Etiket: Deprem

  • Türkiye geneli konut kampanyası geliyor

    Türkiye geneli konut kampanyası geliyor

    ANKARA (İGFA) – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, tv100 Genel Yayın Yönetmeni Deniz Gürel ve Kübra Par’ın sunduğu Özel Röportaj programına konuk oldu. Canlı yayında soruları cevaplayan Bakan Kurum, İstanbul’da yaşanan 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından yapılan çalışmalara ilişkin son bilgileri paylaştı: 6 bin 539 bina hasarıyla ilgili ihbarlar aldık. Arkadaşlarımız bu binaları yerinde bire bir incelendiler, tespitlerini yaptılar. Bu binalardan bin 473’ü hasarsız ve 101’i az hasarlı olarak tespit edildi. Az hasar dediğimiz, bina kılcal çatlakları, sıva çatlakları gibi.. En çok ihbarı sırasıyla Bahçelievler, Esenler, Bağcılar, Zeytinburnu, Avcılar ve Küçükçekmece olarak gidiyor. Bu da bizim İstanbul risk haritası dediğimiz haritayla da kısmen örtüşüyor. Hasarların yüzde 80’i Avrupa yakasından. Bütün hasar tespiti inşallah 2-3 gün içerisinde tamamlamış olacağız.

    İSTANBUL’DA AZ HASARLI BİNALAR İÇİN YARISI BİZDEN KARARI

    Bakan Kurum, 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından az hasarlı olduğu belirlenen binaların vatandaşların talebi doğrultusunda İstanbul’da devam eden Yarısı Bizden kampanyası kapsamına alınıp finansman desteğinden faydalanabileceğini açıkladı:Arkadaşlarımıza talimat verdim, tamamladıktan sonra binası az hasar almış vatandaşlarımızla irtibata geçilecek. Depremde az hasar almış tüm vatandaşlarımızı Yarısı Bizden Kampanyasına dahil edeceğiz. Bakanlığımızın kentsel dönüşümle ilgili bir başkanlığı var. Genel Müdürümüz, İl Müdürlüğümüz var. Vatandaşlarımız buraya başvurabilirler. ALO 181’den yine kentsel dönüşümle ilgili binasında risk olduğunu düşünen, dönüştürmek isteyen tüm vatandaşlarımız Bakanlığımızın ilgili birimlerine başvurabilir.

    “BUGÜNE KADAR YAPILMIŞ EN BÜYÜK SOSYAL KONUT KAMPANYASI OLACAK”

    Bakan Kurum, İstanbul başta olmak üzere 81 ili kapsayan yeni bir sosyal konut müjdesini verdi: Önceliğimiz deprem bölgesi. Deprem bölgesiyle birlikte inşallah bu yıl sonu tüm Türkiye’de yeniden sosyal konutla ilgili büyük bir kampanya yapacağız. Detaylarını Sayın Cumhurbaşkanımız milletimizle paylaşacak. 2025 yılında da tüm gücümüzle İstanbul’da olacağız. 2025’teki kentsel dönüşümle ilgili bu müjdeyi de buradan vermiş olalım. Hem proje anlamında hem de güç anlamında bütün gücümüzle İstanbul’da olacağız. Yıl sonunda 81 ili kapsayan, inşallah bugüne kadar yapılmış en büyük kampanyayı vatandaşımıza yapıyor olacağız. Yıl sonunda bütün detaylarını açıklayacağız. Evi olmayan gençlerimiz, emeklilerimiz ev sahibi olabilecekler. Gençlerimize kontenjan verdik. Ben şimdi görüyorum. 18 yaşında, 19 yaşında, 20 yaşında gençler kuradan ev sahibi olmuş. Ne güzel değil mi? Yani hayata yeni bir evle başlıyorsunuz. Belki daha evlenmedi bile.

    KANAL İSTANBUL İDDİALARI

    Bakan Kurum muhalefetin Arnavutköy’de devam eden sosyal konut projesi ile ilgili “Kanal İstanbul rantı” iddiasına şu yanıtı verdi: Hatırlayın, depremden iki- üç gün önce Özgür Özel bizim sahibinin belli olduğu, tamamen evi olmayan vatandaşlarımıza yaptığımız konut projesini eleştirdi. Ne dediler? Lüks konutlar yapıyorlar dediler. Buradaki projenin tamamı sosyal konuttur. Evi olmayan dar gelirli vatandaşlarımıza kurayla belirlediğimiz sahiplerinin belli olduğu vatandaşlara yapılan konutlardır. Lüks konut değildir. Bu, birinci yalan. İkincisi, Araplara satacaklar dediler. Buradan konut alacakların tamamı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bu ikinci yalan. Dediler ki, su kaynaklarını burada, bu projeyle birlikte İstanbul’un suyunu kesiyorlar. Buranın Sazlıdere Barajı ile alakası yok. Barajı yıkacaklar dediler. Kenarından, köşesinden ilgisi alakası yok. Çünkü baraj yerinde duruyor. Gitsin baksınlar, görmüyorlarsa. Biz bu projeyi su kaynaklarına zarar vermeyecek şekliyle, plan, yönetmelik, imar planı neyi emrediyorsa bu çerçevede yapıyoruz. Dediler ki, Kanal İstanbul projesinin parçasıdır. Bu da kuyruklu yalan. Bu projenin Kanal İstanbul’la yakından, uzaktan ilgisi yoktur. Şimdi, bu kirli siyaseti bir tarafa bırakın. Deprem üzerinden siyaset olmaz. Biz vatandaşımıza yapıyoruz dememize rağmen, anlatıyoruz ama anlamıyorlar. Ya bu sosyal konutun Kanal İstanbul’la alakası nedir? Nasıl örtüştürdünüz ben anlayamıyorum. O söyledikleri konutların içinde bir tane lüks konut yok. Göstersinler varsa.

