bakan Kurum’dan İstanbul’a dönüşüm çağrısı: Birlikte İstanbul’u güvenli hale getirelim!

    İSTANBUL (İGFA) – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul’un deprem dönüşümü için düzenlenen değerlendirme toplantısında belediye başkanlarıyla bir araya geldi.

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul Valiliği’nde düzenlenen Vali Davut Gül, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Nuri Aslan ve 39 ilçenin belediye başkanlarının katıldığı “Deprem Dönüşümü Değerlendirme Toplantısı”na başkanlık etti.

    Bakan Kurum, “İstanbul’un dönüşümü meselesi sadece iktidarın ya da sadece belediyelerin tek başına omuzlayabileceği bir yük değildir, olmamalıdır” dedi.

    Şehrin baştan sona güvenli hale getirilmesi için çözüm ortaklığı vurgusu yapan Bakan, “Deprem korkusunun olmadığı bir İstanbul’a ulaşmak için projelerimizi bütüncül bir planlamayla hayata geçireceğiz” açıklamasında bulundu.

    “ACİL DÖNÜŞMESİ GEREKEN 600 BİN KONUT VAR”

    Bakan Kurum konuşmasında Türkiye’nin ve İstanbul’un deprem riskine rakamlarla dikkat çekerek, Türkiye’nin yüzlerce yıldır yerin altında sessizce bekleyen deprem gerçeğiyle birlikte yaşadığını belirtti. “Çünkü bu vatanın coğrafi büyüklüğünün yüzde 66’sı deprem riski altındadır” diyen Bakan Kurum, “Nüfusumuzun yüzde 71’i bu riskli bölgelerde hayat sürmektedir. Bu riskli bölgelerin en başında da İstanbul’umuz gelmektedir. Şu anda, yani 2025 yılı itibarıyla İstanbul’umuzda 8 milyon 70 bin ev ve işyerimiz bulunuyor. Bunun 3 milyon 393 bini 2000 yılı ve öncesi. 2000 yılındaki bina stokuna baktığımızda İstanbul’un tamamı riskliyken; yaptığımız düzenlemeler, mevzuat değişiklikleri ve inşa çalışmalarıyla; bugün İstanbul’un yüzde 60’ı güvenli hale gelmiş durumda. Ancak halen acil dönüşmesi gereken 600 bin konut var” diye konuştu.

    Bakan Kurum, tüm paydaşlarla iş birliği içinde çalışarak kentin deprem riskine karşı korunacağını ifade etti.

    “TÜM KESİMLERİN EL UZATMASI GEREKİR”

    İstanbul’un dönüşümü için tüm kesimlerin katkı vermesi gerektiğine vurgu yapan Bakan Kurum, “Böylesine hayati bir meselede, vatandaşımızın hassasiyetini, kaygılarını dezenformasyon ve bilgi kirliliğiyle istismar etmeye çalışmak, bu ülkeye, bu şehrin insanlarına yapılabilecek en büyük kötülüktür. Herkesin bu sorumluluk ve ciddiyetle hareket etmesi gerekmektedir. Ayrıca; İstanbul’un dönüşümü meselesi sadece iktidarın, ya da sadece belediyelerin tek başına omuzlayabileceği bir yük değildir, olmamalıdır. Burada bu meseleye tüm siyasi partilerimiz belediyelerimiz, sivil toplum örgütlerimiz medyamız, üniversitelerimiz yani İstanbul’da yaşayan 16 milyon İstanbullunun el uzatması gerekmektedir. Hep birlikte o afetlerde birlikteliğimizi nasıl yansıtabiliyorsak İstanbul’un dönüşümünde de bu tavrı, bu duruşu sergilemek hepimizin şu koltuklarda oturan tüm arkadaşlarımızla birlikte tüm İstanbul’un görevidir, vazifesidir” diye konuştu.