    “BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BU KONUTLARA ‘SU VERMEM’ DİYOR”

    Arnavutköy’de devam eden TOKİ’nin 28 bin konutluk projesine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin resmi yazıyla ‘su vermeyeceğini bildirdiğine dikkat çeken Bakan Kurum şöyle devam etti: Söylemeyecektim ama söyleyeyim; Büyükşehir Belediyesi bu konutlara ‘su vermem’ diyor. ‘Su bağlamam’ diyor. Evi olmayan kimse kuradan çıkmış almış. Biz yapacağız onlar da su vermeyecekmiş. Bize resmi yazıyla geldi; ‘Biz buraya su bağlayamayız. Kanalizasyonunu bağlayamayız.’ O bağlasa da bağlamasa da su verse de vermese de biz o konutları söz verdiğimiz gibi vatandaşımıza yapacağız. Suyunu da bağlayacağız. Tarım Bakanlığımızla Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüzle, onlar yapmazsa, biz yapacağız. Buradan da duyurmuş olalım.

    “BAŞKAN VEKİLİ NURİ ASLAN AFAD TOPLANTISINA KATILDI”

    Bakan Kurum, muhalefet belediye başkanlarının görüşme taleplerinin hiçbirini reddetmediğini belirterek, İstanbul’daki AFAD toplantısına iddia edilenin aksine İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Nuri Aslan’ın katıldığını açıkladı: Nuri Bey iki gün bizim AFAD’da yaptığımız toplantılarda oradaydı. Saatlerce beraber konuştuk, istişare ettik, başka konular da konuştuk. Yani kendisine açıp sorulabilir. Ne talebi varsa, bilhassa dönüşümle alakalı her türlü desteği vereceğimizi kendilerine söyledik. İstanbul’da dönüşümle alakalı her türlü iş birliğine hazır olduğumuzu kendisine ifade ettim. Ne zaman bir talebiniz varsa beraber toplantı da yapabiliriz dedik. O da iyi olacağını söyledi. Vali bey inşallah o toplantıyı da ayarlayacak. 39 ilçemizle birlikte o toplantıyı da kısa zamanda gerçekleştireceğiz. Yeni bir talep varsa, bizden bir beklenti varsa onları da hep birlikte gerçekleştireceğiz.

    “BİZ EKREM BEY İLE DE ZAMANINDA GÖRÜŞTÜK”

    Tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile de İstanbul’un sorunlarının çözümü noktasında görüştüklerini belirten Bakan Kurum, “Biz Ekrem Beyle de zamanında görüştük. Ekrem Bey de ‘Bakanlıkla görüşemedim’ diyemez. Ne talepleri varsa Ankara’da Mansur Bey’le, İzmir’de onlar gelmedi biz gittik İzmir Körfezi için. Hiçbir sorun yok. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı ile hep görüşüyoruz. Antalya’yla da öyle bir sorunumuz yok bizim. Yeter ki bir şey yapmak istesinler biz hazırız” dedi.

    “BELEDİYESİ, VATANDAŞI, BAKANLIĞI HEP BİRLİKTE BU MÜCADELEYİ YAPALIM”

    Muhalefet belediyelerine bir kez daha kentsel dönüşüm için iş birliği çağrısı yapan Bakan Kurum, programda şunları söyledi: Gelin, bu siyaseti deprem üzerinden yapmayın. Gelin hep birlikte İstanbul’u kurtaralım. İstanbul’u kurtarma seferberliğine ortak olalım. Gelin hep birlikte, dönüşmesi gereken yerle alakalı oturalım, istişare edelim, projelerimizi yapalım. Biz size, siz bize destek olun. Üç tane ben yapıyorsam bir tane de sen yap. Hep birlikte bu İstanbul’u kurtaralım. Yani bu bir seferberlikse hep birlikte yapılması gereken bir iş. Hep birlikte elimizi, gövdemizi taşın altına koymamız gereken bir durum. O yüzden ben buradan yine bu çağrımı yenilemek istiyorum. Yani hep birlikte bu mücadeleyi yapmak zorundayız. Üçlü sacayağı gibi; belediyesi, vatandaşı, Bakanlığı hep birlikte bu mücadeleyi yapalım. Ve İstanbul’un geleceğini, ülkemizin geleceğini hep birlikte kurtaralım.

    “SAMANDAĞ’DA SAĞLAM ZEMİN NEREDEYSE ORAYA ÇALIŞTIK”

    Bakan Kurum, Samandağ’daki rezerv alanla ilgili eleştirilere de yanıt verdi: Bakın Asi Nehrinin kenarında sıvılaşma zemin problemi bina kalitesi sebebiyle o binalar yıkıldı değil mi? Şimdi yeni yapacağımız yerde bu standartlara dikkat etmek durumundayız. Samandağ’da diğer ilçelerde olduğu gibi görüştük. En sağlam zemin neredeyse oraya çalıştık. Samandağ’a belediye başkanımızla, “vatandaşımız ne istiyor, nerede yapılmasını istiyor” o istişareyi birlikte gerçekleştirdik. Beraber karar aldık. Sağlam zemin neredeyse oraya çalıştık. Kamu mülkiyeti varsa ilk önce ona baktık. Yoksa mecburen şahısların alanlarını kamulaştırmak durumundayız. Orada kamulaştıracağımız arsanın hak sahibi 2-3 kişi itiraz ediyor. Edebilir, parası, bedeli neyse o bedeli ödemek suretiyle kamulaştırıyoruz. Bilim insanlarımız da diyor ki sağlam zemin şurası ve orada o istişare çerçevesinde kamulaştırma işlemimizi yapıyoruz. Ki belediye başkanımız da bana teşekkür etti. Oraya gittiğimizde sağ olsun hep birlikte bize o iş birliğini sergiliyor bak geldi bizi ziyaret etti. Hatta orada el sanatları ile ilgili ipek kozası meşhurmuş. Ondan işte orada gitmiş kravat almış. Mesela ben çok mutlu oldum onu saklıyoruz.