  • Japon deprem uzmanından uyarı: Adalar ve Çınarcık Fayı’nda enerji birikiyor

    Japon deprem uzmanından uyarı: Adalar ve Çınarcık Fayı’nda enerji birikiyor

    İSTANBUL (İGFA) – İstinye Üniversitesi’nde, Archify Mimarlık Platformu tarafından 3-4 Mayıs’ta düzenlenen İstanbul Mimarlık Zirvesi 2025, mimarlık ve şehir planlama alanından akademisyenleri, profesyonelleri ve öğrencileri buluşturdu. Zirvede, Japon Deprem Uzmanı Yoshinori Moriwaki ve İstinye Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Tanyeli önemli açıklamalarda bulundu.

    Prof. Dr. Uğur Tanyeli, 16. yüzyıldan günümüze mimari ve toplumsal dönüşümü ele alarak, “Ekolojik ve sosyolojik koşullar mimariyi etkiliyor. Günümüz mimarları, yalnızca birey değil, güvenli bir toplumun paydaşları olarak çalışmalı. Deprem gibi krizlerin toplumsal sonuçları büyük” dedi.

    ADALAR VE ÇINARCIK’TA DEPREM RİSKİ

    Türkiye’nin deprem hazırlığına dikkat çeken Yoshinori Moriwaki, “Silivri açıklarında 23 Nisan’da yaşanan 6.2’lik depremle enerji bir miktar boşaldı. Ancak Adalar ve Çınarcık fayında kırılma olmadı, enerji birikiyor. Ne zaman olacağı bilinmez ama bu bölgede deprem olabilir” uyarısında bulundu. Moriwaki, Türkiye’deki 21 milyon yapı stokunun yüzde 50’den fazlasının izinsiz olduğunu belirterek, “Depremler insanı öldürmez, binalar öldürür. Yumuşak zeminli bölgelerde kentsel dönüşüm hızlanmalı” dedi.

    Moriwaki, Japonya’daki uygulamaları örnek göstererek, “İlkokuldan itibaren deprem eğitimi veriliyor. Türkiye’de de küçük yaşlardan itibaren çizgi romanlarla deprem farkındalığı oluşturulabilir” önerisinde bulundu.

    Zirve, deprem ve mimari üzerine yapılan tartışmalarla sona erdi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kentsel dönüşüm hayat memat meselesi!

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kentsel dönüşüm hayat memat meselesi!

    ANKARA (İGFA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ziyareti dönüşü uçakta gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

    İstanbul’daki deprem sonrası Türkiye genelinde depreme hazırlık konusundaki soruya yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin bir gerçek olduğunu ve kayıpların ancak sağlam yapılarla önlenebileceğini vurguladı. Erdoğan, “Deprem meselesini sembolik binalar ve algı operasyonlarıyla ele almıyoruz. Kalıcı çözümler peşindeyiz” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 ili etkileyen asrın felaketinin sağlam yapıların önemini gösterdiğini belirterek, “Kentsel dönüşüm, Türkiye için bir hayat memat meselesi. En dayanıklı, son teknolojiyle yapılmış ve şehir dokusuna uygun yapılar inşa etmeliyiz. Bu konuyu ideolojik saplantılara kurban edemeyiz” diye konuştu.

    Depreme hazır şehirlerin Türkiye’nin geleceğini kurtaracağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerinde dönüşümü teşvik edeceklerini ve devlet-vatandaş iş birliğini güçlendireceklerini söyledi.

    AFAD’ın çalışmalarını da öven Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul depreminde Kağıthane’deki merkeze giderek çalışmaları koordine ettik. Hasbahçe’de vatandaşlarımızla bir araya geldik, çadırlarda konaklayanlarla geç saate kadar hasbihal ettik. Kağıthane Belediyesi yemek ikramında bulundu. Deprem anı korku yaratıyor ama tedbirlerimizi her an almalıyız” diye konuştu.

    Halkın deprem bilincinin arttığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hocalarımız uyarılarda bulunuyor, bilinçlenme ile yaşam devam ediyor. Allah yar ve yardımcımız olsun” temennisinde bulundu.

  • Anahtar Parti Bursa’dan deprem manifestosu

    Anahtar Parti Bursa’dan deprem manifestosu

    BURSA (İGFA) – Anahtar Parti İl Başkanı Fikret Aslan, art arda yaşanan depremlerin ardından kentsel dönüşümün Türkiye için bir beka meselesi olduğunu vurguladı.

    “Deprem değil, ihmal öldürür. Gecikmeye tahammülümüz yok” diyen Aslan, iktidarın yapısal riskleri yıllardır çözmediğine dikkat çekti. Özellikle Marmara, Elazığ, Malatya ve Kütahya’daki depremleri hatırlatan Aslan, Bursa’daki çürük yapı stoğuna odaklandı.

    Aslan, “Bursa’da yapı stoğunun yüzde 65’i riskli, 1999 öncesi yapılan yaklaşık 100 bin konut deprem yönetmeliğine uygun değil. Bu, olası bir depremde büyük yıkım habercisi. Risk sadece Bursa ile sınırlı değil, Anadolu’nun dört bir yanı alarm veriyor” dedi. Kentsel dönüşümün siyasi değil hayati bir mesele olduğunu belirterek, “Muhalefetteyiz ama sessiz kalamayız. Bu, milletimizin can güvenliği meselesi” diye konuştu.

    ANAHTAR PARTİ’NİN 12 MADDELİK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ:

    1. Harçlardan %100 muafiyet sağlanmalı.
    2. Ruhsat süreçleri hızlandırılmalı.
    3. KDV oranı mal ve hizmetlerde %1’e düşürülmeli.
    4. Kentsel dönüşümdeki alım-satımlarda gerçek değer üzerinden makul vergi alınmalı.
    5. Hibe kredi miktarı artırılmalı, faiz oranları düşürülmeli, ön ödeme yükü kaldırılmalı.
    6. Standart taslak sözleşme modelleri oluşturulmalı.
    7. 2000 öncesi binalarda kiralama için “riskli değildir” raporu zorunlu olmalı, tapuya şerh konulmalı.
    8. Ada bazlı dönüşüm teşvikleriyle otopark ve yeşil alanlar artırılmalı.
    9. Metruk binalar kamulaştırılmalı.
    10. Tersine göç teşvik edilmeli, istihdam Anadolu’ya yayılmalı.
    11. 2025 “Dönüşüm Yılı” ilan edilmeli.
    12. Kamu-özel sektör iş birliğiyle dönüşüm desteklenmeli.

    Başkan Aslan, “Artık ‘deprem ne zaman olur?’ değil, ‘ne kadar hazırız?’ sorusunu sormalıyız. Çözümü bilimle arıyoruz, vatandaşımızın can güvenliği için mücadele edeceğiz” diyerek iktidarı göreve çağırdı.

  • Muğla’da gerçeği aratmayan deprem tatbikatı

    Muğla’da gerçeği aratmayan deprem tatbikatı

    MUĞLA (İGFA) – Afet ve acil durumlara yönelik eğitim, tatbikat ve kapasite geliştirme çalışmalarını sürdüren Muğla Büyükşehir Belediyesi, düzenlediği tatbikatlarla hem ekiplerin koordinasyonunu güçlendirmeyi hem de vatandaşları bilinçlendirmeyi amaçlıyor.

    Büyükşehir Belediyesi, olası afetlere karşı hazırlıklarını güçlendirmek için Menteşe’de yıkım çalışmaları devam eden Orgeneral Mustafa Muğlalı İşhanı enkazında 19 araç 75 personelin katılımıyla deprem tatbikatı gerçekleştirdi. Tatbikata Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili birimleri, Menteşe Belediyesi, itfaiye gönüllüleri ve NAK ekibi katıldı. Tatbikatta NAK ekibinin arama kurtarma köpeği Tayga’da görev aldı.

    BÜYÜKŞEHİR AFETLERE KARŞI HAZIRLIĞINI TATBİKATLA GÜÇLENDİRDİ

    Büyükşehir Belediyesi ekipleri, senaryo gereği 6.0 büyüklüğündeki bir depremin ardından meydana gelen yıkımda yangın, enkaz üstünde ve altında kalan yaralıları kurtarma süreçlerini Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) koordinasyonunda eş zamanlı olarak yürüttü.