    “İSTANBUL’DA KONUTLARIN YÜZDE 60’I YENİ YÖNETMELİKLERE GÖRE YAPILDI”

    Bakan Kurum, konuşmasında İstanbul’un yapı stokuyla ilgili verileri de paylaştı: İstanbul’da 2000 öncesi 3 milyon 393 bin bağımsız bölüm yapılmış. 2025 yılı itibarıyla İstanbul’umuzda 8 milyon 70 bin bağımsız bölüm var. Bunun 3 milyon 393 bini 2000 yılı ve öncesi. Bizim yeni yayınladığımız yönetmelikten önce yapılmış yapılar. Yani yıkılma riski yeni yönetmeliğe göre yapılmadıkları için diğer binalara göre daha fazla. Onun da incelemesini yaptık. Bugün baktığımızda bağımsız bölüm sayısı 8 milyon 70 bine çıkmış ve bu şu demek yüzde 60’ı yeni yönetmeliklere göre yapılmış, mühendislik hizmeti almış ve orada bir plan proje çerçevesinde inşa edilmiş yapılar. 2000 yılındaki bina stokuna baktığınızda İstanbul’un tamamı riskliyken bugün İstanbul’un yüzde 60’ı güvenli hale gelmiş. Diğeriyle ilgili devletimiz bir mücadele ediyor. Bu 3 milyon 300 bine de baktığımızda, zemin sınıflarına, sıvılaşma riskine, ruhsat yığına göre değerlendirdiklerinde 1,5 milyonunun riskli olduğunu görüyoruz. Acilen dönüşmesi gereken 600 bin konut. Bu aslında İstanbul’u kurtarma operasyonumuz. Biz 2012 yılından bugüne 548 bin bağımsız birimi yıkmışız. 2012 yılından bugüne 923 bin bağımsız bölümü dönüştürmüşüz.

    “VATANDAŞIMIZ DEPREMDE MİLLET BAHÇELERİNE GİTTİ”

    Muhalefetin tepkilerine rağmen İstanbul depreminde millet bahçelerinin ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığını ifade eden Bakan Kurum, “Bu 6.2’lik depremde hepimiz gördük ki vatandaşımız parklara, bahçelere gittiler. Millet bahçelerine gittiler. İstanbul’da biz 34 tane millet bahçesi yaptık. En büyüğünü de Atatürk Havalimanı’nın olduğu yere yapıyoruz. O günkü muhalefeti ne diyordu? ‘Ne gerek var bu millet bahçelerine?’ Şimdi bütün vatandaşımız, bu deprem esnasında millet bahçelerinde. Hepsi gidip orada kendisini güvende hissetti. Çünkü orada sosyal tesis var, tuvaleti var, altyapısı var. Şimdi biz İstanbul’da bununla ilgili 5 bin 500 tane toplanma alanı belirlemişiz. 5 bin 500 afette acil toplam alanı var. AFAD’ın sitesinde konumları, yerleri hepsi mevcut. Ve kişi başına 3.9 metrekare toplanma alanı düşüyor. Bunu arttırmak zorundayız” diye konuştu.

    ATATÜRK HAVALİMANI MİLLET BAHÇESİ ÖRNEK BİR TOPLANMA ALANI OLACAK

    Bakan Kurum Atatürk Havalimanı yerine kurulan millet bahçesinde diğer kentlere örnek olacak bir afet hazırlık planının oluşturulduğunun altını çizdi: Burada toplanma alanı yapalım. Buraya acil durumlarda uçaklar insin, yardım getirsin. Hemen yanında şehir hastanesiyle birlikte vatandaşımızın sağlık hizmetiyle ilgili hizmet versin diyoruz. Çadır kurulabilecek. Orada afet esnasında vatandaşımıza hizmet verecek. Afet sonrasında toplanma alanıyla birlikte çadır kurulabilecek. Tuvaletiyle, sağlık tesisiyle, bakım odalarıyla, aşeviyle İstanbul’a vatandaşımıza hizmet verecek bir millet bahçesini inşallah bu yıl içerisinde bitirip tamamını açıyor olacağız. Ve bütün millet bahçelerinde, parklarda bu altyapıyı da ilgili kaymakamlarımızla, belediye başkanlarımızla, AFAD’ımızla birlikte süreci yürütüyoruz.

    “EVİM KÜÇÜLECEK’ KORKUSU ÇOCUĞUMUZDAN KIYMETLİ Mİ?”

    Bakan Kurum vatandaşların ‘evim küçülecek’ korkusuyla riskli binalarda yaşamaya devam ettiğini belirtti: Evim biter mi, bitmez mi? Müteahhit yapar da acaba benim alanım düşer mi? Bunların hepsini toplayın. Bizim evladımızdan, bizim eşimizden, çocuğumuzdan kıymetli mi? Değil. Ülkemizden kıymetli mi? Değil. Yani bunları kıyaslamaya gerek yok. Biz çok gördük. Ben bütün afetlere gitmiş, o acılara şahitlik etmiş biri olarak söylüyorum. Hiçbiri bizim evladımızı, yakınımızı kaybetmeye değer değil. Çok gördüm ben. “Keşke bu binam olmasaydı, keşke evim olmasaydı da ben evladımı kaybetmeseydim” diyen annelerin ağlamasına şahitlik ettiniz mi siz? Keşke buralarda olmasaydım da benim çocuğum yanımda olsaydı diyen babaları duydunuz mu hiç? O enkazın başında, “ya yavrum çıksa” diye ağlayan, bekleyen o gecenin sonunda tir tir titreyerek… Bir taraftan artık gözünden yaş akamıyor, o kadar ağlamış ki hiçbiri buna değmez.

  • Prof. Dr. Naci Görür’den Marmara Depremi uyarısı: Dirençli kentler oluşturalım!

    Prof. Dr. Naci Görür’den Marmara Depremi uyarısı: Dirençli kentler oluşturalım!

    İSTANBUL (İGFA) – Deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İstanbul’un beklenen Marmara Depremi’ne dikkati çekti.

    23 Nisan 2025 tarihinde yaşanan depremlerin bu riski daha da öne çektiğini vurgulayan Prof. Dr. Görür, “Millet olarak ‘deprem olacak mı, olmayacak mı’ tartışmasını bırakalım. Önemli olan deprem dirençli kentler yaratmaktır. Depremleri minimum hasarla atlatalım. İnsanlarımız ölmesin” dedi.

    Konuyla ilgili paylaşımında bilim insanlarına da saygı gösterilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Görür, “Bilim insanı, evrensel nitelikli araştırma yapan, veri toplayan, sonuçlarını uluslararası konferanslarda sunan ve dergilerde yayımlayan kişidir. Her unvan sahibi bilim insanı değildir” ifadeleriyle bilimsel çalışmalara vurgu yaptı.