    Senaryoya göre, deprem sonrası iş hanında meydana gelen yıkım ve çıkan yangın nedeniyle bölgeye Büyükşehir İtfaiyesi ekipleri yönlendirildi ve enkaz alanına ulaşan ilk ekip, alevlerin hızla yayıldığı bölgelerdeki yangını söndürerek kontrol altına aldı.Yangının söndürülmesinin ardından arama kurtarma çalışmalarını yürütmek amacıyla ekipler devreyle girdi ve enkaz altında kalan vatandaşlar için arama çalışması başlatıldı. Ekiplerin, göçük altı sismik dinleme ve görüntüleme cihazları, kırıcı delici aletler ile beton kesme gibi envanter ile yaptığı arama kurtarma çalışmalarında 2 vatandaş yaralı, 1 vatandaşın ise cansız bedeni enkazdan çıkarıldı.

    AFET RİSKİNE KARŞI GÜÇLÜ YAPILANMA

    Muğla Büyükşehir Belediyesi, afetlere karşı daha hızlı, etkin ve koordineli bir mücadele yürütmek amacıyla Afet İşleri Dairesi Başkanlığı’nı kurarak kurumsal yapısını güçlendirdi. Yeni daire başkanlığı ile birlikte afet risklerinin azaltılması, müdahale süreçlerinin profesyonelce yürütülmesi ve kriz sonrası toparlanma çalışmalarının daha planlı şekilde gerçekleştirilmesi hedefleniyor.

    Muğla Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Mehmet Karyağdı, son yıllarda bölgede yaşanan depremlere dikkat çekerek, afetlere karşı hazırlık kapsamında arama kurtarma, yangın, haberleşme, altyapı ve enkaz kaldırma alanlarında kapsamlı bir tatbikat gerçekleştirdiklerini belirtti.

    Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Muğlamız, ülkemizin 1. derece deprem kuşağında yer alıyor ve bu nedenle afetlere karşı hazırlıklı olmak hepimizin sorumluluğudur. Büyükşehir Belediyesi olarak, her türlü olası felakete karşı hazırlığımızı, sadece profesyonel ekiplerimizle değil, aynı zamanda halkımızla birlikte güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Menteşe’de gerçekleştirdiğimiz bu önemli deprem tatbikatı, afetlere karşı hazır olma çabamızın en somut göstergelerinden biridir.

    Muğla Büyükşehir Belediyesinde, afetlere karşı daha etkin ve koordineli bir mücadele yürütmek amacıyla Afet İşleri Dairesi Başkanlığı’nı resmen kurduk. Bu daire, afet risklerini azaltmak, müdahale süreçlerini hızlandırmak ve afet sonrası toparlanmayı organize etmek adına çok önemli bir kurumsal adımdır.

    Büyükşehir Belediyesi olarak, afetlere dirençli bir kent inşa etmek için her zaman sahada, hazır ve görev başındayız. Bu tatbikatla birlikte, kurumsal kapasitemizi artırarak vatandaşlarımıza daha güvenli bir Muğla sunmayı hedefliyoruz. Hep birlikte, güçlü bir Muğla inşa etmek için bu tür çalışmalara devam edeceğiz,” dedi.

  • DASK ve Konut Sigortası’na talep yüzde 30 arttı

    DASK ve Konut Sigortası’na talep yüzde 30 arttı

    İSTANBUL (İGFA) – Türkiye’nin dijital sigorta platformu sigortaladım.com, İstanbul’da 23 Nisan 2025 tarihinde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından, ülke genelinde sigortaladım.com sistemine düşen Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) ve Konut Sigortası taleplerinin, yüzde 30 oranında arttığını belirtti.

    Zorunlu Deprem Sigortası yalnızca deprem değil; deprem kaynaklı yangın, infilak, tsunami ve yer kayması gibi doğal afetler sonucu oluşabilecek maddi zararları da karşılıyor. Konut Sigortası ise hem deprem hem de yangın, hırsızlık, su baskını, fırtına gibi risklere karşı evin tüm yapısal unsurlarını ve isteğe bağlı olarak içindeki eşyaları da güvence altına alıyor.

    “DASK VE KONUT POLİÇESİ BİRLİKTE YAPTIRILMALI”

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan sigortaladım.com Genel Müdür Yardımcısı Orçun Kızıltepe, “Deprem sonrasında olası hasar durumlarında maddi zorluk yaşanmaması için, hem DASK hem de Konut Sigortası yaptırmak çok önemli. Her iki sigortayı birlikte yaptırmak ev sahiplerinin riskleri daha kapsamlı şekilde yönetmesini sağlıyor ve olası hasar durumlarında maddi kayıpları en aza indiriyor. Üstelik birçok sigorta şirketi DASK ve Konut poliçesini birlikte alan kullanıcılara özel indirimler sunuyor. Bu avantajlı poliçeleri sigortaladım.com üzerinden karşılaştırmalı olarak kolayca incelemek mümkün” dedi.

    Kızıltepe, “Türkiye Sigorta Birliği’nin verilerine göre, 2024 yılı sonunda Türkiye’de DASK penetrasyonu yüzde 56 oranında olup, Konut Sigortası poliçelerinde bu oranın yüzde 25 civarında olduğunu görüyoruz. Bu veriler her ne kadar geçtiğimiz yıllara nazaran sigorta bilincinin arttığını gösterse de henüz yeterli seviyelerde değil. Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinden sonra ciddi bir farkındalık söz konusu olmuştu. 23 Nisan’da yaşadığımız depremin ardından da vatandaşlarımız aynı farkındalıkla DASK ve Konut Sigortası’na yöneldi. Talep Türkiye genelinde yüzde 30 oranında arttı” dedi.

    Kızıltepe, yapay zeka entegrasyonu ile teklif süreçlerini hem daha da hızlandırdıklarını, hem de daha şeffaf hale getirdiklerini belirterek, “Karşılaştırmalı fiyat teklifleri sunarak, müşterilerimizin en doğru kararı kolayca verebilmelerine olanak tanıyoruz. Kısacası kullanıcılarımıza erişilebilir ve şeffaf bir deneyim sunuyoruz. Bu pratiklik ve erişilebilirlik, kişileri sigorta yaptırmaya teşvik ediyor, etmeli de. Sigortayı sadece bir evrak değil, yaşanan sarsıntılara karşı kurulan güçlü bir gelecek planı olarak görmek gerekiyor. Doğru zamanda yapılan bir sigorta seçimi, deprem sonrası oluşabilecek maddi kayıpları telafi etmekle kalmaz, bireylerin yaşamlarına kaldıkları yerden güvenle devam etmelerini mümkün kılar. Bu vesileyle, yaşanan son deprem sonrası tüm vatandaşlarımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” diye konuşu.

  • Bornova’da 2 bin 830 Bayraklı’da 1014 yapı için hayati karar

    Bornova’da 2 bin 830 Bayraklı’da 1014 yapı için hayati karar

    İZMİR (İGFA) – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sürdürülebilir yaşam alanları yaratma stratejisi kapsamında başlattığı Türkiye’nin en kapsamlı deprem araştırmaları ve risk azaltma projeleri çok yönlü olarak sürüyor. Yapı envanteri, depremsellik-tsunami araştırması ve mikrobölgeleme etüt çalışmalarını birlikte yürüten Büyükşehir Belediyesi, tüm çalışmalardan elde edilen verilerle Deprem Master Planı’nı tamamlayacak.

    Çalışmalar iki etap halinde tamamlandı
    İzmir Büyükşehir Belediyesi, 30 Ekim 2020 İzmir depreminin en çok etkilediği Bayraklı ve Bornova’da başlattığı yapı envanteri çalışmasını iki ilçede de tamamladı. Bilimsel yöntemlerle konut niteliğindeki yapıların olası bir deprem esnasında davranışları belirlendi. Yaklaşık 100 bin yapının bina kimlik belgesi oluşturuldu. Bina kimlik belgesiyle o bina hakkındaki ruhsat, mimari proje, en yakın toplanma alanı gibi bilgilere hızlı ve doğrudan erişim sağlandı. Çalışmalar 2 etap halinde sahada görev alan yaklaşık 200 inşaat mühendisi ile sürdürüldü. Bayraklı’da 200 gün Bornova’da da 300 gün süren çalışmaların ardından, yapıların durumu belgelendi.