    Prof. Dr. Naci Görür, halkı, bilimin rehberliğinde depreme hazırlıklı olmaya davet etti.

  • Deprem sonrası yangın riskine dikkat! Alınması gereken önlemler ne?

    Deprem sonrası yangın riskine dikkat! Alınması gereken önlemler ne?

    İSTANBUL (İGFA) – Depremin hemen ardından yaşanabilecek yangın tehlikesine ve alınması gereken önlemlere dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Bölüm Başkanı Dr. Rüştü Uçan, deprem sonrasında yangın çıkma riskinin en çok doğalgaz sızıntısı ve patlamaları, elektrik kısa devreleri, kimyasal madde sızıntıları, araç yangınları ve ısıtma sistemlerinden kaynaklanabileceğini anlattı.

    Dünyada 6 ülkede halen kullanılmakta olan erken uyarı sisteminin ülkemizde de konutlar dahil yaygınlaştırılması gerektiğini ifade eden Dr. Uçan, “Bu şekilde kazanılan zaman diliminde; evlerde doğalgaz vanasından gaz kesilebilir, ana giriş kapıları ve yangın merdivenlerine açılan kapıları açılır, ayakkabı giyilir ve deprem çantası alınabilinir.” dedi.

    DEPREMDEN SONRA YANGIN NERELERDE ÇIKABİLİR?

    Deprem sonrasında yangın çıkma riskinin en çok doğalgaz sızıntısı ve patlamaları, elektrik kısa devreleri, kimyasal madde sızıntıları, araç yangınları ve ısıtma sistemlerinden kaynaklanabileceğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, deprem sırasında boru hatlarının kırılması nedeniyle gaz sızıntısı yaşanabileceğini, İGDAŞ gibi kurumların deprem algılama sistemiyle ana vanaları kapattığı bilinse de bina içinde gaz akışını otomatik kesebilecek sistemlerin kurulması gerektiğini, aksi halde, bina içinde sızan gazın bir kıvılcımla patlama ve yangına neden olabileceğini kaydetti.

    ELEKTRİKLİ ARAÇ YANGINLARININ SÖNDÜRÜLMESİ SON DERECE ZOR

    Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, elektrik kısa devreleri; bina ve trafolarda meydana gelen hasarlar kısa devreye, bu da yangına yol açabilir. Kimyasal madde sızıntıları; sanayi bölgelerindeki yanıcı ve patlayıcı maddelerin devrilmesi veya sızması ciddi yangın riskleri oluşturur. Araç yangınları; deprem sırasında çarpışan araçlar ya da devrilen elektrikli araçlar yangına neden olabilir. Elektrikli araç yangınlarının söndürülmesi ise son derece zordur. Isıtma sistemleri; şofben, kombi, soba veya LPG tüpleri gibi sistemler devrilerek yangın çıkmasına neden olabilir.” diye konuştu.

    YANGIN RİSKİNE KARŞI ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

    Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, deprem öncesi yangın riskine karşı alınması gereken önlemleri de şöyle sıraladı:

    • Konut ve iş yerlerine otomatik gaz kesici vanalar takılmalı.
    • Elektrik ve doğalgaz tesisatları düzenli olarak denetlenmeli.
    • Sanayi tesisleri için detaylı acil durum planları hazırlanmalı.
    • İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve İGDAŞ gibi kurumların hızlı gaz kesme sistemleri düzenli olarak test edilmeli ve yaygınlaştırılmalı.
    • Mahalle bazında toplanma alanlarında yangın söndürme ekipmanları bulundurulmalı.
    • Yangın tatbikatları ile halk bilinçlendirilmeli.

    YANGIN ANINDA YAPILMASI GEREKENLER:

    Bu arada Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, deprem sonrası yangın anında yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:

    • Gaz kokusu alınıyorsa kıvılcım yaratacak hareketlerden kaçınılmalı (anahtar açmak, telefon kullanmak gibi…).
    • Bina hızlı ve düzenli şekilde terk edilmeli.
    • Doğalgaz vanası ve elektrik sigortası kapatılmalı.
    • Küçük yangınlara yangın tüpü ile müdahale edilmeli, büyük yangınlarda itfaiyeye haber verilip uzaklaşılmalı.
    • Toplanma alanına ulaşılmalı ve bilgiler yetkililerle paylaşılmalı.
  • Jeoloji Mühendisleri’nden beklenen o deprem için ‘her an’ uyarısı!

    Jeoloji Mühendisleri’nden beklenen o deprem için ‘her an’ uyarısı!

    Esmanur GÜLBAHAR – Herkes Duysun / BURSA (İGFA) –
    23 Nisan 2025 tarihinde Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, Bursa dahil tüm Marmara Bölgesi’nde hissedilmişti.

    Artçı sarsıntıların devam ettiği deprem çevre illerde de büyük panik oluştururken TMMOB’a bağlı Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Mehmet Yıldız, Herkes Duysun’a yaptığı açıklamada, bu depremin beklenen büyük Marmara depremi olmadığını vurguladı.

    “Bursa’da sarsıntı yoğun hissedildi, ancak bu büyük Marmara depremi değil” diyen Başkan Yıldız, “Büyük deprem 1 dakika, 1 yıl ya da 5 yıl sonra da olabilir. Kimse şaşırmamalı” diye konuştu.

    “DENİZDEKİ ALAKASIZ DALGALAR, ENERJİ BOŞALMASININ İSPATIDIR”

    6,2’lik depremin merkez üssünün çok önemli olduğunu belirten Başkan Yıldız, “Bu tür depremlerde hangi fayın kırıldığı, ne kadar bir alanın etkilendiği çok önemli. Yaklaşık 15 kilometrelik bir kırılma yaşandığını söyleyebiliriz. Bu, belli bir miktar enerji boşalması anlamına gelir. Denizde alakasız dalgaların oluşması da yer altındaki hareketin ve çıkan enerjinin ispatıdır” dedi.