    İleri analiz yapılması gereken binalar belirlendi
    İzmir Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, kentin deprem açısından riskli bir konumda olduğunu anımsatarak, “950 binin üzerinde yapı var. Bayraklı ve Bornova’da yapı stokunu inceledik. Yaklaşık 100 bin yapının incelemesini tamamladık. Bu incelemeler hem gözlemsel hem de belediyelerin arşivindeki bilgiler ışığında yapıldı. Çalışmalar kapsamında Bornova’da 2 bin 830 yapı, Bayraklı’da da 1014 yapının, diğer yapılara oranla daha öncelikli olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirledik. Bu binalarda ileri analiz yapılması gerekiyor” dedi.

    Yurttaşlar bundan sonra ne yapacak?
    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı çalışmaların sonuçları hakkında ilçe belediyelere yazı gönderildiğini ifade eden Eylem Ulutaş Ayatar, yurttaşların bundan sonraki süreçte izleyeceği yolu şu sözlerle anlattı: “İlçe belediyeleri, o binalarda yaşayan yurttaşlara bu konuda bilgilendirmelerini yapıyor. Apartman yönetimleri de bir araya gelerek çıkan sonuca dair karar verecek. Bizim yaptığımız çalışma, binaların önceliklendirilmesi konusundaydı. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ve 6306 sayılı yasa kapsamında belirtilen analizin birebir aynısı değil. Ama onunla uyumlu bir çalışma. Binaların taşıdığı riskler açısından, yapıların önceliklendirilmesini sağladık. Yaptığımız analizler ve gözlemsel tespitler, öncelikle kendi içerisinde bir sıralamayı ortaya koyuyor. Çalışma kapsamında ‘Bu bina riskli veya değil’ diyemeyiz. Bunu diyebilmemiz için mevzuatta tanımlı yöntemler var. Biz burada hangi yapı daha öncelikli olarak incelenmeli, bunu belirledik. Çalışmanın sonucunda yurttaşların ilgili analizleri yaptırması gerekiyor. Çünkü bir yapının güvenliğinden bahsedebilmek için ana kılavuzumuz Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ve 6306 sayılı yasa.”

    Binalar güçlendirilecek veya yeniden yapılacak
    Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ve 6306 sayılı yasa kapsamında yapılacak çalışmalarda, binadan karot alınacak ve beton dayanıklılığı tespit edilecek. Binaya ilişkin analizler yapıldıktan sonra 6306 sayılı yasa kapsamında bina “riskli” veya “riskli değil” diye tanımlanacak. Riskli tespit edilen yapılarda yasal süreç başlayacak. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği kapsamında yapılacak deprem performans analizi çalışmalarında ise bu yapıların can güvenliği açısından riskleri değerlendirilecek. Çalışmaların ardından yapıların güçlendirilmesi veya yıkılarak yeniden yapılması netlik kazanmış olacak.

    “Yurttaşlar çalışmalarımızı önemsemeli ve yapılarını ileri analize tabi tutmalı”
    İzmir Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, “Eline belge geçen hemşehrilerimiz ilgili mühendislik bürolarına başvurarak performans analizi yaptırabilir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş firmalar da var. Bu firmalara giderek yapılarını 6306 sayılı yasa kapsamında analiz ettirmeleri gerekiyor. Yapı stokumuz oldukça fazla. Deprem yönetmeliklerindeki köklü değişimlerin yanı sıra yapı denetim sisteminin belirli bir tarihten sonra yürürlüğe girmiş olması, mevcut yapılarımızın ileri analizlere tabi tutulması gerektiğini ortaya koyuyor. İzmir deprem kuşağında yer alan bir kent. Bu nedenle yapılarımızı olası bir deprem riskine karşı daha güvenli hale getirmemiz lazım. Yurttaşlarımızdan yaptığımız ön değerlendirme çalışmalarını dikkate almalarını bekliyoruz. Böylece daha güvenli yapılara kavuşacağız” diye konuştu.

  • Sendikadan deprem uyarısı

    Sendikadan deprem uyarısı

    ANKARA (İGFA) – Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük, yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

    “23 Nisan 2025 İstanbul depremi, bir kez daha ülkemizin sarsılmaz deprem gerçekliğini gözler önüne serdi. Ancak bu konu, özellikle Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) açısından sadece afet sonrası değil, her zaman gündemde olmalı. Ülke genelinde yaygın ve dağınık bir yerleşime sahip olan ASM’lerin depreme uygunluğu, ne yazık ki ciddi bir endişe kaynağıdır.