    “ACİL EYLEM PLANI ŞART”

    Bursa için zamanın kritik olduğunu ifade eden Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Mehmet Yıldız, “Yerel yönetimler, merkezi hükümet, akademisyenler ve vatandaşlar birleşmeli. Kısa, orta ve uzun vadeli planlarla ilk kazmayı vurmalıyız. Bağımsız çalışmalar yetmez, bütüncül bir plan gerekli” dedi.

    “YAPAY DEPREM İDDİALARI GERÇEK DIŞI”

    Öte yandan sosyal medyadaki “yapay deprem” iddialarını da yalanlayan Başkan Yıldız, “Bilimsel açıklamalar yerine komplo teorileri ilgi görüyor. Depremi erken tahmin etmek ya da yapay deprem üretmek mümkün değil. Fay hattını hareket ettirmek imkânsız” diyerek bilgi kirliliğine dikkat çekti.

  • Veriler korkutuyor! ASM’lerin yüzde 89’u test edilmemiş!

    Veriler korkutuyor! ASM’lerin yüzde 89’u test edilmemiş!

    İSTANBUL (İGFA) – İstanbul’da yaşanan depremin ardından Valilik, kamu hizmetlerini iki gün süreyle idari izinli sayılırken Aile Hekimliği Çalışanları bu kararın dışında bırakıldı. Riskli binalarda bulunan Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) açık bırakıldı ve hizmetin devam etmesi istendi. Oysa aynı süreçte AFAD, İBB ve Valilik, vatandaşlara binalara girmemeleri ve güvenli alanlarda beklemeleri yönünde çağrıda bulundu.

    APARTMAN ALTLARINDA, OTOPARKLARDA ASM OLUR MU?

    AHESEN Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, İstanbul’daki ASM’lerin büyük kısmının apartman altı, otopark, cami altı gibi alanlarda bulunduğunu belirterek, bu yapıların depreme karşı dayanıksız olduğunu vurguladı. “Deprem riski altındaki binalarda sağlık hizmeti vermek hem çalışanların hem de vatandaşların hayatını tehlikeye atıyor,” dedi.

    İstanbul genelinde hizmet veren 1000’in üzerindeki ASM’nin, yüzde 32’si 1999 öncesi yapılardayüzde 89’u ise depreme dayanıklılık testi yapılmamış binalarda faaliyet gösteriyor.
    Dr. Kandemir, “Her mahallede bulunan bu kritik merkezler, büyük İstanbul depremi geldiğinde ilk müdahale noktaları olacak. Ama kendileri ayakta kalamayacak durumda,” diyerek acil müdahale çağrısında bulundu.

    SANAL ASM’LER KISITLI İMKANLARLA KURULAN RİSKLİ SAĞLIK ÜNİTELERİ

    ASM’lerin yaklaşık yüzde 30’u kamu binası dahi değil. Kiralanan dükkanlar, apartman daireleri, otoparklar gibi mekânlarda kendi olanaklarıyla oluşturulmuş ‘sanal ASM’ler’ sağlık hizmeti sunmaya çalışıyor. Yangın çıkışı olmayan, acil toplanma alanı bulunmayan bu yerler afet anında kullanılamaz hale gelebilir.

    DEPREMDE AŞILAMA VE MALZEME TEDARİKİ KESİNTİYE UĞRAYABİLİR

    Dr. Kandemir, aşılama hizmetlerinin aksamaması gerektiğini ve tetanos gibi kritik aşıların ulaşılabilirliğinin hayati olduğunu belirtti. “Deprem sonrası oluşacak lojistik problemler nedeniyle, sağlık malzemelerine erişim için ASM’lerin ayakta kalması şart,” diye konuştu.

    “GÜÇLENDİRME ŞART, TATBİKAT ZORUNLU OLMALI”

    AHESEN Başkanı Kandemir’in önerileri arasında şunlar yer aldı:

    • Mevcut ASM’lerin depreme dayanıklılığı ivedilikle tespit edilmeli.
    • Uygun olanlar devlet eliyle güçlendirilmeli.
    • Yeni ASM binaları kamu tarafından ve afet planlamasına uygun şekilde inşa edilmeli.
    • ASM personeline düzenli afet eğitimi verilmeli.
    • Her ASM’de yılda en az bir deprem tatbikatı yapılmalı

    “İKİ YIL ÖNCE UYARMIŞTIK, HALA ADIM ATILMADI”

    AHESEN Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir; “Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat Depremi acı tecrübelerle doluydu. O zamanda çağrıda bulunduk. Ancak adım atılmadı. İstanbul özelinde ama aslında Türkiye genelinde bu konu bir milli seferberlik olarak ele alınmalı,” diyen Kandemir, afetlere dayanıklı, güvenli ve ulaşılabilir ASM’lerin inşasının gecikmeden başlatılması gerektiğini söyledi.

  • Deprem sonrası Bursa’da o AVM’de endişe! AVM’deki çatlaklar korkuttu, uzmanlar uyardı!

    Deprem sonrası Bursa’da o AVM’de endişe! AVM’deki çatlaklar korkuttu, uzmanlar uyardı!

    Esmanur GÜLBAHAR – Herkes Duysun / BURSA (İGFA)
    Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin etkisi Marmara Bölgesi’nde de hissedilmişti. Yaşanan sarsıntı, özellikle Bursa’nın Osmangazi ilçesinde yer alan AS Merkez Outlet Alışveriş Merkezi’nde büyük endişeye yol açtı.

    2000 yılında açılan AVM’nin kolon ve duvarlarında derin çatlaklar oluştuğu gözlendi.

    Herkes Duysun WhatsApp ihbar hattına gelen görüntüler, binanın deprem yönetmeliğine uygunluğu ve olası artçı sarsıntılardaki güvenilirliğini sorgulattı.

    AVM yetkililerinin binada inceleme başlattığı bildirilirken, bir esnaf, çatlakların sıva ve boyayla kapatılacağı iddiasında bulundu.

    VATANDAŞLAR TEDİRGİN, UZMANLAR UYARIYOR

    Çatlak görüntüleri, Bursa’daki diğer AVM’lerin de deprem dayanıklılığını tartışmaya açtı.

    Bursa’da özellikle 1999 öncesi yapılan binaların denetim ihtiyacını bir kez daha ortaya koydu.

    JMO BAŞKANI MEHMET YILDIZ UYARDI: GİRMEYİN!

    TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Mehmet Yıldız, birçok yapının alüvyon zemin üzerine kurulu olduğunu, bu zeminlerin deprem etkisini artırdığını belirtti. Yıldız, “AVM’lerin geniş açıklıklı yapıları depremde daha fazla esner, risk artar” dedi.

    Kolon ve kirişlerde çatlak görülen binalara girilmemeli, uzman görüşü alınmalı” uyarısında bulunan Başkan Yıldız, riskli görülen yapılara kesinlikle girilmemesi gerektiğini vurguladı.

    “Özellikle kolon ve kirişlerde herhangi bir deformasyon ya da çatlak gözlemliyorlarsa o yapıya girmesinler” diyen Yıldız, “Bu durumda yetkili kurumlardan, inşaat mühendislerinden veya jeoloji mühendislerinden mutlaka görüş alsınlar. Zeminle ilgili bir kayma ya da çatlama varsa uzmanlar devreye girmeli. En önemlisi ise yetkili kurumlar ve uzmanlar dışında yapılan açıklamalara itibar edilmemeli. İstanbul’da 151 kişi sadece panikle camdan atlayarak yaralandı. Deprem anında ne yapılması gerektiği konusunda kamu kurumlarının bilgilendirmeleri dikkatle takip edilmeli. Deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında neler yapılması gerektiği mutlaka araştırılmalı ve bu konuda bilinçli olunmalı” diye konuştu.

    Yıldız, ayrıca vatandaşları panikle hareket etmemeye ve kamu kurumlarının bilgilendirmelerini takip etmeye çağırdı.

  • BTÜ’den depreme dirençli bursa için kritik adım

    BTÜ’den depreme dirençli bursa için kritik adım

    BURSA (İGFA) – Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) bünyesinde yer alan Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi, “depreme dirençli kentler” oluşturmak için çalışmalarını sürdürüyor.6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaraların sarılması, şehirlerin yeniden ayağa kaldırılması ve zemin ile yapı risk analizinin yapılması için pek çok proje üreten BTÜ’lü akademisyenler, Bursa’yı da depreme hazır hale getiriyor.

    Bu kapsamda Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eyübhan Avcı ve ekibi detaylı zemin haritalarını çıkarıyor ve deprem risk analizlerini yapıyor. İki yıl önce Yıldırım ilçesinde başlanan detaylı zemin haritalama ve deprem risk analizleri, Gemlik ilçesi ile devam ediyor. İki ilçede de arazi ölçümleri ile gerekli analizlere başlayan ekip, alanlarda sıvılaşma olup olmadığını belirliyor. Sahadan toplanan veriler, proje çerçevesinde yazılım programlarına aktarılarak zemin ile üstyapı analizleri yapılıyor ve binaların depremde hasar görme durumları değerlendiriliyor.Yapılan çalışmaların kentsel dönüşüme ışık tutması hedefleniyor. Ayrıca BTÜ’lü akademisyenler, Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nin de depremselliğini ele alarak, üretim durmadan binaları ve zeminleri güçlendirerek yapıları depreme dirençli hale getirmek için çalışmalarını sürdürüyor.

    GEMLİK VE YILDIRIM’IN ZEMİNİ ANALİZ EDİLİYOR

    Çoğu ilde detaylı zemin araştırmaları ve analizlerin yapılmadığını ifade eden Prof. Dr. Eyübhan Avcı, Bursa’da bu çalışmanın BTÜ öncülüğünde başladığını vurguladı. Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Avcı, “Buradaki amacımız Bursa’nın detaylı zemin haritasını çıkarmak, olası bir deprem durumunda nerelerin fazla hasar alacağını tespit etmek ve yapılacak kentsel dönüşüm çalışmalarının risk derecesinin yüksek olduğu alanlardan başlatmak. Yıldırım’da başlattığımız çalışmalara sıvılaşma riskinin ve depremde hasar görme riskinin yüksek olduğu Gemlik’i de ekledik” dedi.

    VATANDAŞ PARSELİNİN RİSKİNİ BİR TIKLA ÖLÇEBİLECEK

    Bölgelerden numuneler topladıklarını anlatan Prof. Dr. Avcı, zemin sıvılaşma haritaları, yumuşak zemin özeliği gösteren alanların haritaları, heyelan riskine sahip alanların haritaları, deprem anında gelebilecek ivme değerleri, alanın yer altı suyu, zemin profili gibi detaylı verilerin bir yazılım ile belediyelerin kullanımına sunulacağını söyledi. Avcı, “Yetkililer bu sisteme koordinat bilgisi girdiğinde, o alanın bilgileri detaylı olarak önlerine çıkacak. Kentsel dönüşüm ve ruhsat aşamalarında belediyelere kolaylık sağlayacak. Vatandaşlar için oluşturacağımız yazılımda da vatandaş ada parselini girerek, bulunduğu alanın deprem risk derecesine ulaşabilecek, alanın sıvılaşma riskinin bulunup bulunmadığı veya yumuşak zemin özelliğine sahip olup olmadığını görebilecek. Ne kadarlık bir deprem ivmesi gelecek, faylar nereden geçiyor, ne yapması gerektiğiyle ilgili bazı bilgiler, bu yazılımda vatandaşın önüne düşecek” diye konuştu.

    BTÜ İCADI BOR ENJEKSİYONU SIVILAŞMANIN ÖNÜNE GEÇECEK

    Bursa’nın depremsellik açısından riskli bir şehir olduğunun altını çizen Avcı, özellikle Gemlik ilçesinin olası bir depremde ciddi hasar alabileceğini vurguladı. Avcı, “Bursa’da; Gemlik, Mudanya gibi sahil bölgeleri ile Nilüfer, Yıldırım ovası gibi alanlar yüksek sıvılaşma potansiyeline sahip.O yüzden Bursa’nın ciddi bir depremde, hasar alma riski oldukça yüksek. Üniversitemizde geliştirdiğimiz bor enjeksiyonlu malzeme ile bu sıvılaşma riskinin de önüne geçebiliriz. Malzememizi,yeni yapılacak binaların zeminlerine uygulayabileceğimiz gibi, mevcut binalara da temellerden açacağımız küçük delikler vasıtasıyla kolaylıkla uygulayabiliriz. Zemin içindeki boşluklara yerleşen malzeme katılaşarak zemini katı bir forma (kaya özelliğine) getiriyor ve sıvılaşma olayını ortadan kaldırıyor. Çalışmamızın Gemlik Kurşunlu bölgesinde yapılan saha uygulamalarında oldukça başarılı sonuçlar elde edildi” şeklinde konuştu.