    Sağlık Bakanlığı’nın mevzuatında Depreme Dayanıklılık Önceliği Yok!

    Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük; “ASM’ler, her mahallede hizmet sunmaları nedeniyle stratejik bir öneme sahip. Buna rağmen, Sağlık Bakanlığı denetimlerinde depremle ilgili hiçbir kriter aranmıyor. Yeni açılacak bir sanal ASM için kapı genişliğinden rampa eğimine kadar pek çok ayrıntı şart koşulurken; binanın yaşı, deprem yönetmeliğine uygunluğu ya da dayanıklılığı sorgulanmıyor.” dedi.

    Sözlerine devam eden Dr. Mengücük; “İstanbul ve İzmir gibi yüksek riskli bölgelerde, yıkım kararı verilen binalarda Aile hekimlerinden buraları boşaltmaları isteniyor fakat kamu tarafından alternatif bir yer gösterilmiyor. Hekimlerin kendi imkânlarıyla yeni mekânlar bulması istendiğine de dikkat çekti.

    ASM’ler Afet Durumlarında Güvenli Noktalar olmalı!

    Birlik ve Dayanışma Sendikası olarak talebimiz nettir: ASM’ler; depreme dayanıklı, müstakil, sağlık hizmetine uygun kamu binaları olmalıdır. Güçlendirilmiş, mühendislik standartlarına uygun şekilde inşa edilen ASM’ler, olası afet durumlarında hem sağlık hizmetinin sürekliliğini sağlar hem de bölgenin acil ihtiyaçlarına yanıt verebilir.

    Ancak bugüne kadar ne deprem ne de başka olağandışı durumlar için birinci basamak sağlık hizmetlerinin rolünü ciddiyetle ele alan bir kamu planlaması yapılmamıştır.

    Koruyucu Hekimlik, Deprem Güvenliğini De Kapsamalı…

    Birinci basamak sağlık hizmetlerinde koruyucu hekimliği önceleyen bir yaklaşımı savunuyoruz. Erken tanı ve önleme çabasını her hastalık için sürdürüyoruz. Aynı duyarlılıkla, ASM’lerin fiziksel güvenliği için de önleyici yaklaşımlar benimsenmelidir. İstanbul’da 1000’in üzerinde ASM bulunuyor. Yaklaşık %70’i kamu binasında yer alırken kalanlar hekimlerce kiralanan, genellikle apartman zemin katlarındaki mekânlar. Bu merkezlerin fiziksel koşulları hekimler tarafından sağlanıyor. Ancak olası bir depreme dayanıklı olup olmadıkları açısından önemsenmiyor.

    Yıllardır İstanbul’da büyük bir depremin beklendiği biliniyor. Ancak bugüne kadar ASM’leri merkeze alan hiçbir ciddi yeniden yapılandırma çalışması yapılmadı. Bu ihmalin faturası çok ağır olabilir.”

  • Konya’da deprem korkuttu

    Konya’da deprem korkuttu

    KONYA (İGFA) – İstanbul’da yaşanan 6,2 şiddetinde depremin ardından Kütahya’da yaşanan 2 deprem korkuya neden olmuştu.

    Deprem bu kez kendisini Konya’da gösterdi. Kandilli Rasathanesi’ne göre, saat 07.16’da merkez üssü Konya’nın Cihanbeyli ilçesi olan 3,9 şiddetinde deprem meydana geldi.

    Konya ve çevresinde hissedilen depremde herhangi bir can ve mal kaybı olmadı.

Betturkey Giriş -
Beinwon - Beinwon - iddaa tahminleri - Jokerbet - Canlı maç izle - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Fitcas giriş -
Kurumsal Web Tasarımı - Antalya haber - fue hair transplant - Acibadem - hair transplant turkey - İzmir Haber - İzmir Haber - Gündem - Kadın Saat - Kastamonu Haber - SMM Panel - SMS Onay - Sohbet Odaları -