    Rektör Naci Çağlar: Deprem Hasarlarını Azaltmak İçin Sahadayız
    BTÜ’nün deprem öncesi ve sonrası birçok proje ve çalışmaya imza attığını kaydeden BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, “Şehrimizin sorunlarına kayıtsız kalmıyor, Bursa’mızı depremlere hazırlamak için pek çok çalışma sürdürüyoruz. Şehrin yapı stoğunun ve zeminin incelenmesi, sıvılaşmaya karşı bor katkılı enjeksiyon malzememizin uygulama aşamasına gelmesi, akademisyenlerimizin ilgili komisyonlarda yer alması, çalıştaylar gibi depreme hazırlık konusunda fark yaratacak çalışmalara imza atmaya devam edeceğiz. Dolayısıyla şehrimiz için ülkemiz için ve depreme hazırlık için hep sahadayız” dedi.

  • Kütahya’da korkutan deprem!

    Kütahya’da korkutan deprem!

    ANKARA (İGFA) – AFAD’ın paylaştığı verilere göre, ilk deprem saat 07.23’te 4,5 büyüklüğünde, ikinci deprem ise saat 07.29’da 3,9 büyüklüğünde kaydedildi. Depremlerin yerin 8,81 ve 11,61 kilometre derinlikte olduğu tespit edildi. 6 dakika sonra aynı bölgede bir deprem daha meydana gelmesi halk kısa süreli tedirginlik yaşadı. Bölgede sarsıntılar devam ediyor.

  • İstanbul depreminde yaşanan iletişim krizi TBMM’de

    İstanbul depreminde yaşanan iletişim krizi TBMM’de

    ANKARA (İGFA) – CHP İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle İstanbul depreminde yaşanan iletişim krizine ilişkin soruları TBMM Başkanlığı’na sundu.

    Milletvekili Özdemir, deprem sonrası binlerce vatandaşın yakınlarına ulaşamadığını, acil yardım çağrılarının kesintiye uğradığını ve bilgi akışında ciddi aksamalar yaşandığını belirtti.

    Türkiye’nin en büyük GSM operatörlerinin Türkiye Varlık Fonu’na devredilmiş olmasına rağmen afetlere hazırlıksız olduklarının ortaya çıktığını vurgulayan Özdemir, “Bu yapısal güce rağmen iletişimin neden sağlanamadığı kamuoyunun haklı olarak sorguladığı bir durumdur” ifadelerini kullandı.

    “Afet anlarında iletişim sadece teknolojik değil, kamusal bir sorumluluktur” diyen Milletvekili Özdemir, “Vatandaşlarımızın can güvenliği ve bilgiye erişim hakkı korunmalıdır” diyerek, bakanlıktan konuyla ilgili kapsamlı ve tatmin edici bir açıklama beklediklerini kaydetti.

    Milletvekili Özdemir’in Bakanlığa yönelttiği soruları şöyle:

    • İstanbul’daki son deprem sonrası GSM operatörleri ne kadar süreyle hizmet kesintisine uğramıştır? Bu kesintinin nedeni nedir?
    • Deprem gibi olağanüstü durumlar için GSM operatörlerine tahsis edilmiş yedek bant genişliği veya acil durum iletişim altyapısı mevcut mudur? Mevcutsa neden devreye alınmamıştır?
    • Türkiye Varlık Fonu’na devredilen GSM operatörlerinin son beş yılda afetlere hazırlık amacıyla yaptığı altyapı yatırımları nelerdir?
    • Bakanlık tarafından afet anlarında iletişim kesintilerine karşı yürütülen veya planlanan çalışmalar nelerdir?
    • Türkiye’nin deprem kuşağında bulunan büyükşehirlerinde neden bir iletişim altyapısı seferberliği başlatılmamaktadır?
    • Deprem sonrası yaşanan iletişim sorunları nedeniyle GSM operatörlerine herhangi bir idari yaptırım uygulanmış mıdır? Uygulandıysa detayları nelerdir?
    • Baz istasyonları altyapı yatırımlarının ortak yapılmasının önündeki engeller nelerdir? Bu yönde bir düzenleme planlanmakta mıdır?
  • İstanbul için tek ses! Siyaseti bırakalım, İstanbul’u kurtarma seferberliğini birlikte başlatalım!

    İstanbul için tek ses! Siyaseti bırakalım, İstanbul’u kurtarma seferberliğini birlikte başlatalım!

    İSTANBUL (İGFA) – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, İstanbul Valisi Davut Gül, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Nuri Aslan ile birlikte Afet Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. Toplantının ardından AFAD Koordinasyon Merkezi’nde basın açıklaması yaptı.

    Bakan Kurum, İstanbul’un 39 ilçesinde Kaymakamlıklar nezdinde afet koordinasyon merkezlerinin kurulduğunu belirterke, Bakan Kurum, gelen çağrılara ilişkin verileri paylaştı.

    Depremin hemen ardından çoğunluğu İstanbul olmak üzere Bursa, Balıkesir, Tekirdağ ve Yalova’daki vatandaşlarımızdan toplamda 1.399 yapı ihbarı aldık. İhbar edilen bu binalardan 130’unu hemen incelediklerini anlatan Bakan Kurum, “107’sinde herhangi bir hasar tespit etmedik. 7 binamız az hasarlı. Herhangi bir ağır, orta hasar söz konusu değil. Fatih’te bir metruk bina yıkılmıştı. Hafriyat çalışmaları bugün içinde tamamlanmış olacak. Hasar tespit personelimiz de önceliği ihbar gelen yerlere vermek üzere İstanbul’un 39 ilçesi ve 963 mahallesinde saha çalışmalarına devam etmektedir” dedi.

    Dün meydana gelen depremin ardından tüm illerden hasar tespit ekiplerini İstanbul’a çağırdıklarını hatırlatan Bakan Kurum, “Ekip sayısını dün itibarıyla 3 bine çıkaracağımızı ifade etmiştik. Bugün gün içerisinde İstanbul’da 3 bin hasar tespit ekibi tüm İstanbul’da, kamu binaları başta olmak üzere tüm hasarların tespitlerini yapmak suretiyle bu incelemeleri inşallah gerçekleştiriyor olacağız. Dün itibarıyla İstanbul’umuzdaki yurtların, okullarımızın, cami ve hizmet binalarımızın da içerisinde olduğu 28 bin 538 kamu yapısına dair hasar tespit çalışmalarımızı süratle başlattık. İlk etapta 36 öğrenci yurdumuzda yaptığımız hasar tespitleri dün gece itibarıyla tamamladık. Ekiplerimiz yurtlarla ilgili hasar tespit etmedi. Bugün de İstanbul’daki tüm hastanelerin tespitlerini Sağlık Bakanlığı ile birlikte yapacağız. Sonuçları şeffaf bir şekilde milletimizle paylaşacağız” diye konuştu.

    “ÜLKEMİZİN EN BÜYÜK GERÇEĞİ DEPREMDİR”

    Türkiye’deki deprem gerçeğinin altını bir kez daha çizen Bakan Kurum, “Yaşadığımız bu depremle beraber bir kez daha gördük ki başta İstanbul olmak üzere ülkemizin en büyük gerçeği depremdir. Bugün ülke yüzü ölçümünün yaklaşık yüzde 66’sı ve nüfus itibarıyla da baktığınızda yüzde 70’i deprem bölgelerinde yaşamaktadır. En son 6 Şubat 2023’te asrın felaketini yaşadık. 11 ilimiz ve 14 milyon vatandaşımız doğrudan etkilendi” diye konuştu.

    Bakan Kurum, 13 yıl önce İstanbul’dan başlatılan Kentsel Dönüşüm Seferberliği’ni güçlü şekilde sürdürdüklerini vurgulayarak dönüşüm göz ardı edilecek, ertelenecek bir durumu olmadığını kaydederek, “Bu anlamda sorumluluk sahibi herkesin bilmesi gerekir ki İstanbul’un artık tek gündemi deprem olmalıdır. İstanbul’daki yapı stokunun bir dakika, bir saniye bile kayba tahammülü yoktur” dedi.

    “İSTANBUL’DA 923 BİN BAĞIMSIZ BÖLÜMÜ DÖNÜŞTÜRDÜK”

    Bakanlık olarak 39 ilçede 365 ayrı alanda dönüşüm çalışmalarına devam ettiklerini kaydeden Bakan Kurum, “13 yılda İstanbul özelinde özel sektörümüzle, belediyelerimizle birlikte 923 bin bağımsız bölümün dönüşümü gerçekleştirmiştir. Bunun dışında bakanlıklarımız, okullarımızı, hastanelerimizi, yine camilerimizi kamu kurum ve kuruluşların binalarını güçlendirme ya da yeniden inşa ile hizmete sunulmuştur. Yine bir taraftan dönüşümü yaparken bir taraftan da dar gelirli vatandaşlarımızın ev sahibi olmaları için sosyal konut projeleri yapıyoruz. 2002 yılından bugüne tüm Türkiye’de 1,5 milyonu aşkın konutu üreten TOKİ’mizle İstanbul’umuza 125 bin 428 sosyal konut projesinin 81 binini tamamladık. Yine seçim meydanında söz verdiğimiz, 44 bin 610 konutumuzun inşasına da kararlı bir şekilde devam ediyoruz. TOKİ ile yaşadığımız depremde bir tane binamız yıkılmadı. TOKİ binalarında bir tane vatandaşımızın burnu bile kanamadı. Şu an sahada, İstanbul’da özel sektörümüzle birlikte 209 bin ev ve iş yerimizin dönüşümü devam etmektedir. Biliyoruz ki bu da yetmez. Daha kararlı olacağız. Daha hızlı ve daha büyük adımları hep birlikte atmak mecburiyetindeyiz” diye konuştu.

    “İSTANBUL İÇİN HER SANİYE DEĞERLİ”

    Bakanlığın İstanbul’u depreme hazırlamak için kentsel dönüşüm çalışmalarını hassasiyetle yürüttüğünü ifade eden Bakan Kurum, sürecin siyaset üstü ‘seferberlik’ anlayışıyla desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti.

    “16 milyon İstanbullunun canının ve geleceğinin söz konusu olduğu bir yerde çok net söylüyorum; siyasete ve polemiğe yer yoktur” diyen Bakan Kurum, “Burada siyaset olmaz, burada polemik yapılmaz. Tam aksine güçlü sağlıklı bir şekilde İstanbul da yaşamayı hak eden milyonlara karşı hep birlikte el ele vermenin zamanıdır. Siyaseti, polemiği bir tarafa koyalım ve İstanbul’un dönüşümü için göz bebeğimiz İstanbul için el ele verelim ve İstanbul’u kurtarma seferberliğini herkes üstüne düşen vazife çerçevesinde hep birlikte başlatalım diyorum. Ben İstanbullu bir hemşeriniz olarak, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olarak, bu afetlere gitmiş, bu acıları görmüş bugün de 11 ilde 550 bin konutun inşasını yürüten bir kardeşimiz olarak sesleniyorum. Bunu birlikte yapalım; İstanbul’u hep birlikte kurtaralım ve bu acıları bir daha yaşamayalım. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bakanlıklara verdiği imkanlar çerçevesinde İstanbul’u hep birlikte kurtaralım diyoruz” diye konuştu.

Betturkey Giriş -
Beinwon - Beinwon - iddaa tahminleri - Jokerbet - Canlı maç izle - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Firma Rehberi - Fitcas giriş -
Kurumsal Web Tasarımı - Antalya haber - fue hair transplant - Acibadem - hair transplant turkey - İzmir Haber - İzmir Haber - Gündem - Kadın Saat - Kastamonu Haber - SMM Panel - SMS Onay - Sohbet Odaları -